Son dönemlerde dünya fazlasıyla çalkantılı… Toplumsal ayaklanmanın biri bitmeden biri başlıyor. Yunanistan’da ve Fransa’da ortalığı kasıp kavuran kitle isyanlarının, Karadeniz’in üstlerinde çok ses getiren Turuncu ve Kadife devrimlerinse dumanı henüz sönmüş değil. Son haftalarda Mağrip ülkelerinde başlayarak bütün Kuzey Afrika ülkelerindeki diktatör yönetimleri sallayan, başını gençlerin çektiği isyan kalkışmaları ise Tunus’tan, Mısır’a kadar yayıldı. Hatta diğer Arap ülkelerini kıvılcımlandırma riski dahi taşıyor. Ancak tüm kalkışmalar, isyanlar, çatışmalar, sürtüşmeler bunlardan ibaret değil. Eski İtalya Başbakanı Giuliano Amato’nun “Yaşlı nesiller, genç nesillerin geleceğini yediler” sözleriyle ifade ettiği bir genç nesil huzursuzluğu Avrupa ülkelerinin de her an bu durumla karşı karşıya kalabileceğinin sinyallerini veriyor. İngiliz Çalışma Bakanı Chris Grayling ise bu durumu “genişleyen bir saatli bomba” olarak tanımlıyor. İngiliz Çalışma Bakanı Chris Grayling ise bu durumu “genişleyen bir saatli bomba” olarak tanımlıyor. Uluslararası çalışma Örgütü ILO rakamlarına bakıldığında genç nüfus açısından işsizlik oranları giderek yükseliyor ve pek çok ülkede yaşlı nüfus ile genç nüfus arasındaki işlevsellik ve kazanç uçurumu giderek büyüyor. İşsizlik ve yetersiz gelir pek çok ülkede patlamaya hazır bir sosyal bomba potansiyeli arz ederken, genç nüfusun yaşlılara oranla üç kat daha fazla işsizlikle karşı karşıya olduğu gerçeği gelecek adına pek de ümit verici görünmüyor. Dünyanın pek çok bölgesi Mağrip ülkelerindeki patlamalara eşdeğer sosyal çalkantılara gebeyken, birçok başka ülke ve bölgede de türlü başka sebeplerle çatışma ve sosyal kargaşalar ya sürüyor ya da yaklaşmakta olduklarının işaretlerini şimdiden veriyorlar. İşte dünyanın mevcut ve potansiyel karışıklık haritası... Üstelik buna hâlen pek çok ülkede süren silahlı çatışmalar dâhil değil… Tunus’ta başkaldıranların çoğu üniversite eğitimli gençlerden oluşuyor. Zira bu ülkede diploma almak bir iş bulmaya yetmiyor. İçlerinde diplomalı işsizlerin bol miktarda bulunduğu gençlik, dış destekli Bin Ali rejimine başkaldırdı. Diğer ülkelerin durumu da bunlardan çok farklı değil. Kuzey Afrika ülkeleriyle beraber Orta Doğu 15-29 yaş arasında dünyanın en geniş genç nüfusunu barındırıyor. Buralardaki siyasi ve uluslararası problemlerin yanı sıra salt genç nüfusun eğitim ve işsizlik sorunu gelecekte daha büyük sosyal patlamalara işaret ediyor. ILO raporlarına göre Mağrip ülkeleri olan Cezayir, Fas, Tunus, Libya ve Mısır’ı da içine alan şerit dünyanın en yüksek genç nüfus işsizlik oranına sahip. Bu ülkelerdeki bir diğer sosyal çatışma sebebi ise despot rejimler ve belki de daha kötüsü fena halde yerleşmiş bulunan yolsuzluklar. ORTA DOĞU Bölgenin kaos içinde bulunmasının şüphesiz ilk sebepleri savaşlar, işgaller, İsrail-Filistin meselesi ve bir dönem Batı’nın manevralarıyla iktidarlara gelen despot rejimler. Orta Doğu tüm dünyada huzur ve istikrarı yakalama ihtimalinin düşük olduğu bölgeyi temsil ediyor. Aşağıda ele aldığımız ülkeler karışklıklara gebe devletler listesinin sadece en belirginleri IRAK Sefalet ve anarşi Bir yanda işgal altındaki Irak ve bu ülkeyi bekleyen bölünme tehlikesi, öte yanda işgalin doğurduğu anarşi, iç karışıklıklar, ekonomik sefalet, eşleri öldürülen yüz binlerce kadın ve yetimin hayatta kalma mücadelesi burada sorunların çözülmek bir yana gelecekte daha büyük sosyal çalkantılara yol açacağının göstergesi gibi. İSRAİL-FİLİSTİN Mülteci sorunu İsrail’in Filistin topraklarını işgali ve uyguladığı acımasız abluka sadece bu ülkede değil tüm Müslüman coğrafyasında bir çalkalanma sebebi olmayı daha uzun süre sürdürecek görünüyor. Politik ve güvenlik sorununun yanı sıra Filistin’de en başta çoğunluğu oluşturan genç nüfusu vuran eğitim ve işsizlik problemleri politik sorunlar bir gün aşılsa bile sosyal kaosun daha uzun süreceğini gösteriyor. Üstelik İşgal sebebiyle mülteci durumuna düşen milyonlarca Filistinli hem kendi toprakları hem de şu an barındıkları Ürdün gibi ülkeler açısından karanlık bir gelecek riski taşıyorlar. İRAN Molla rejimi gençleri daraltıyor İran da giderek memnuniyetsizlik yaratan molla rejiminin yanı sıra ABD, Avrupa ve İsrail gibi ülkelerin sürekli baskısı altında toplumsal isyanların ucundan dönüyor. YEMEN El Kaide ve kendini avutan bir toplum Yemen’in de temel sorunları anti demokratik totaliter bir yönetim, fakirlik, işsizlik. Gat çiğneyerek kendini avutan toplumun bir gün patlama yapması mümkün. YEMEN El Kaide ve kendini avutan bir toplum Yemen’in de temel sorunları anti demokratik totaliter bir yönetim, fakirlik, işsizlik. Gat çiğneyerek kendini avutan toplumun bir gün patlama yapması mümkün. Hâlihazırda devlet güçleriyle çatışan grupların bulunduğu ülkenin El Kaide gibi örgütlere üs vazifesi gördüğü iddiaları da uluslararası açıdan bir başka huzursuzluk sorunu. ALMANYA Yabancı düşmanlığı devam ediyor Yaşlı nüfusu giderek çoğalan, genç nüfusu azalan Almanya çıraklık eğitimi programları sayesinde işsizlik oranlarını diğer ülkelere nazaran daha makul seviyelerde tutsa da ülkede yabancıların yükselen varlığı kimi kesimleri ciddi rahatsız ediyor. Başta Müslümanlar olmak üzere yabancı asıllıların varlığının şiddetini entegrasyon görünümlü asimilasyon politikalarıyla hafifleten Almanya’da yine de Thilo Sarrazin gibilerin yabancı düşmanlığına bürünen yaklaşımları iç çatışma potansiyeli taşıyor. BELÇİKA İç karışıklık Üç resmi dilin konuşulduğu Belçika, küçük bir ülke olmasına rağmen Flamanlar ve Valonlar arasındaki uzlaşmazlık ülkeyi her an bölünmeye götürebilir. FRANSA Banliyö gençliği beklemede Fransa’da baş gösteren, önce bir kenara itilmiş banliyö gençlerinin isyanıyla başlayıp Paris sokaklarını ateşlere veren ve ardından emeklilik yaşı protestolarıyla gençliğin geri kalanını da sokaklara döken memnuniyetsizlik dalgası, bu ülkenin başında her an düşmeye hazır bir “Demokles’in kılıcı” gibi