Haliç gemileri fark yaratacak
Abone olKonforlu hızlı ve keyifli bir yolculuk.. İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. Üsküdar-Haliç arasına 3 yeni gemi indiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul Deniz
Otobüsleri A.Ş. (İDO), her biri 600 yolcu kapasiteli 3 yeni gemiyi
daha İstanbul’a kazandırıyor.
İstanbullulara kaliteli hizmet anlayışıyla deniz ulaşımına
yatırımlarını sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediyesi,
Haliç-Üsküdar hattında kullanılmak üzere tasarlanan ve her biri 600
yolcu kapasiteli 3 yeni gemiyi daha İstanbul’a kazandırıyor.
Avrupa’daki kanallarda (Venedik, Amsterdam, Budapeşte vb.) çalışan
tekneler gibi tamamen turistik amaçlı hizmet verecek gemiler geniş
bir seyir zevki sunuyor.
İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş. (İDO)’nin, “Haliç Gemileri” adıyla
yeni bir uygulama başlattığı projede, ilk olarak “Kasımpaşa” gemisi
hizmete alınacak.
Bugün düzenlenen törenle “Kasımpaşa” hizmete alınırken, yapımı
tamamlanmak üzere olan “Hasköy” ve “Sütlüce” gemileri de suya
indirilecek.
• Haliç köprülerinin altından rahatlıkla geçebilecek formda
tasarlanan gemiler, panoramik görüş açısıyla Haliç’in tarihi
güzelliklerine farklı bir açıdan bakma fırsatı sunacak.
• Her biri 600 yolcu kapasiteli gemiler, 12 deniz mili hız
yapabiliyor, 42 m. boyunda ve 8,5 m. eninde inşa edildi.
• Yolcu konforu ve güvenliğinin en yüksek standartlarda düşünüldüğü
gemilerde ayrıca klima, büfe, 1 adet çocuk bakım masası, hayvan
barınağı, engelli yolcu standartları da bulunuyor.
• Lcd TV’ler ve GPS üzerinden uydu anten sistemine kilitlenen anten
sisteminin de mevcut olduğu gemiler son teknoloji ile
donatıldı.
• Geniş ve rahat iç mekânı olan gemilerin; konforlu ve nano
teknoloji kullanılarak yapılan koltukları, klima ve iklimlendirme
sistemleri, iç tasarımı, dizaynı yanı sıra, çocuk arabası ve
engellilerin tekerlekli sandalyeleriyle rahatlıkla geçebilecekleri
otomatik yolcu geçiş kapıları (rampa sistemi) ile diğer toplu
taşıma araçlarına da örnek olması amaçlandı.
• Tamamen Türk işçi ve mühendislerince Haliç Tersanesi’nde inşa
edilen gemilerin toplam maliyeti ise 9,4 milyon Euro.
AÇILIŞI ERDOĞAN YAPTI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yapılan düzenlemelerle Haliç'in
Venedik'le, Budapeşte'yle yarışır bir bölge haline geldiğini
söyledi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden
İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) tarafından Haliç-Üsküdar
hattında kullanılmak üzere inşa edilen “Kasımpaşa” adlı vapurun
hizmete alınması, “Hasköy” ve “Sütlüce” vapurlarının da suya
indirilmesi dolayısıyla Haliç Tersanesi'nde düzenlenen törene
katıldı.
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, vapurların hayırlı olması
dileğinde bulunarak, “Tabii şu anda gerek bu mekan gerekse içinde
bulunduğumuz şu semt, benim için anlamlı bir töreni yaşamayı bana
nasip etti. Bundan dolayı da Allah'ıma hamd ediyorum” dedi.
