Hakimden Metin Kaplan'a fırça
Abone ol'Karases' lakaplı Metin Kaplan'ın yargılanmasına bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Kaplan ilk duruşmada hakim tarafından azarlandı.
Almanya'dan sınır dışı edilen 'Karases' lakaplı Metin Kaplan'ın
yargılanmasına bugün İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam
ediliyor. Fatih Camii ve Anıtkabir'e uçakla saldırı hazırlığı
yaparken yakalanan kişileri azmettirmesinin de aralarında bulunduğu
13 ayrı suçtan yargılanan Metin Kaplan, hakkındaki iddiaların
gerçek dışı olduğunu öne sürerek, ''Alnımız açık çünkü hırsız
değiliz, soyguncu değiliz, hortumcu değiliz, kapkaççı değiliz,
devleti de dolandırmadık, yalnız 'Allah birdir' dedik'' ifadelerini
kullandı. Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kaplan, yoğun
güvenlik önlemleri altında adliye binasına getirildi. Duruşmaya,
Kaplan'ın Almanya'dan gelen avukatı Fr. Nauwann Ingoberg ve
Almanya'dan gelen gözlemciler de katıldı. Sanık avukatları Hüsnü
Tuna ve İsmet Koç, Kaplan hakkında hazırlanan 13 ayrı iddianamenin
tek bir iddianame haline getirilmesini ve Kaplan'ın tek bir suçtan
yargılanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, avukatların bu talebini
reddetti. Daha sonra mahkeme heyeti tarafından Metin Kaplan'a yasal
hakları hatırlatıldı. Geçen celse savunma yapmayan Metin Kaplan, bu
duruşmada 9 sayfalık yazılı savunmasını okudu. 'Müdafaname'
başlıklı savunmasında sık sık Kuran'ı Kerim'den ayetlere yer veren
Kaplan, hakkındaki iddiaları reddetti. Kaplan, ''Terör ve terörist
suçlamasını kabul etmiyorum. Müslüman'ım elhamdülillah. İslam dini
terörizme izin vermez, teröristler Müslüman olamaz ve bu iki kavram
birbirine tamamen zıttır. İddianamenin birinde Türkiye'yi
'darülharp' olarak nitelendirdiğimiz söyleniyor. Türkiye
darülislamdır. Müslüman'ın insanları öldürmek gibi bir görevi ve
hakkı bulunmamaktadır. Hakkımdaki iddialar gerçek dışıdır,
komplodur'' dedi. Hakkındaki suçlamaların dayandığı bir temel
bulunmadığını ifade eden Kaplan, ''Bizi suçlayanlar, Mardin
Kızıltepe'de infaz edilen 10 yaşındaki küçük çocuğu terörist olarak
ilan edip, rapor hazırlayanlardır. Yaptığımız çalışma tamamen bir
tebliğ faaliyetidir. İslam'ı tebliğ etmek görevimizi yerine
getirdim. Tebliğ görevini yerine getirmemek, Allah'ın lanetine
uğramaktır. İslam hem din, hem devlettir. Bizler kitleleri sulh ve
barışa sevk eden insanlarız. Biz bölmek değil, insanları
birleştirmek istiyoruz. İslami Cemiyetler ve Cemaatler Derneği,
İslam yasalarına göre kurulan bir cemaattir. Bu kuruluşun bugüne
kadar karışmış olduğu herhangi bir terör olayı yoktur. Silahlı
örgüt olması da mümkün değil. Çalışmalarımızda ölçü olarak Kuran'ı,
örnek olarak da peygamberi almış olan bir kuruluşun böyle
adlandırılması haksızlıktır. Anıtkabir'e intihar saldırısı eylemi
planladığımız söyleniyor, bu meselenin bizimle ilgisi yoktur. Bu
tür olayları asla tasvip etmiyoruz. Hilafet meselesi ise tamamen
İslami bir meseledir, İslam alemini ilgilendirir'' diye konuştu.
Savunmasında, cihat denilince akla önce savaşın geldiğini belirten
Kaplan, bunun yanlış olduğunu söyledi. Kaplan, ''Cihat sözle de
olur ve bizim şu anda yaptığımız savunma da bir cihattır. Silahla
yapılan en son olanıdır. O da dünyayı zulümden kurtarıp, adaleti
sağlamak için yapılır. Yüzyıllar önce peygamberimizin başlattığı
kutsal cihadı biz sadece gündeme getirmişizdir. Kavramlar yanlış
telaffuz ediliyor. İslam'la terör özdeşleştiriliyor. Cihatla savaş
birbirine karıştırılıyor. Bütün bunlar İslam'ı kötülemek için
yapılıyor. Irak'ta vahşet yapanlar değil, vahşete karşı duranlar
terörist ilan ediliyor. Sürekli terim kargaşası yaşanıyor. Dinci
diye hitap ediliyor. Dinci yanlış bir terimdir, doğrusu dinidir.
İslam sadece namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek değildir.
İslam'ın kendine özel bir siyaseti vardır. Devletsiz İslam
düşünülemez. Din ile devlet ikiz kardeştir. Suçlamalar anlamsız ve
yersizdir'' ifadelerini kullandı. Kaplan, savunmasını şöyle
tamamladı: ''Alnımız açık çünkü hırsız değiliz, soyguncu değiliz,
hortumcu değiliz, kapkaççı değiliz, devleti de dolandırmadık,
yalnız 'Allah birdir' dedik. 'Tesettür İslam'da farzdır' dedik.
İslam'ın laik düzenle bağdaşmadığını düşünüyorum. Eğer
bağdaşmıyorsa uygun bir devlet kurmak, Müslüman kadın ve erkeğin
görevidir. Biz millet düşmanı değiliz, vatan haini de değiliz.
Mehmetçikler de bizim insanımızdır. İnsanca ve İslami
hassasiyetimizle yaşamak istiyoruz. Bu milletin radikal ve ılımlı
İslam diye ayrılmasına karşıyız. Hani düşünce özgürlüğü vardı, hani
AB'ye giriyorduk. Bizim düşüncelerimizden rahatsız olsanız bile
katlanmanız gerekmiyor mu? İnsanların konuşmasından bu kadar
korkmanın nedenini anlamakta güçlük çekiyorum. Fikirlerin
çarpışmasından asla korkulmasın.'' Savunması sırasında sesini
yükselten Metin Kaplan'ı, mahkeme başkanı uyardı. Kaplan,
''kulağımız duyuyor'' diyerek kendisini uyaran mahkeme başkanından
özür diledi.