sallanıyor. YUNANİSTAN İsyan bitmiş değil Geçtiğimiz yıl Yunanistan’da gençler ayaklandı ve tozu dumana kattılar. Yunanistan’da genç kitlelerin isyanı henüz bitmiş değil. Devamı gelebilir. ABD Güneydeki Latinolar tehlike unsuru ABD’de sosyal çalkantılar ve uzun vadeli geleceğe yönelik karışıklıklar hiç de imkânsız görünmüyor. Son dönemlerde düşüşe geçen ekonomi ise en önemli denge bozucu unsur. Sadece Detroit gibi bir dönemler otomobil sanayinin ışıltılı başkenti olan bir şehrin bile kısa sürede hayalet şehre dönüşmesi ibret verici. Siyahî gençler arasında işsizlik oranı yüzde 44, beyaz gençlerde ise bu oran daha düşük: yüzde 23. ABD’de özellikle Güney eyaletlerde hızla yükselen latino asıllıların varlığı ve talepleri gelecekte büyük sosyal ve politik çalkantılara hatta bölünmelere varabilir. MEKSİKA Yeni bir devrimin zamanı mı geldi? Meksika devriminin yüzyılı dolarken halk arasında yeni bir devrimin zamanının geldiği konuşuluyor. Bunun en önemli etkeni ise ekonomik eşitsizlikler, adaletsizlikler ve uyuşturucu kartellerinin devlet otoritesini kimi zaman kale almayan kanlı hesaplaşmaları. KOLOMBİYA Şiddet kol geziyor Uyuşturucu kartelleri ve şiddetin etkisinin günlük hayata damga vurduğu Kolombiya’da devlet ve paramiliter örgütlerin uzun süreden beri uyguladığı şiddet ve buna karşılık halk tepkisi her an sosyal bir çalkantı potansiyelini de taşıyor. BREZİLYA Uyuşturucu çeteleri Brezilya’da en önemli sosyal sorunlardan biri fakirlik ve suç oranının oldukça yüksek olduğu “favela” denilen gettolar. “Favela”lardaki uyuşturucu, şiddet ve fakirlik batağı sosyal bir patlamayı körükleyecek nitelikte. Bu durumdaki nüfus oldukça kalabalık. ÇİN Hızla sanayileştiler ama… Çin’in hızlı sanayileşmesi göz kamaştırıyor ama vahşi kapitalizm dışında her şeyi baskı altında tutan otoriter yönetim şimdilik patlak verebilecek çatışmaları bastırmayı başarabiliyor. Sayıları yüz milyona varan Falun Gong mensuplarına ve Uygurlara uygulanan baskı ve işkenceler Çin’in başını çok ağrıtmasa da toplumsal alanda başka krizlere gebe ülke. AFGANİSTAN Ezilenler her an kükreyebilir İşgal altındaki Afganistan’ın durumu malum. Uyuşturucu, otorite eksikliği, yolsuzluk, ezilen kadınlar ve yoksulluk buralarda daha uzun süre istikrar olmayacağını gösteriyor. PAKİSTAN Uçurum büyüyor Hint fili, Çin kaplanı ve Rus ayısı ile kuşatılmış bir ülke olan Pakistan da ezilmiş bir halka rağmen sosyal patlamalara aday bir ülke. Zengin ve fakir arasındaki uçurumun abartılı boyutlarda olduğu ülkede liderlik sorunu, yolsuzluklar, radikal dini oluşumlar ve Batlıların baskısı gibi pek çok faktör bu fakir ülke için her an kargaşa konusu. HİNDİSTAN Gelir adaletsizliği Güney Hindistan’da Hindular ile Müslümanlar arasındaki uzlaşmazlığın nereye varacağı belli değil. Ülkede bir sorun da kast sisteminin doğurduğu çatışmalar ve suçlar. Ülkede gelir adaletsizliği fakirlik ise bir başka toplumsal patlama riskini teşkil ediyor. GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ Şimdi siyahlar eziyor Bir zamanlar beyazların siyahlara uyguladığı baskı ve şiddet şimdilerde siyahlar tarafından diğer Afrikalı göçmenlere uygulanıyor. Dünyanın en büyük suç ve şiddet oranlarına sahip ülkede çatışmalar bazen haftalarca sürebiliyor. Ekonomik sıkıntılarsa kitleler üzerinde gerilimi yükselten başka bir etken. NİJERYA Etnik sorunlara fakirlik eklenince… Farklı etnik ve dini grupların yaşadığı Nijerya’da bu sebeplerden kaynaklanan toplumsal çatışmalara bir de fakirlik, istikrarsızlık, siyasi anlaşmazlık ve dış ülkelerin menfaat oyunları da eklenince her zaman bir sosyal patlama ve çatışma riski söz konusu. SUDAN Çatışmanın her türlüsü mevcut Sömürgecilik kalıntılarından fakirliğe, etnik çatışmalardan dini çatışmalara kadar Sudan’da yok yok. Müslümanlarla ülkenin güneyindeki Hıristiyanlar arasındaki çatışmaların dışında, toprak kaynaklı gerilimler de cabası. AYAKLANAN İŞSİZ GENÇLERE NEREDE NE AD VERİLİYOR? Son dönemlerde başta Mağrip ülkeleri olmak üzere sosyal isyanların ve çatışmaların patlak verdiği ülkelerdeki en önemli itici faktörler siyasal istikrarsızlık, baskıcı yönetimler ve işsiz genç kitleler sorunuydu. Tunus’ta ayaklanarak diktatör Zeynelabidin Bin Ali’yi deviren kitlelerin motor gücünü oluşturan işsiz-güçsüz ve kısıtlı imkânlarla mücadele eden bir gençlikti. Bu gençliğe Arapça-Fransızca karışımı verilen bir de isim var: Bunlara “Hitist” deniyor. Bu tabir Kuzey Afrika ülkelerindeki gençliğin ortak adı olarak kullanılıyor. Cezayir’de “duvar” anlamına gelen “Hit” kelimesinden türetilen bu tabir “Duvara yaslananlar” anlamına geliyor ve yol kenarında sırtlarını duvara dayayarak işsiz-güçsüz ortalıklarda pineklemek durumunda kalan oldukça geniş bir genç kitleyi tarif ediyor Hüsnü Mübarek ve rejimine karşı amansız başkaldırıyı besleyen sebeplerden biri de yine gençliğin umutsuz durumu. Kuzey Afrika’daki Hitistlerin Mısır’daki karşılığını ise “Şebab-ı Atılin” yani “Atıl Gençler” daha açık ifadesiyle işsiz gençler teşkil ediyor. Atıl gençlik sorunu sadece Kuzey Afrika’ya mahsus değil. Büyük Britanya’da bu kitlelere “Eğitim, istihdam ve faaliyet halinde olmayan” ifadesinin kısaltması olarak “Neet”ler adı veriliyor. Bu tür gençliğin aslında oldukça yoğun olduğu Amerika’da ise aldığı isim oldukça anlamlı: “Bumerang”lar. Bunlara neden mi Bumerang deniliyor? Çok açık; eğitim için harcadıkları onca senenin sonunda çalışacak iş bulamadıkları için baba ocağına ana kucağına –o da varsa- geri dönmek zorunda kaldıkları için. Hem yüksek eğitimli olup hem de iş-güç açısından kargaşa içinde yaşayan bir gençlik de Japonya’da. Burada da bu tür genç kitleler özel bir ad takılacak kadar geniş bir kitleye ulaşmış durumda. Bunlar için serbest işçi anlamına gelen “Freeters” tabiri üretilmiş. Düzenli bir meşguliyet ve kazançtan mahrum bulunan bu tür gençliğe İspanya’da ise ayda 1000 Avro’dan aşağı kazananlara verilen genel isim olan “Mileuristas” deniliyor. (Aktüel)