Halis Toprak TMSF kıskacında
Abone olDanıştay 13'üncü Dairesi, Toprakbank’ın TMSF’ye devrine onay verdi. TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, konuya ilişkin olarak "Halis Toprak, yalısında oturamaz" dedi.
İşadamı Halis Toprak, batık bankacılar arasında yer alsa da
bugüne kadar malvarlığını koruyordu. Emirgan kıyısındaki yalısında
oturuyor, statüsünü bankası batmamış gibi sürdürüyordu.
Danıştay’dan çıkan yeni karar, TMSF’nin elini daha da
güçlendirirken, Toprak’ı da iyice köşeye sıkıştırdı. Oturduğu
yalıdan çıkması için TMSF’nin baskısı hızlanacak.
Toprak’ın bankası Toprakbank’ın TMSF’ye devri için Danıştay’dan
çıkan onay, imzalanan borç protokolünde yeni bir hukuki durum
yaratmıyor. Toprak, bu protokole sadık kaldığı sürece anlaşma
yürürlükte kalacak. Toprak Grubu ile TMSF arasında 453 milyon 31
bin dolar civarındaki borcun, 2005’ten başlamak üzere 10 yılı ana
para, 2 yılı faiz olmak üzere toplam 12 yılda ödemeyi taahhüt
etmişti.
TMSF Başkanı Ertürk, kendisiyle yaptığımız bir söyleşide, Toprak’ı
eleştirerek, batık banka patronu olarak onun hâlâ yalısında
oturmasını anlayamadığını söylemiş ve şöyle demişti: “Halis Bey,
bunca borca rağmen aylık kirası 6-7 bin dolar olan Türkiye’nin en
pahalı yalısında oturmaya devam ediyor. Ondan istediğimiz şey net
ve açıktır. Bu kadar borçla, bu kadar varlığın üzerinde
oturamazsınız diyoruz. Bunun da takipçisi olacağız.”
Ve sonunda Ertürk’ün istediği oldu. Yeni kararla protokolün
uygulanması için Ertürk bundan böyle Toprak’ın malvarlığına da el
koyabilecek.
RAPORLARI HATIRLATTI
Toprak’a yakın olduğu düşünülen Yüksel Paralı adlı avukat,
Toprakbank’ın temettü hariç, ortaklık hakları ile yönetim ve
denetiminin TMSF’ye devrine ilişkin 30 Kasım 2001 tarihli BDDK
kararının iptali için dava açmıştı. Danıştay 13’üncü Dairesi,
sözkonusu BDDK kararının iptal istemini reddetti. Daire’nin
kararında Toprakbank’ın TMSF’ye devrine neden olan mali bünye
sorunlarına yer verilen denetim raporları anlatıldı ve bankanın 30
Eylül 2001 tarihli mali tablolarında öz kaynaklarının “negatif
olduğu” vurgulandı. Kararda ayrıca BDDK’nın dava konusu kararında
da mevzuata aykırılık bulunmadığı ifade edildi. Kararın temyiz
istemine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bakacak.
Kentbank ortada yok
Danıştay 13. Dairesi’nin bir başka kararı da Kentbank’la ilgili.
Bilindiği gibi Kentbank’ın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat
kabul etme izninin kaldırılmasına ilişkin BDDK’nın kararı, Danıştay
10. Dairesi’nce iptal edilmişti. Süzer Holding, Mustafa Süzer ve
Sami Çakır, bu kararın uygulanması istemiyle BDDK’ya başvurmuş
ancak BDDK, bu istemi reddetmişti. Süzer Holding A.Ş, Süzer ve
Çakır, BDDK’nın bu kararının iptali istemiyle dava açmıştı. Alınan
bilgiye göre, Danıştay 13. Dairesi, istemi oybirliğiyle reddetti.
Daire’nin kararında, Türk hukuk düzeninde Danıştay, kararda fiil
duruma dikkat çekerek, şunları vurguladı: “Kentbank A.Ş’nin banka
olarak tüzel kişiliğini idare hukuku dışındaki yasal düzenlemeler
kapsamında yitirmiş olması ve hukuken ve fiilen idarenin işlem
tesisiyle önceki hukuksal durumun resen tesis edilmesinin mümkün
olmadığı, başka bir anlatımla devir kararının alındığı tarihteki
Kentbank’ın hukuki ve mali yapısının tesisi suretiyle davacıya
iadesinde hukuki ve maddi (fiili) imkansızlık bulunduğu ve idarenin
idari yargı kararını uygulayamadığı sonucuna varılmıştır.”
Davacılar bu kararları temyiz ederse dosya, Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu’na gidecek.
Adabank’ta değişiklik doğru
Danıştay 13. Dairesi, Adabank’ın 2 yönetim kurulu üyesi dışındaki
üyelerinin görevden alınarak yerlerine yeni atamalar yapılmasına ve
genel müdürlüğe Ahmet Özer’in atanmasına ilişkin Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) kararının iptal istemini
reddetti.
Alınan bilgiye göre, Kemal Uzan’ın BDDK’nın 25 Temmuz 2003 tarihli,
“Adabank A.Ş’nin Kaya Zatitürk ve Ahmet Özer dışındaki yönetim
kurulu üyelerinin görevden alınarak yerlerine yeni atamalar
yapılmasına ve yönetim kurulu üyesi Ahmet Özer’in genel müdür
görevini yürütmesi için görevlendirilmesine” ilişkin kararının
iptali istemiyle açtığı dava esastan sonuçlandı.
Kararda, Adabank’ın uyguladığı faiz politikası sonucunda dava
konusu işlem tesis edilinceye kadar sürekli uyarılmış olmasının
bankanın işlemlerinin emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye
düşürecek bir nitelik kazandığını ortaya koyduğu belirtildi. Davacı
Kemal Uzan, kararı temyiz ederse dosya Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu’na gidecek.