Ne Sav'cıydı, ne de Baykal'cı...
CHP'liydi...
Hala öyle...
CHP'liliğinden bir şey kaybetmiş değil.
Hiç kimsenin ama hiç kimsenin cesaret edemediği bir
dönemde, Baykal'a kafa tuttu, sokağa indi ve CHP'nin liderliğine
talip oldu.
İşte ne olduysa ondan sonra oldu...
Haluk Koç, vebalıymış gibi dışlandı, horlandı ve CHP'deki tüm
vitrinlerin dışına itildi.
Yok sayıldı bir başka deyişle!
***
Kemal Kılıçdaroğlu dönemi başladı sonra.
Haluk Koç bu dönemde hatırlandı.
Görev de verildi.
Kemal Bey'in yardımcısı oldu.
O ve bir kaç aklı başında CHP'li bir komisyon oluşturdu.
Dediler ki:
"Sümenaltı edilen Kürt raporunu revize
edelim!"
Olur mu?
Niye olmasın!
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da onay çıkınca...
Yola çıkıldı...
Haluk Koç ve ekibi günlerce Güney Doğu'yu karış karış gezdi, halkı
dinledi. Yöre halkı şaşkındı, CHP'liler uzun aradan sonra ilk kez
evet ilk kez kendilerini dinlemeye gelmiş, sorunlarına derman
olmaya çalışıyorlardı.
14 günlük bir gezi yanılmıyorsam.
***
Best FM'de program yaptığım zaman sık sık görüştük Haluk
Bey'le.
Harıl harıl çalışıyordu.
Çok konuşmak, tılsımı bozmak da istemiyordu.
***
Umutla beklemeye koyulduk.
Ha bugün, ha yarın...
Haluk Koç, CHP'nin "Yeni Kürt Raporu"nu açıklayacak!
Beyhude bir bekleyiş!
CHP'de Sav dönemi bitti...
Haluk Koç da onunla birlikte savruldu!
Ve haliyle...
Günlerce, hatta aylarca emek verilen raporlar da...
***
Diyorum ki...
CHP'de işler öyle mi yürüyor?
Çalıştır çalıştır, sonra da günü geldiğinde savur gitsin.
Eee...
O kadar çalışma!
Amannn kimin umurunda...
Kürt Sorunu peki?
Öyle bir sorun mu var?
***
Özeti...
Bir Haluk Koç vardı CHP'de...
O şimdi nerede?
Bir de kalın bir dosya vardı elinde.
Türkiye'nin kanayan yarasına merhem olacaktı belki de...
Sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır!