Haluk Koç sert konuştu
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, ’yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasına ilişkin, "Bu kirli ilişkilerin ve yolsuzluklar...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç,
’yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasına ilişkin, "Bu kirli ilişkilerin
ve yolsuzlukların ucu nereye uzanırsa uzansın bu hesaplaşmayı
Türkiye artık yapmak zorundadır" dedi.
CHP MYK toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında
çalışmalarına devam ederken, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti
Sözcüsü Koç basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan’ın her
yerde 3 çocuk dediğini hatırlatan Koç, “3 çocuğun kerameti çıktı.
Bundan sonraki batında kaç doğacak onu bilmiyoruz ama 3 bakanın
oğlunun, bir kamu bankası genel müdürünün, bir büyük ilçe belediye
başkanının, AK Parti’nin kirli çamaşırlarının artık ortaya dökülme
mevsiminin geldiğini gösteriyor” diye konuştu.
AK Parti’nin tek derdinin dünyadaki maddiyat olduğunun
kanıtlandığını kaydeden Koç, “İleri sürülenlerin yanında AK Parti
iktidarı ile ilgili muhalefetin yıllar içinde ortaya koyduğu,
şimdilik dondurulan iddiaları da düşünürseniz ‘turpun büyüğü
heybede’ deyimi gerçeklik kazanır. Sağlıklı bir demokraside üç
bakanın oğlunun etrafında dönen rüşvet iddiaları, rüşvet alırken
görüntüsü olduğu iddia edilen diğer bakanın görevlerine bir dakika
bile devam etmemesini gerektirir. Bu bakanlardan bir tanesinin
İçişleri Bakanı olduğu düşünüldüğünde soruşturmaların gölgesiz
yürümesi ve selameti açısından daha da önem arz etmektedir” diye
konuştu.
İstanbul’da birçok emniyet müdürü ve şube başkanının İçişleri
Bakanı’nın emriyle görevden alınmasını da eleştiren Koç,
“İddiaların üzerinin örtülmek istendiği ve soruşturmanın
karartılması anlamına geleceği açıktır. Burada tüm iddialara karşı
oğlu rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında gözaltında olan bir
bakanın Mali Şube, Kaçakçılık Şube, Organize Şube, Terörle Mücadele
Şube, Asayiş Şube müdürlerini görevden alması açıkça suçtur, adli
müdahaledir. Yolsuzluk iddialarının kapatılma gayretidir. Varsa
suçun üzerini örtme girişimidir. Suçunuzu itiraf ve ikrar
ediyorsunuz demektir. Görevden alınması gereken bu müdürler değil
bu bakanlardır” şeklinde konuştu.
İSTİFA İSTEDİ
Operasyonun kamuoyuna yansıması ile birlikte üç bakanın tüm
programlarını iptal ettiğini de hatırlatan Koç, “Şu saate kadar
istifa etmemiş olmaları ve polis müdürlerini görevden alma
tasarrufları hükümetin bu gayretini ortaya koymaktadır” dedi.
Demokrasinin tüm dünyada geçerli olan kurallarının Türkiye’de
ırzına geçilmeye devam edildiğini söyleyen Koç, “Dünyada
elektrikler kesildi, tren devrildi diye sorumlulukları gereği
istifa eden bakan örnekleri varken bizde ucu kendisine, ailesine
dokunan ağır yolsuzluk suçlamalarında dahi kılını kıpırdatmayan,
üstelik bu soruşturmaları karartmak için tasarrufta bulunabilen
bakanları görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kabineden bir bakanın sözlerine de değinen Koç, “İyi niyetli bir
diğer bakan -Maliye Bakanı Mehmet Şimşek- konu benimle ilgili
olsaydı, ben istifa ederdim sağduyusunu gösterebilmektedir” diye
konuştu.
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm Türkiye temiz bir siyaset, yolsuzluklardan, arsızlıklardan,
şımarıklıklardan, hırsızlıklardan, küstahlıklardan temizlenmiş bir
demokrasi istiyor. Bu kirli ilişkilerin ve yolsuzlukların ucu
nereye uzanırsa uzansın bu hesaplaşmayı Türkiye yapmak
zorundadır.”
Deniz Feneri olayı ve soruşturmasının Türkiye aşamasının herkesin
aklında olduğunu söyleyen Koç, “Almanya’da ‘yüzyılın soygunu’ diye
anılan mütedeyin inançlı insanlarımızın nasıl soyuldukları
ortadadır. Türkiye’de bu davanın savcılarının nasıl davadan
alındıkları ve savcı iken sanık haline getirildikleri herkesin
hafızasındadır. Buradan tüm yetkilileri ve sorumluları millet adına
uyarıyoruz. Bu soruşturmanın savcıları ile oynamayın, HSYK’yı
böylesi bir girişiminize alet etmeyin. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı’na da sesleniyorum; soruşturmayı yürüten savcılarla
ilgili bir tasarrufunuz sizi doğrudan işin tarafı haline sokar.
İşin içine bazı telkinlerle başka savcıları sokma gayretlerine
direniniz. Zaten yaralı olan yargıyı ve hukuk kavramını
katlettirmeyiniz. Hırsızlık ve yolsuzluklarla ilgili görevini
yerine getirmeye çalışan tüm emniyet ve yargı mensuplarının
yanındayız” şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN’A SESLENDİ
Koç, ayrıca Başbakan’ın konuyla ilgili suskunluğunun manidar
olduğunu söyledi. Yaşananları bir insan olarak, sorumlu bir yurttaş
olarak içinin almadığını belirten Koç, şöyle konuştu:
“Yolsuzluk damgası resmen üzerine yapışmış bir iktidarla karşı
karşıyayız. Halkı yoksullaşırken kendilerini zenginleştiren bir
siyaset takımı ile karşı karşıyayız. İktidar gücünü, yolsuzlukları,
hırsızlıkları örtmek için kullanan bir profesyonel bir ekiple karşı
karşıyayız. Bu ülkede 14 yaşında çocuklar duvara yazı yazdılar diye
yargılanırken, bakan çocuklarının milyonlarca dolar rüşvetle
suçlandıkları ve yargıdan kurtarılmaya çalışıldıkları bir
Türkiye’deyiz. Yalanın yol olduğu, hırsızlığın geçim kapısı
yapıldığı, ‘bir lokma, bir hırka’ derken zenginliklerinin hesabını
veremeyen iktidar kadrolarının Türkiye’yi soyduğu belgelenen bir
Türkiye’deyiz. Tüm milletimizle temiz siyaset, onurlu siyasetçi,
gerçek demokrasi mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Koç, bugün tek bir gündem maddesi olduğunu ve tutuklu BDP’li
milletvekillerinin serbest bırakılmaması dahil birçok konu olduğunu
ve yanlışlığının ortada olduğunu da ifade etti.
(İHA)