Başbakan Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı seçildiğinde Haliç'in içler acısı bir manzara içinde
olduğunu söyledi. İstanbul'un güzelliğine güzellik katan Haliç'in
“Altın Boynuz” olarak kayıtlara geçtiğini anlatan Erdoğan, ancak
kendileri göreve geldiğinde Haliç'in bir “gerdanlık” değil adeta
İstanbul'un kalbine saplanmış bir “hançer” görünümünde olduğunu
belirtti. O dönemde, Haliç'in yanından geçilemediğini, kıyısında
oturulamadığını, kokusuna tahammül edilemediğini dile getiren
Erdoğan, Haliç'i temizleyeceklerini, İstanbul'u bu utanç
tablosundan arındıracaklarını söylediklerinde herkesin buna karşı
çıktığını kaydetti.
Aralarında hocaların da bulunduğu birçok kişinin, “Haliç'in
temizlenemeyeceği, eğer bir şey yapılacaksa doldurulması, ondan
sonra da yeşil alan haline getirilmesi gerektiği” şeklinde akıl
verdiğini anlatan Erdoğan, “Ama lafa da geldiği zaman çevreciliği
kimseye bırakmıyorlardı. Eğer çevrecilikse, Haliç'i doldurmak
suretiyle değil, aslına döndürmek suretiyle bunu gerçekleştirmek
gerekiyordu” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, Haliç'in temizlenmesi amacıyla
üniversitelerle uluslararası camiayla çalışmalar yaptıklarını,
Avrupa'dan Amerika'ya kadar görüşmelerde bulunduklarını ifade
ederek, sonunda Haliç'in temizlenmesi için adım attıklarını
söyledi. Haliç'in içinden çıkarılan bütün çamurun, Alibeyköy'deki
bir taş ocağını adeta bir baraj haline getirmek suretiyle
naklettiklerini ifade eden Erdoğan, bunun da petrol boru hattına
benzer bir hatla pompalanarak ve süzülerek ulaştırıldığını
anlattı.
Bu şekilde orada 600 bin metrekarelik devasa bir park kazanıldığını
ve Haliç'in de çamurundan arındırıldığını vurgulayan Erdoğan,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Haliç'te yüzenleri, balık avlayanları görüyorsunuz. Köprünün
üzerinden her gün yüzlerce insan balık avlıyor. Haliç'in
kenarlarında yürüyüşler başladı. Şu anda, Haliç'te tören yapıyoruz.
Koku moku, böyle bir şey kalmadı. Çevrecilik budur. Herkes lafını
yapar, biz ispatını yaptık ve bunu yapmaya da devam ediyoruz. Bizim
bu şehrin sahipleri olan Haliç'te yatan Eyüp Sultan hazretlerine,
Eyüp sırtlarındaki yüz binlerce şehidimize, gazimize ve ulu
insanlarımıza, Fatih Sultan Mehmet'e, İstanbul'a güzellik katan
herkese bir vefa borcumuz vardı. Haliç'i temizleyerek, bu vefa
borcumuzu bir nebze olsun ödemeye çalıştık. Bunu da başardık.”
“SÜTLÜCE MEZBAHASI KONGRE MERKEZİ OLDU”
Başbakan Erdoğan, eskiden Sütlüce Mezbahası olarak anılan bölgede,
Sütlüce Kongre Merkezi'ni yaptıkları, bu merkezin şu anda Türkiye
ve bütün insanlığa modern bir merkez olarak hizmet verdiğini ifade
ederek, ayrıca İstanbul'u küçük alanda adeta gezmenin ve tanımanın
mümkün olduğu Miniatürk'ü (Minyatür Türkiye Parkı) kurduklarını da
anlatı. Feshane'nin de yine bölgeye bir zenginlik kattığını
belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Müzeleriyle, tersaneleriyle, Balat'ta, Fener'de yaptığımız
düzenlemelerle, bugün Haliç artık Venedik'le, Budapeşte'yle yarışır
bir bölge haline geldi. Bitti mi? Daha bitmedi. Daha yapılacak çok
işimiz var, atılacak çok adım var. Hepsi geliyor eninde sonunda
para para... Buraya dayanıyor. Onun için bir taraftan parayı
üreteceğiz, bir taraftan da bu yatırımları yapmaya devam
edeceğiz.”
