Kadir Has Üniversitesi tarafından, Türkiye'de toplumun mevcut olası sorunlara ve yeni gündemlere bakış açısını belirlemeyi amaçlayarak yapılan, ''Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması''nın 2011 sonuçları açıklandı. Üniversitenin Cibali Kampüsü'nde düzenlenen basın toplantısıyla raporu açıklayan Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, araştırmanın 26 ilde ve 18 yaş üzeri bin kişilik bir kamuoyu üzerinde gerçekleştirildiğini söyledi. Araştırmanın hata payının çok az olduğunu dile getiren Aydın, Türk toplumunun artık keskin bir şekilde yerini belirlediğinin, bir kutuplaşma söz konusu olduğunun araştırmanın önemli verileri arasında olduğunu söyledi. Araştırmada, kendini herhangi bir siyasi görüşe yakın görmeyenlerin oranının 1,1 olduğunu dile getiren Aydın, ''Dolayısıyla ülkenin yüzde 99'u kendini bir siyasi görüşle bağlantılı hissediyor. Yine raporda, genel çerçeve içerisinde kendisini muhafazakar ya da ılımlı muhafazakar olarak görenlerin oranının artış sağladığı görülmektedir. Örneğin; muhafazakar ya da ılımlı muhafazakar olarak kendini görenlerin oranı yüzde 43,2'ye çıkmış durumda ve bunlar son 1 yılda artış gösterdi'' diye konuştu. Prof. Dr. Aydın, kendini ''Cumhuriyetçi'' olarak tanımlayan kısımda yüzde 6'lık bir düşüşün gerçekleştiğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Son 3 yıldaki bütün araştırma sonuçlarında ekonomi, işsizlik ve terör en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. Fakat önemli bir farklılık var. İşsizliği sorun olarak görmek, son 1 yılda yüzde 54'ten yüzde 33'e düşmüş. Yani çok büyük bir düşüş var. İstihdam yaratmada devam eden artış, muhtemelen daha çok sayıda kişinin gidip çalışmasını sağlamış olabilir. Buna karşılık terörde geçen yıla oranla iki katına giden bir artış var. Bu da şaşırtıcı değil. Biliyorsunuz geçen yılın yaz aylarından itibaren terör sorununda ve buna verilen askeri karşılıkta ciddi bir tırmanma var. Bunun halkı hemen etkilediği açıkça gözüküyor. Vatandaş, ekonomi ile ilgili meseleleri kendisiyle ilgili önemli bir sorun olarak görmeye devam ediyor.'' Prof. Dr. Mustafa Aydın, araştırmada, Hükümetin politikalarının ne kadar başarılı bulunduğu sorusuna, katılımcıların 34,5'i başarılı bulduğu yönünde karşılık verdiğini, her 10 kişiden 6'sının da Türkiye'nin Avrupa'daki krizden etkilenmemesi için yeterli önlemin alınmadığını ifade ettiğini belirtti. -''Hükümetin terör politikasını başarılı bulma oranı yükseldi''- Araştırmada, terör sorununun çözümü için en etkili yolun, yüzde 44,2 ile askeri yöntemler olduğu görüşünün ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Aydın, şöyle devam etti: ''Geçen yıl yüzde 31'di bu rakam. Demokratik açılımın ardından siyasi yöntemler en etkili çözüm olarak görülüyordu. Bu sene, tam tersi ortaya çıkmış. Bir anda askeri yöntemlerin daha etkin olacağına yönelik bir kamuoyu oluşmuş. Bunun, terör olaylarının yazdan beri artmaya başlaması ve buna Hükümetin askeri veya polisiye önlemlerle karşılık veriyor olmasının alt nezdindeki yansımaları olduğu anlaşılıyor. Fakat, toplumda da bu konuda bir sertleşmenin yaşandığı ortada. Geçen yıl 'Devlet ya da hükümet terör sorununu çözmek için kimle görüşmeli?' sorusu çok tartışılmıştı. Bu soruyu 4'e bölerek sorduk. ' BDP, PKK ya da Abdullah Öcalan ile görüşülmeli mi? ya da hiç kimseyle görüşülmemeli mi?' diye sorduk. Halkın yüzde 52'si hiç kimseyle görüşülmemesi gerektiğini söyledi. Bu aslında toplumun askeri yöntemlere öncelik vermesiyle de uyumlu bir politika. Burada demokratik açılımla ilgili bir hayal kırıklığı olduğu anlaşılıyor. Kimle görüşülmelide ise verilen cevaplar da yüzde 29 oranında BDP, yüzde 17 PKK, yüzde 15-16 gibi de Abdullah Öcalan ile görüşülebileceği ifade