Hakim sanıkları terletti
Abone olRüşvet iddiasıylma tutuklanan 24 polisin dünkü duruşmasında hakim sanıkları terletti.
Kapıkule gümrük kapısında görevli polislere yönelik rüşvet
operasyonu kapsamında tutuklanan 24 polis bugün kez hakim karşısına
çıktı. Mahkeme başkanının imalı soruları sanıkları terletti.
Edirne Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde üçüncü kez görülen davada,
gizli kameralarla rüşvet aldıkları görüntülenen ve 'suç işlemek
amacıyla örgüt kurmak, zincirleme şekilde cebri irtikap ve bu suça
iştirak' suçlamalarıyla yargılanan tutuklu polisler duruşmada hazır
bulundu.
Duruşmada ifade veren tanıklar ile mahkeme başkanı Halil Uçar
arasında ilginç diyaloglar yaşandı.
Mahkeme başkanı: Görüntülerdeki sen misin?
Polis memuru: Evet benim.
MB: Orada görevli polis, pasaportun arasından ne
alıyor?
PM: Görmedim, ben gazete okuyordum.
MB: Peki aralarında ne konuşuyorlar?
PM: Duymadım.
MB: Pasaportun arasından ne almış olabilir?
PM: Durumlarından şüphelenilen yolcular için şube
müdürlüğü tarafından gönderilen girişi verilmesiyle ilgili not
kağıtları olabilir.
MB: Bu kağıtları böyle kontrol etmeden alıp
cebinize mi koyuyorsunuz?
PM: Bilmiyorum, ben cebime koymazdım, çekmeceye
koyardım.
Bu sırada hakim Halil Uçar'ın talimatıyla peronda bilgisayar
başında bulunan polis memuru ile yanına gelen bir başka
meslektaşının elindeki pasaportlar içinde bulunan paraları avucunun
içine alarak kıvırarak cebine koyma görüntüleri bir kez daha
izlendi.
MB: Ama gelen not kağıdını okumuyorlar, pasaportun
arasından gizlice alıp kıvırarak ceplerine koyuyorlar. Neden
ceplerine koyma gereği duyuyorlar?
PM: Arkadaşların neden ceplerine koyma
gereğini duyduğunu bilmiyorum.
MB: Arkadaşlarınız, gelen not kağıdını böyle
alarak ceplerine koyma gibi özel bir yöntem mi geliştirdi? Bu
yöntemin patenti kime ait?
PM: Bilmiyorum.
Kestane şekeri parasıymış
Duruşmada tanık olarak ifade veren bir başka polis memuru ise,
arkadaşlarıyla yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili olarak,
"Kapıkule'de nöbetleri yazan görevli arkadaşıma meslektaşım 20
milyon lira vermemi istedi. Çünkü Bursa'dan kestane şekeri
ısmarlamış. Ama şeker alamadığı için paranın geri verilmesi
gerekiyordu. Konuştuğumuz 20 milyon lira bu kestane şekerine ait
paradır" dedi.
Telefon görüşmelerinin tamamında 'kestane şekeri' ifadelerinin hiç
geçmediğinin hatırlatılması üzerine ise tanık sessiz kaldı.
Dinlenen bir diğer tanık polis de, "peronlara gizli kameralar
yerleştirildiğini duyuyorduk. Bu nedenle biz de arkadaşlarımız
arasında konuştuk. Bilgisayar monitörlerinde gizli kamera
konulabilecek tahmini yerleri, küçük kağıt parçalarıyla kapattık.
Çünkü burası bizim özel çalışma mekanımız, görüntülenmesini
istemedik" dedi.
Tanık polisler telefon konuşmalarında geçen, 'güzel arkadaşlar'
olarak nitelendirilen yolcuların, Türkiye ile ticaret yapanlar
olduğu, fuhuş amacı ile gelenler olmadığını savunarak, "ticari
amaçla gelenlerin öncelikle geçişinin sağlanması için valilik
talimatı vardı. Bu tür konuşmalar espri olsun diye yapılmıştır. Bu
tür yolcuların bir gün sonra yurtdışına çıktığı kayıtların
incelenmesinde ortaya çıkacaktır" dedi.
Operasyon 22 aralık 2005'te başladı
Kapıkule sınır kapısında görev yapan gümrük ve polis memurlarına
yönelik, teşekkül halinde rüşvet ve irtikap suçlaması ile 22 aralık
2005'te yapılan operasyonda, 62'si gümrük, 28'i polis memuru olmak
üzere toplam 90 kişi gözaltına alınmıştı.
Polis memurlarından biri, takipsizlik kararı sonucu serbest
bırakılmıştı. Nöbetçi mahkemeye sevk edilen zanlılardan 55 gümrük
memuru ile 19 polis memuru tutuklanmış, 7 gümrük memuru ile 8 polis
memuru tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.