Erdoğan, bugün denize indirilen ve hizmete alınan vapurların
1994'te başlattıkları o çalışmaların bir başka safhasını
oluşturduğuna dikkati çekerek, Haliç'in kıyısındaki üç önemli nokta
olan Kasımpaşa, Hasköy ve Sütlüce'nin adlarının vapurlara
verildiğini söyledi. Vapurlarla Haliç'in denizden de seyrinin
mümkün olacağını belirten Başbakan Erdoğan, bu vapurların
İstanbul'un, Haliç'in silüetine yeni bir renk katacağını ifade
etti. Vapurların hem İstanbullulara, hem turistlere yüksek
konforda, hızlı, keyifli yolculuk imkanı sunacağını kaydeden
Başbakan Erdoğan, “Vapurlar, panoramik görüş açısından, Haliç'in
tarihi güzelliklerine farklı bir açıdan bakma imkanı getirecek. Bu
gemilerle İstanbul, yeni bir konsept kazanacak, Bu gemilerle artık
Haliç, tam anlamıyla bir kültür vadisine dönüşecek” dedi.
Bölgede aynı zamanda müzeye dönüştürülen eski elektrik santralini
içinde barındıran Bilgi Üniversitesinin de bulunduğunu hatırlatan
Erdoğan, hem müzeyle, hem de üniversitenin değişik fakülteleriyle
bir hizmet sunulduğunu anlattı. Erdoğan, “Bütün bunlar, Sadabat'ın
Haliç'le, buralarla bütünleşmesini getiriyor” dedi.
Bu yılın başında 31 Ocakta “Fatih” vapurunu, 8 Haziranda “Beyoğlu”
ve “Kadıköy” vapurlarını, 10 Ekimde de Beykoz ve Sarıyer
vapurlarını hizmete aldıklarını anımsatan Erdoğan, vapurların 20
yıl sonra İstanbul'a kazandırılan, İstanbul filosuna katılan ilk
vapurlar olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan, bugün bu törenle,
Haliç-Üsküdar arasında kullanılmak üzere 600 yolcu kapasiteli ve
yaklaşık 10 milyon TL'ye mal edilen üç yeni vapuru daha İstanbul'a
kazandırdıklarını söyledi. Erdoğan, ayrıca bu yıl içinde hizmete
aldıkları vapurların tamamının, kendileri için gurur kaynağı
olarak, Türk mühendislerce Türk tersanelerinde yüzde 100 yerli
üretim sonucu imal edildiklerini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım sürecini her ne
pahasına olursa olsun tamama erdireceklerini belirterek,
vatandaşlardan bu süreci sabote etmeye, sorumsuzca, düşüncesizce,
pervasızca tahrik etmeye çalışanlara karşı uyanık olmalarını
istedi.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İstanbul
Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) tarafından Haliç-Üsküdar hattında
kullanılmak üzere inşa edilen “Kasımpaşa” adlı vapurun hizmete
alınması, “Hasköy” ve “Sütlüce” vapurlarının da suya indirilmesi
nedeniyle Haliç Tersanesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada,
İstanbul nasıl birlik ve beraberlik ruhuyla fethedildiyse
Türkiye'nin aynı şekilde hizmet ve eserlerle buluşturulduğunu
söyledi.
Milli birlik, beraberlik ve kardeşlik sürecini güçlendirerek
yarınlara taşıyacaklarını vurgulayan Erdoğan, “Bunu biz yapacağız,
başkası yapmayacak” dedi.
Özgüvenlerinin, millete, ülkeye ve ülkenin potansiyellerine olan
inançlarının tam olduğunu belirten Erdoğan, “Bizler ülkemizin
korkulara esir olmasına asla tahammül edemeyiz. Yedi yıldır
etmedik, etmeyeceğiz. Milletin desteğiyle bunu başaracağız” diye
konuştu.
