Haluk Şahin'den ders gibi yazı
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın Malatya'daki skandalla ilgili olarak medyayı sorumlu tutmasına bir eleştiri de Haluk Şahin'den geldi. Şahin'in yazısı demokrasi dersi niteliğindeydi.
Başbakan Erdoğan'ın Malatya'da yaşanan skandalla ilgili medyaya
veryansın etmesine bir eleştiri de Haluk Şahin'den geldi. Şahin,
derken, adeta medya ve demokrasi dersi verdi:
Haluk Şahin
Yazı: Haluk Şahin
Kaynak: www.radikal.com.tr
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'daki skandalla ilgili
yayınlara kızmış; medyayı, sorumlu bakan Nimet Çubukçu'ya karşı
yargısız infaz yapmakla suçlamış. Eklemiş: "Benim bakanım,
döneminin değil geçmişin faturalarını da mı ödeyecek?"
Başbakan, Nimet Çubukçu'nun istifasıyla ilgili talepleri aşırı
bulmakta kısmen haklı olabilir. Çubukçu henüz birkaç aydır
bakandır, uzun bir geçmişi olan bir sorunun tüm sorumluluğunu
üstlenmesi beklenemez.
Ya Başbakan Erdoğan? Bundan önceki bakan da kendi kabinesinde
olduğu ve kendisi tam üç yıldır görevde bulunduğu halde hükümetinin
bu konuda hiçbir sorumluluğu olmadığını öne sürebilir mi?
Belli ki, son üç yıl içinde bu sorun çözüleceğine ağırlaşmış. AKP
milletvekillerinden birinin işe karışmasıyla daha da berbat hale
gelmiş. Bütün bunların bir siyasal sorumluluğu yok mu?
Dünyanın birçok ülkesinde bu gibi durumlarda sorumlu bakan, kişisel
sorumluluğu olsun olmasın, istifa eder. O ülkelerde bu türden
simgesel istifalar neredeyse otomatik hale gelmiştir. Kâğıt
üzerinde sorumlu görünen kişi kenara çekilerek soruşturmanın ve
reformun önünü açar.
Bizde istifa kurumunun bu şekilde işlemediğini biliyoruz. Siyasi
tarihimizde simgesel istifalar pek azdır. Bizde alışılan, koltuğa
yapışıp hasar kontrolü yapmak ve her şeyin unutulmasını
beklemektir.
Bence, Başbakan Erdoğan 40 yılda bir önemli bir soruşturmacı
gazetecilik örneği ortaya koymuş olan medyamıza bu skandaldaki
yayınları nedeniyle karşı çıkarken de haksızlık yapıyor.
Demokrasilerde dördüncü güç olarak da nitelenen medyanın asal
görevlerinden birinin 'gözcülük' olduğunu unutuyor.
Demokrasi karşılıklı dengeler ve denetimlere dayanan bir sistemdir.
Yasama, yürütme ve yargının birbirleri üzerinde yasayla belirlenmiş
denetleme yetkileri vardır. Medya ise bunların her üçünü de (ve
tabii, kendisini de) eleştirip denetleyerek sistemin doğru
işlemesine katkıda bulunur.
Gözcülük işlevi, en çok soruşturmacı habercilik olaylarında
somutlaşır. Kuşkusuz kimi güç odakları habercilerin çabalarıyla
ortaya çıkan balçıktan rahatsız olur, konuyu bir medya komplosu
olarak göstermek ister.
Örneğin, Watergate skandalı sırasında Başkan Nixon da böyle
yapmıştır.
Malatya'daki skandalı verişi konusunda medyayı eleştiren Başbakan
Erdoğan arkadaşımız Murat Yetkin'e şöyle demiş:
"Medyayla da, medyasız da olmuyor!"
O sözün doğrusu şöyle olmalı: Özgür ve bağımsız medyasız demokrasi
olma