Halıcıların rakibi Çin değil
Abone olTekstil sektörü gibi halıcılık ta Türkiye'nin yükselen değerlerinden. Onların asıl sorunu Çin değil. Koyunlu halılarının üreticisi Erdoğan Mumcu önlerindeki engelleri sıraladı.
BİRKO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Mumcu, "3
Ekim" sürecinin halıcılık sektörünün önünü açacağını söyledi.
Mumcu, Türkiye'nin halıcılık sektöründe büyük mesafeler kat
ettiğini; ancak dünya pazarlarında, ülke pazar payının
büyütülmesinin daha önemli olduğuna işaret etti. Sektörün İran ile
yarıştığını dile getiren Erdoğan Mumcu, halıcılığın şu anda iyi
yerlerde olduğundan söz edilebileceğini ifade etti. Koyunlu
markasıyla bilinen yünlü halının üreticisi Birleşik Koyunlular
Şirketler Grubu'nun (BİRKO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Mumcu,
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine Türkiye'de halıcılık sektörünün
problemlerini ve çözüm önerilerini anlattı. Halı sektörünü ikiye
ayırmak gerektiğini ifade eden Mumcu, "Birincisi el halıcılığı,
ikincisi makine halıcılığı. Şu anda İran ile yarış edebilir
düzeydeyiz; hatta makine halıcılığında bir adım önde olduğumuzu da
söyleyebilirim. Belki bunun kaynağı gereğinden fazla halıcılık
konusunda yatırımlar yapılıyor. Biz de bu makine halıcılığının
içerisindeyiz. Makine halıcılığı bizim Birko Şirketler Grubu'nun
bir koludur. Burada 500'e yakın personelle yıllık 1.5 milyon
metrekare halı üretiyoruz. Çok büyük bir kapasite yok gibi
görünebilir. Ancak gerek iç gerekse dış piyasada Birko halısı,
Koyunlu halısı kalite olarak hemen hemen en önlerde yarışmaktadır"
dedi. "HALIYA TÜRK DAMGASI" Erdoğan Mumcu, kapasite yetersizliği
nedeniyle yeni yatırımlar yaptıklarını ifade ederek, "Önümüzdeki
günlerde önemli bir potansiyel oluşturacak yeni fabrikamızın
temelini atmak istiyoruz. Türkiye'de halıcılık iyi gelişti ve
gelişiyor; ancak bu plansız ve programsız bir gelişme var. Gerek iç
gerekse dış piyasada satışlar çok rekabetli bir ortama dönüştü. Bu
rekabet maldaki kaliteyi düşürerek fiyatları aşağı çekti. Kalitesiz
mal üretmemek gerekir. Benim görüşüm Türkiye'de tekstil ve
halıcılığın çok önemli yeri var. 'Piyasayı ben yönlendireyim, diğer
firmaları saf dışı edeyim' gibi düşüncelerden uzak durmak gerekir.
Bu bakımdan Koyunlu halı kurulduğu 1980 yılından bu yana piyasaya
çıktığı günden beri hep bu sistemi muhafaza etmiştir" diye konuştu.
Koyunlu Halı, Birko Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan
Mumcu, şu anda 17 tezgahları bulunduğunu, bu tezgahlardaki günlük
üretimin 5 bin metrekare olduğunu ifade ederek, "Amacımız hem Türk
halısının kalitesini vurgulamak hem de piyasada bunun gereğini
yapmaktır. Bizim ağırlık verdiğimiz üretim iplik, günlük olarak 70
ton iplik üretme kapasitemiz var. İtalya, İngiltere ve Portekiz
başta olmak üzere pek çok ülkede iplik pazarında söz sahibi olduk.
İç pazarda da öyle. Son günlerde yapılan yatırımlar makine
halıcılığından yana kullanılıyor. Halen Anadolu bölgesinde el
halıcılığı yapılmaktadır. Bizim el halıcılığına destek vermemiz
gerekir. Gerek kök boyalarla gerekse kimyasal olarak hazırlanan
çıkmayan boyalarla hazırlanan iplerle örülmüş halılara öncelik
vermemiz gerekir" dedi. SEKTÖRE ÇİN ETKİSİ İstihdamı artırmak
gerektiğini vurgulayan Mumcu, Türkiye'de yapağı bulunduğunu; ancak
üretime destek verilmediği için dışarıdan yapağı getirttiklerini
söyledi. Mumcu, "Halıcılık sektörü Çin mallarından etkilendi mi?"
sorusuna, "Çin tekstile çok önemli yatırımlar yapmış. Biz bundan
bir süre önce giderek gördük. İşçilik ve enerji orada çok ucuz.