Başbakan Erdoğan, yıllar boyunca milletin ve ülkenin
korkutulduğunu, sindirildiğini, tehdit edildiğini ifade ederek,
şunları kaydetti:
“Ne kazandık? Koca bir hiç. On yıllardır ülkemizin gündemini işgal
eden, bitmek, tükenmek bilmeyen o tartışmalar Türkiye'ye ne
kazandırdı? Koca bir hiç. Biz çözümsüzlüğü çözüm olarak görmedik,
göremeyiz. Bizim siyasi anlayışımıza bu uymaz. Bizim samimiyet,
demokrasi anlayışımıza bu uymaz. Bizim vicdanımıza bu sığmaz. Bakın
şunu açık ve çok samimi ifade ediyorum. Bizden önceki siyasi
iktidarların yaptıklarını biz de yapabilirdik. Rahat bir şey.
Ülkenin hiçbir kronik meselesine bakmadan, hiçbir sorununa çözüm
getirmeden güzel nutuklarla, sözlerle, propagandayla, popülizmle
Türkiye'nin yıllarını heba edebilirdik. Bir eli yağda, bir eli
balda olanlardan olabilirdik ama o zaman milletin huzuruna alnımız
ak, başımız dik çıkamazdık. O zaman şu anda başka siyasetçilerin
yaptığı gibi milletin huzuruna çıkamaz, utancımızdan boynumuzu yere
eğmek zorunda kalırdık. O zaman millete, gelecek nesillere hesap
veremezdik. Biz bu yolu tercih edenlerden olmadık. İdari
maslahatçılardan olmadık. Bundan sonra da olmayacağız.”
Başbakan Erdoğan, milli birlik ve kardeşlik sürecinde bu toplantıyı
yaparken Türkiye'nin geleceğini yakından ilgilendiren bu süreçte
adeta birilerinin elini taşın altına koyamadığını söyledi.
“Bu süreçte asla yalnız kalmak” diye bir şey düşünmediklerini,
bunun kendilerine dokunmayacağını ifade eden Erdoğan, doğruya,
doğruluğa ve ilkelere inandıklarını vurguladı.
“Biz milletimize inandık. Anamuhalefet, muhalefet şöyle demiş, bizi
ilgilendirmez. Millet bizi ilgilendirir. Çünkü biliyoruz ki
milletimiz bizim arkamızda” diyen Erdoğan'ın sözleri, vatandaşların
“Vur vur inlesin, Deniz Baykal dinlesin” sloganıyla kesildi.
Erdoğan, “Hiç gerek yok. Onlar tekil, çoğul burada” dedi.
MİLLETİN EMANETİ
Milletten aldıkları yetkiyle yola çıktıklarına dikkati çeken
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Milletimiz adına her ne pahasına olursa olsun bu süreci tamama
erdireceğiz. Milletin emanetini üzerimizde taşıdığımız sürece o
emanetin hakkını vermeye devam edeceğiz. Sinsice bu süreci sabote
etmeye, sorumsuzca, düşüncesizce, pervasızca tahrik etmeye
çalışanlar var. Ülkede kardeşliği, birliği, bütünlüğü bozup bundan
kendine siyasi çıkar sağlamanın peşinde olanlar var. Aziz
milletimin bu kirli oyunları, senaryoları görmesini istiyorum.
Herkesten bu çirkin provokasyonlar karşısında uyanık olmasını rica
ediyorum. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Hukuk işliyor. Her türlü
hukuk dışı eylem mutlaka ve mutlaka hukukun karşısına çıkıyor ve
gereken cezayı alıyor. Hiç kimse bizim iktidarımızı illegal
örgütlerle masaya oturan bir iktidar olarak gösteremez. Hiç kimse
bizim iktidarımızı illegal kişilerle masaya oturan bir iktidar
olarak gösteremez. Ne yapılıyorsa hukuk içinde yapıyoruz.”