edilmiş. Eğer, görüşülecekse halkın tercihi Meclisteki siyasi partinin temsilcileriyle görüşülmesi yönünde. Hükümetin politikasını bu alanda başarılı bulma oranı yükselmiş.'' -''Kürtler ayrı devlet istemiyor''- Prof. Dr. Mustafa Aydın, Türkiye'nin bölünme tehlikesi altında olup olmadığı konusunda ise kendini ''Türk'' olarak tanımlayanların yüzde 44,8'inin bu konuda bölünme tehlikesi yaşandığını ifade ettiğini belirterek, ''Kürt''lerin ise yüzde 22'si bölünme tehlikesi bulunduğu yönünde yanıt verdi. Terörden bağımsız olarak, Hükümetin terör konusundaki politikasını başarılı bulanların oranının geçen yıla göre yüzde 10 daha artarak, yüzde 30,6'ya ulaştığını belirten Aydın, şöyle devam etti: ''Ayrıca raporda BDP'nin Kürtleri temsil edip edemediğini sorduk. Bunda da geçen yıla oranla bir artış söz konusu ve yüzde 32 gibi bir kesim, BDP'nin, Kürtleri temsil ettiğini belirtti. Aynı şekilde yüzde 36'lık bir kesim, PKK'nın Türkiye'de yaşayan Kürtleri temsil ettiğini söylüyor. Bu iki rakamda geçen yıldan bu yıla yüzde 10 artış yaşanmış. Halkın yüzde 85'i BDP'nin PKK'dan ayrı politika izleyemediğini düşünüyor. Abdullah Öcalan'ın yüzde 90'a varan bir oranla hala BDP ve PKK üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. Baktığınızda Türk halkının yüzde 63'ü, Kürt halkının ayrı devlet kurmak istediğini düşünüyor, ama bunu Türkler ve Kürtler olarak ayırdığınızda fark büyük ölçüde ortaya çıkıyor. Türklerin, Kürtlerden çok daha yüksek oranda, bu yönde görüş bildirdiği ortaya çıkıyor.'' Prof. Dr. Aydın, raporda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti'den yüzde 10 oranında daha başarılı bulunduğunu belirterek, CHP ve MHP'de ise parti ve liderlerin başarılı bulunma oranının neredeyse aynı olduğunu söyledi. ''Buradan bu partilerin liderlerinin çok da başarılı bulunmadığı, partilerini daha ileri götürebilecek yapıda olmadığı anlaşılıyor'' diyen Aydın, ayrıca, en fakir yüzde 20 ile en zengin yüzde 20'nin, Hükümeti daha başarılı bulduğunu, Hükümetin politikalarından en başarılı bulunanın sağlık hizmetleri olarak görüldüğünü, ardından gelen ulaşım, konut, sosyal güvenlik hizmetlerinin en fakir yüzde 20'yi cesaretlendiren konular olduğunu belirtti. -''Halkın yüzde 60'ı basının özgür olmadığını düşünüyor''- Prof. Dr. Mustafa Aydın, en güvenilen kurumun ''Ordu'' olarak belirtildiğini, ancak bu kuruma olan güvenin az da olsa azaldığını belirterek, ''Polis güçlerine güven konusunda yüzde 10'luk bir oranda artış gerçekleşti. Buradan, Türk halkının, güvenlik güçlerine güvenen bir halk olduğunu anlıyoruz. Bu bizim demokratik kurumlarımız açısından feci bir tablo. Siyasi partilerin, yargının en çok güvenilir olması gerekirken, Türkiye'de hala toplumun güvenlik tabanlı bir düşüncesi olduğu görülüyor'' diye konuştu. Aydın, 2011 seçimlerinden sonra sorunsuz giden ilişkiler neticesinde halkın yüzde 25'inin ABD'nin Türkiye'nin dostu olduğunu düşündüğünü, halkın yüzde 44'ünün ise hiçbir devletle iş birliği içinde olunmaması gerektiğini savunduğunu ifade etti. Araştırmaya katılanların yarısının Türkiye'nin demokratik bir ülke olmadığını, yüzde 57'sinin düşünce özgürlüğü ve yüzde 60'nın basın özgür bulunmadığını düşündüğünü vurgulayan Aydın, ''Kendini Türk olarak tanımlayan önemli bir kesim, Kürtçe eğitimi destekliyor. Öte yandan, halkın yüzde 93'ü şiddeti hoş görmezken, halkın yüzde 20'si şiddete maruz kaldığını söylüyor. Halkın yüzde 80'i Türkiye'nin değiştiğini söylüyor, yüzde 46'sı iyiye gittiğini ifade ediyor. Özellikle, Karadeniz, Güney Doğu ve Doğu Anadolu, Türkiye'nin iyiye gitmekte olduğunu düşünüyor. Bir de katılımcıların yüzde 62,1'i Türkiye'de yaşamaktan mutlu olduğunu belirtirken, yüzde 14,2'lik oran bundan dolayı mutsuz olduğunu vurguluyor'' dedi