Spor basınının 97 yaşında vefat eden duayenlerinden Halit Kıvanç için ilk olarak kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin Levent'teki binasında bir tören düzenlendi.Törene Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Halit Kıvanç'ın eşi Bülbin Kıvanç, oğlu Ümit Kıvanç ve çok sayıda medya mensubu ile sevenleri katıldı.Törenin ardından Kıvanç'ın naaşı Zincirlikuyu Camii'ne getirildi.Burada düzenlenen cenaze törenine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un yanı sıra Müjdat Gezen, Uğur Dündar, Haldun Dormen, Erol Evgin, Demet Akbağ, Selim Soydan, Orhan Gencebay, Fatih Altaylı, Ali Kırca gibi çok sayıda ünlü isim katıldı. Halit Kıvanç'ın naaşı öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.Orhan Gencebay: "Çok önemli bir öncü"97 yaşında vefat eden Türk spor basınının usta ismi Halit Kıvanç, düzenlenen cenaze töreninin ardından basın mensuplarına açıklama yapan usta sanatçı Orhan Gencebay, Halit Kıvanç ile ilgili, "Çok önemli bir öncü. Ağabeyimizi, babamızı kaybettik, sanatçımızı daha doğrusu her yere yetişebilen özelliklere sahip bir insanımızı kaybettik. Başımız sağ olsun. Allah gani gani rahmet eylesin. Çok büyük hizmetler verdi" ifadelerini kullanmıştı. "Orhan Gencebay bunlardan biri"Düzenlenen cenaze töreni sonrası Halit Kıvanç'ın oğlu Ümit Kıvanç, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşıma imza attı. Kıvanç, yaptığı paylaşımda; "Babamın cenazesine gelip 'görüntü veren' bazı ünlü veya yetkili kimseler, anneme veya bana başsağlığı dilemediler. Önde saf tutup “gözüktüler”, gittiler. Orhan Gencebay bunlardan biri, meselâ. Bazılarının varlığını sonradan öğrendik! Yahu ne ayıp!" diyerek sitemde bulundu.Halit Kıvanç kimdir, kariyeri ve başarıları neler?İstanbul'da 18 Şubat 1925'te dünyaya gelen Kıvanç, ilk öğrenimini Fatih İlkokulu, orta ve lise eğitimini ise Pertevniyal Lisesi'nde aldı. Çalışkan bir öğrenci olan Kıvanç, öğrencilik yıllarında Akbaba ve Şut dergilerinde yazı yazmaya başladı.Ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde eğitim gören Kıvanç, mezuniyetinden sonra 3 ay boyunca hakimlik yaptı. Kıvanç, 1944'ten itibaren İstanbul Ekspres, Son Saat, Tan, Milliyet, Yeni İstanbul, Tercüman ve Güneş gazetelerinde sekreter ve yazar olarak çalıştı.Radyolarda 1956'dan sonra, televizyonlarda da 1969'dan sonra futbol maçları anlatan, magazin ve yarışma programları sunan Kıvanç, Milliyet ve Hürriyet başta olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde de yazarlığının yanı sıra yönetici olarak görev aldı. Halit Kıvanç, 1953'te Alp Zirek ve Halit Talayer ile Türkiye'nin ilk günlük spor gazetesi Türkiye Spor'u çıkardı. Haliç Kıvanç, Brezilyalı efsanevi futbolcu Pele ile 17 yaşındayken röportaj yaparak tarihi bir başarıya imza attı. Kıvanç daha sonra bir yıla yakın İngiliz yayın kuruluşu BBC'de çalıştı.Türk televizyonculuğunda ilklerin ismi olduTRT Radyosuna 1955'te giren Kıvanç, bir açıklamasında "Konuşmaya başladım bu radyoda ve uzun yıllar bu radyoda hayatımı buldum." ifadesini kullanmıştı. Kıvanç, Radyo Evi'nin değişmeyen evi olduğunu kaydederek, "İstanbul Radyosu benim hayatımda gerçek olarak ilk işim değil ilk sevgimdir. Hayatta ilk yaptığım güzel şey, İstanbul Radyosunda konuşmak. 