Haluk Koç'tan 1 Kasım kehaneti! Tablo değişmezse...
Abone olAnkara Altındağ ilçesinde vatandaşla bulaşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, kritik açıklamalar yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel
Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 1 Kasım genel
seçimlerine yönelik sandık uyarısı yaparak, var olan siyasi
tablonun devamı halinde sürmekte olan kaosun faiziyle yaşanacağını
belirtti.
Ankara Altındağ ilçesinde vatandaşla bulaşan Haluk Koç, 13 yıllık
AKP iktidarının vatandaşlara ve ülkeye istikrarsızlıktan,
huzursuzluktan ve kutuplaşmadan başka şey getirmediğini
savundu.
"İstikrar için oy isteyen AKP, eğer seçimlerde istediği
sonucu alırsa bugüne kadar istikrarsızlık için ne yaptıysa hiç
şüpheniz olmasın aynısını yapar." diyen, Koç, şunları
kaydetti:
"7 Haziran’da bir sonuç çıktı ortaya. Milletimiz bir karar aldı,
bir irade koydu ortaya. Dedi ki, 'ben artık AKP'nin tek
başına ülke yönetme görevine son veriyorum.’ Bu çerçevede
CHP olarak milletin verdiği bu mesajı aldık. Süreç içinde hiçbir
zaman bireysel ve partisel bakmadık olaya. Önce Türkiye dedik her
zaman. O yüzden bu seçimdeki ana sloganımızı da ‘Önce
Türkiye’ şeklinde belirledik. Ancak Temmuz ortasından
itibarın Türkiye başka bir tünele girdi. Sanki birisi bir düğmeye
bastı. Önce Suruç katliamı oldu, hemen ertesinde Ceylanpınar’da iki
polisimiz evlerinde şehit edildi, Dağlıca, Iğdır arkasından geldi.
Her gün bir, iki şehit haberi kanıksatılırken Ankara Garı bombası
oldu ve tam 102 evladımızı kaybettik."
OLANLAR 1980 ÖNCESİNE BENZİYOR
"Tüm bu olan biten 1980 öncesine benziyor. Niye geldik biz bu
ortama, niye seçime gidiyoruz Allah aşkına. Tek bir kişinin kişisel
ihtirası yüzünden. Hepiniz de biliyorsunuz o kişiyi değil mi!"
diyen Koç, şöyle devam etti: "Neymiş efendim, seçimden onun
istediği gibi bir irade çıkmamış. Ama milletin iradesi çıktı.
Olsun, biz bir daha yapalım. Yahu bu çarkıfelek mi, pas gelince
çevirelim, ta ki O kişi kazanıncaya kadar. Böyle şey olur mu? Bu
koca ülkeye, bu kadar kaynağa, bu kadar emeğe yazık değil
mi? Bakın yerel seçim oldu, ardından cumhurbaşkanlığı
seçimi, sonra genel seçim, olmadı, şimdi bir daha. Bir ülke bunu
nasıl kaldırır, bir ekonomi buna nasıl dayanır. Ama her şey yine de
bizim elimizde. 1 Kasım’da buna bir son verebiliriz. Bugün
kimsenin, hiçbir partinin baraj derdi yok; o nedenle artık kimseye
emanet oy vermeyin. 1 Kasım’da CHP’ye güç, omuz ve destek verin;
verin ki, Türkiye’yi hep beraber rahatlatalım.
NE YAPTILARSA AYNISINI YAPARLAR
Koalisyon hükümeti kurulabilse CHP’ye dokuz bakanlık düşecekti.
CHP’li bakanlar görevlerini hakkıyla yapacaklardı. Bakanlıklardan
başlayarak soruşturmalar yavaş yavaş aydınlanmaya, hukuk yavaş
yavaş zeminine oturmaya başlayacaktı. ‘Bunun ucu sonunda bana
dokunur, intihar mı edeceksin’ söylemiyle koalisyon kurulması
engellendi. Şimdi, ‘Bize oy verin kaos olmasın’ diyorlar.
Bakın açık söylüyorum. 13 yıldır iktidardalar. Eğer 1 Kasım’da da
bu siyasi tablo devam ederse sürmekte olan kaosu faiziyle yaşarız.
İstikrarsızlığın kaynağı olanlar asla istikrar sağlayamazlar.
İstikrar için oy isteyen AKP, bugüne kadar istikrarsızlık için ne
yaptıysa hiç şüpheniz olmasın aynısını yine yapar: Yani
kutuplaşmayı derinleştirir, kavgayı körükler, ekonomiyi içinden
çıkılmaz hale getirir. Zaten AKP demek istikrarsızlık, huzursuzluk
ve kriz demektir. Yaptıkları yolsuzlukların ve yaşadığımız
katliamların hesabını vermeyenler ülkeye de huzur ve istikrar
getiremez. Kendilerinden başka herkesi düşman ilan edenler asla
ülkenin bütünlüğünü, milletin kardeşliğini ve huzurunu
sağlayamazlar. Ne yazık ki gerçek budur."
KAYNAK VARDIR VE SİYASİ TERCİH MESELESİDİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun patlamanın ardından
Başbakan ve Demirtaş’a gittiğini hatırlatan Koç, şunları kaydetti:
"Bunların amacı Başbakanı temize çıkartma değildir; ülkeyi
rahatlatma, millete karamsar tablo karşısında bir umut ve güven
verme girişimidir. Keşke Sayın Bahçeli de yapabilseydi.
Sayın Demirtaş’a içeride çok net mesaj verildi: Terörle arana
mesafe koymalısın, siyaset kurumunun temel ilkesi budur. Huzur,
barış, kardeşlik hepimizin hakkı. Eşit hukuk, eşit vatandaşlık,
eşit haklar konusunda ne yapılması gerekiyorsa yapalım. Ama bunu
yaparken terörle aramıza kalın bir çizgi çekelim. 13 yıldır ülkeyi
yönetiyorlar. Emekli, asgari ücretli, taşeron işçi demediler. Şimdi
çıkmışlar şunu vereceğim, bunu yapacağım diyorlar. Neden, çünkü CHP
seçim bildirgesinde açıkladı, ondan. Biz açıkladığımızda ise
‘kaynak yok, veremezler’ diyorlardı. Şimdi yapacaklarmış. Demek
kaynak varmış. Kaynak bir bütçe disiplini konusudur ve tercih
meselesidir. Biz de makro dengeleri koruyarak,
tercihlerimizi emekliden, çalışandan, taşeron işçiden yana
kullanıyoruz. Ama hepsi hesaplı kitaplı biçimde. Yani bu kadar
basit. Peki sen 13 yıldır neden yapmadın, neden vermedin? Vatandaş
sandığa giderken en başta bunun vicdan muhasebesini yapmalı ve ona
göre oyunu kullanmalı."