Dünya üzerinde pamuk üretiminde ilk sırada geliyorlar. İşçi çok
ucuz olduğu için hem makine hem de el halısında çok üretim
yapıyorlar. Türkiye tekstil sektöründe iş yapan kuruluşlar. "Çin'in
karşısında nasıl duracağız?" diye düşünülüyor. Mesela Teşvik
Yasası'nda yapılan değişiklikle enerjinin yarısını devletin
ödeyecek olması bir önlem olarak alınmıştır. İşçilik orada aylık 50
dolarken bizim ülkemizde malum asgari ücret bir hayli yüksektir"
cevabını verdi. Çin mallarının kalitesinin genelde düşük olduğunu
kaydeden Mumcu, "Bizim mallarımızın yanında onların ki tercih bile
edilemez. Onların mallarını bizim üretimimizin yanına bile
yaklaşamaz. Üretimi Avrupa ülkelerine daha hızlı bir şekilde
yollayabiliyoruz. Bizim 1 haftada yolladığımız malı onlar en az 1
ile 2 ayda teslim edebiliyor. Onlarda teknik eleman sıkıntısı var.
Bizden teknik elemanlar istiyorlar. Markalaşma yok. Hazıra mal
üretiyorlar. Halk türü diye tabir edilen mallar üretiliyor. Bizim
en büyük avantajımız Avrupalılar, onlardan mal istediğinde
karşılarında muhatap olacak kimseleri yok. Malın kalitesini
anlatacak elemanları yok. Bunlar belki zaman içerisinde değişecek;
ama bu konuda çok iyi atılımlar yapmamız gerekmektedir. Neticede
şunu söyleyeyim. Çin bizi tabii ki etkiledi" dedi. "AB
STANDARTLARINDA SIKINTIMIZ YOK" İsteğinin, dışarıdan üretim
malzemesi almamak olduğunun altını çizen Mumcu, "Ülkemizde bize
lazım olan tüm şeyleri üretebiliriz. Gümrüklerin tam olarak kontrol
altına alması gerekiyor. Yurt dışından gelen iplikleri kontrol
altına almaları gerekir. Örnek olarak iç üretimdeki iplikle Çin
ipliğinin arasında 25 ila 50 sent arasında fiyat farkı var. Bir de
kaçak yollarla; yani kontrolsüz olarak gelen ipliklerle piyasaya
çok miktarda mal girişi yapılıyor. 100 bin ton iplik geliyorsa
bunun 10 bin tonu kontrollü, gerisi kontrolsüz girerse fiyatı da 50
sent aşağı verirlerse ülkemizdeki üreticileri zor duruma sokar,
bunun için kontrollerin tam olarak artırılması gerekir" diye
konuştu. Erdoğan Mumcu, "AB üyeliği halıcılık sektörünü nasıl
etkiler?" sorusu üzerine ise şunları söyledi: "Avrupa Birliği,
gerek iplik ve konfeksiyon olsun gerekse halı sektöründe olsun
Avrupa iyi bir pazar. Avrupa içinde Türkiye makine satışları için
çok iyi bir pazar. Benim görüşüm Avrupa Birliği bizim için çok iyi.
Üretimleri Avrupa standartlarında yapıp kaliteyi onlardan daha iyi
hale getirdiğimiz takdirde bu pazarda hiçbir zorluk çekmeyeceğiz.
Tabii ki bu standartları elde edemezsek sanayileşmiş bir ülke
olmayacağız. Bu konuda hükümet çok büyük adımlar atıyor. Özellikle
başbakan bu konuların üzerine çok gidiyor. 3 Ekim sürecini iyi
yönde geçebilirsek Türk tekstilinin önünün açılacağına inanıyorum.
Gümrük Birliği'ne girilmekle eskiden çok acele edildi. Bilinçsizce
girildiği için dış ticaret açığımız arttı. Bugün Avrupa
standartlarına ulaşabilir, bir de kabul görürsek Türkiye sanayi
açısından çok iyi yerlere gelecektir." Son olarak, tekstil üzerinde
aşırı yatırımlar bulunduğuna işaret eden Mumcu, "Halı sektöründeki
üretici sürekli çoğalıyor. Mobilya sektöründeki yatırımcılar
mobilyanın yanı sıra halıya da giriyor. Önemli olan sektöre girmek
değil, malın kalitesini düşürmemektir. 'Malın kalitesini düşürmek
suretiyle ihracat yaparız, kar marjı düşük de olsa biz bu sektöre
girelim' düşünceleri bence yanlış. Kar etmeden sadece hamallık
yapmak bana doğru gelmiyor. Dünya sektöründe bir pasta payı vardır,
önemli olan bizim bu pastadaki payı büyütmemizdir. Kar marjı
olmadan kaydedilen büyüme; hacimsiz büyümedir. Bu konuda kalitemizi
artırarak yolumuza devam etmeliyiz" değerlendirmelerini yaptı.