Haluk Kırcı gençlere öğüt verdi!
Abone olKırcı, ‘‘Kimse, benim arkamda örgütüm var, arkadaşlarım var diye güvenmesin. Şiddete bulaşan çöpe atılıyor" dedi.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, Ankara Bahçelievler
katliamı davasından tutuklu bulunduğu Ödemiş Cezaevi'nden tahliye
olan Haluk Kırcı ailesiyle birlikte gizli bir yerde tatile çıktı.
Kırcı, tahliye olduktan sonra götürüldüğü askerlik şubesinde
hakkında çürük raporu olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı. Dışarda
bekleyen eşi ve iki çocuğuyla hasret gideren Haluk Kırcı, tatile
çıkmadan önce kendisiyle konuşan gazeteci-yazar Saygı Öztürk'e
ilginç açıklamalarda bulundu. Bundan sonra hayatını çocuklarına
adayacağını belirten Kırcı, 'Hiçbir şeyin peşinde değilim' dedi.
Haluk Kırcı şunları söyledi: ZATEN 2 YIL FAZLA YATTIM Olanlara
lanet olsun. İnşallah bu ülke bir daha bunları yaşamaz. Ama biz
yaşadık. Ben devlete karşı suç işlemedim. Abdullah Öcalan 125.
maddeden idama mahkum edildi. Eğer 1991 yılında teslim olsaydı 10
yıl sonra serbest bırakılacaktı. Ben 2 yıldır haksız yatıyorum.
İdam cezası kaldırıldıktan sonra yattığım her gün fazlaydı. DÜŞENİN
DOSTU OLMUYOR Bütün gençliğe sesleniyorum ve altını çizerek şunları
söylüyorum. Şiddet kimseye bir şey getirmiyor. Şiddete bulaşan
insan çöpe atılmış bir kağıttan farksız hale geliyor. Kimse, benim
örgütüm var, arkadaşlarım var diye güvenmesin. Herkes bilsin ki,
düşenin dostu olmuyor. Yapılacak tek şey kanunlar çerçevesinde
yaşamaktır. Yapacağım tek şey yaşadıklarımı arkamızdan gelenlerin
yaşamaması. Bunun için elimden geleni yapacağım. Bunu da herkes
bilsin.' Ben yaparım dedim kafalarına kurşun sıktım 'İdi Amin'
lakabı ile tanınan Kırcı, 8 Eylül 1978 günü Bahçelievler semtinde 7
TİP'li öğrencinin öldürülme eylemine katıldı. Saygı Öztürk, '5-6-2
Tamam Reis' adlı kitabını Haluk Kırcı'nın verdiği bigilerle yazdı.
Katliamın hikayesinin yer aldığı kitapta anlatılan katliam gecesi
Reis lakabıyla bilinen Abdullah Çatlı'nın yönlendirdiği ve
aralarında Haluk Kırcı'nın da bulunduğu 4 kişi, 8 Eylül 1978
tarihinde Bahçelievler'de öğrencilerin kaldığı evi bastı. Silahlı 4
kişi, içerde bulunan 5 genci etkisiz hale getirdikten sonra
bağladı. Ardından gelen iki genci de etkisiz hale getirdi.
Sorgulanan öğrencilerden biri ağzına kapatılan havlu yüzünden
boğularak öldü. Paniğe kapılan 4 kişi, dışarda bekleyen Abdullah
Çatlı'ya durumu bildirdi. Çatlı bir süre olay yerinden ayrıldıktan
sonra geri dönüp, eterle bayıltılan iki öğrenciyi otomobilin
bagajına koyup Eskişehir yoluna götürdü. İki öğrnci burada
başlarına kurşun sıkılarak öldürüldü. Geride kalan 4 TİP'liyi
götürecekleri sırada, binanın önünden polis otomobili geçince
yakalanmaktan korktular. Abdullah Çatlı evde bulunanlara haber
gönderdi: ‘‘Kalanları da öldürün’’ İçerdeki iki kişiden birinin
tabancası patlamadı. Kırcı, ‘‘Ben yaparım sen kaç’’ dedi. Ve 4
TİP'li başlarına kurşun sıkılarak öldürüldü. SAYGI ÖZTÜRK’E İTİRAF
ETTİ Yıllar sonra Saygı Öztürk'e, kitabın yazılması aşamasında
konuşan Haluk Kırcı, katliamı itiraf etti. Kırcı 'Neye yalan
söyleyeyim, ben yaptım' diyerek katliamı üstlenmişti. Katliamdan
sonra hakkında tutuklama kararı çıkarılan Kırcı, İstanbul'da sahte
kimlikle yakalandı ve yargılandı. 12 Nisan 1988'de Bahçelievler
katliamı davasından 7 kez idama mahkum oldu. Çıkarılan İnfaz
Kanunu'ndan yararlanarak 26 Nisan 1991 tarihinde şartlı tahliye
edildi. Ancak her idamı için ayrı hesaplanması gereken süre henüz
tamamlanmadığından tekrar aranmaya başlandı. 25 Ocak 1996'da
İstanbul'da yakalandı ancak aynı gün firar etti. Kırcı, 10 Ocak
1999'da İstanbul Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin bir operasyonu
ile yakalanarak cezaevine kondu.