'Abi düzgün konuşuyorsun. Sen niye radyoda konuşmuyorsun?' dediler, girdim." demişti.Türkiye'de radyo ve televizyon yayıncılığının gelişmesinde önemli katkıları olan Kıvanç, Türk televizyonculuğunda da birçok ilke imza attı, olimpiyatlar ve büyük uluslararası karşılaşmalarda sunucu olarak görev aldı. Halit Kıvanç, FIFA Dünya Kupası'nı televizyondan sunan ilk Türk spiker olarak da tarihe adını yazdırdı. Yaşamı boyunca 10 FIFA Dünya Kupası finalini radyo ve televizyondan seyircilere nakletti. Uzun yıllar TRT'de kültür-sanat, müzik eğlence programları da sunan Kıvanç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarının da vazgeçilmez sunucusu oldu.Bayramlarda TRT Çocuk Şenliği'ni aktaran Kıvanç, geniş bir hayran kitlesine kavuştu. Harbiye Cemil Topuzlu ve İstanbul Spor ve Sergi Sarayı'nda da çok sayıda konser ve özel etkinliğin sunuculuğunu üstlendi. 1989'da yayına başlayan Susam Sokağı'nda da sunumlar yapan Halit Kıvanç, 1971'de yayınlanan "Maskeli Üçler" filminde de aktör olarak yer aldı.Tek kanallı günlerin efsanevi sunucusu olarak da anılan Kıvanç, NTV Yayınlarından çıkan "Tele Safir" adlı kitabında Türk televizyonculuğunu kaleme aldı. Kıvanç ayrıca NTV televizyonunda pazar günleri "Halit Kıvanç'la Ustalar", NTV Radyo'da pazar sabahları "Mikrofonda Halit Kıvanç", NTV Spor'da "Futbol Bir Aşk" adlı programları sundu.Binin üzerinde ödülün sahibi olduÖdüllerin adamı olarak bilinen Halit Kıvanç, sunuculukta 50 yılını 2005'te bir jübileyle kutladı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve diğer kuruluşların düzenlediği yarışmalarda binin üzerinde ödül aldı. Kıvanç, 1983 yılında Cumhurbaşkanlığı Kupası maçıyla maç spikerliğine veda etti. Bu karşılaşmada canlı yayında mikrofonunu tüm genç spikerler adına İlker Yasin'e bıraktı.Yazar, spiker, sanat adamı olarak kabul edilen Halit Kıvanç, Türk halkına temiz bir Türkçe ile saygın ve eğitici çalışmalarıyla hizmet vermesinden dolayı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından Kariyer Dalında büyük ödüle de layık görüldü. Kıvanç, 2005'te Altın Koza Film Festivali'nde Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı. Kıvanç, aynı zamanda anıları ve söyleşilerinin yer aldığı kitaplar kaleme aldı. 1959-2006 arasında yazdığı kitaplarından ilki "Ve Allah Gazeteciyi Yarattı" (1959) , sonuncusu ise "Ağlama Palyaço Makyajın Bozulur" (2006) adıyla okurlarla buluştu.Plak çalışmalarına da imza atan Kıvanç, 1965-1974 yılları arasında farklı plak derlemelerinde yer aldı. Bu plaklar futbol karşılaşmalarında atılan gollerde Kıvanç'ın sunumlarını içeriyordu. Bunun yanında 1974'te "Kıbrıs 74" adlı Kıbrıs Barış Harekatı'nın anlatımını içeren bir plakta da yine Halit Kıvanç'ın sesi yer alıyordu. Papa ile röportaj yapan ilk Müslüman gazeteci olarak da tarihe geçen Halit Kıvanç, o dönemi şöyle anlatmıştı:"Dört büyük Türk futbolcusu İtalya'da oynuyordu. Ben de İstanbul Ekspres gazetesindeyim, kalktım onlarla röportaja gittim. Onların oynadığı takım Papa'nın huzuruna çağırıldı. Ben de yanlarındayım. Korumalara rağmen Papa'nın yanına ulaştım, 'Siz barışı amaçlayan bir lidersiniz, ikimiz de aynı Allah'a inanıyoruz, ben bir Müslüman gazeteci olarak sizin elinizi öpmek istiyorum' dedim ve elini öptüm. Bana gümüş madalya hediye etti. Ertesi gün İtalyan gazetelerinde manşetlerdeydik, dünya tarihinde Papa'yla konuşan ilk Müslüman Türk gazeteci olarak. Türkiye'de ise yolda çevirdiler, 'Papa'nın eli öpülür mü' diye tepki gösterdiler."