Hakem Kartalı pusuya düşürdü
Abone olFenerbahçe dün akşam Kadıköy'ü inletti. Beşiktaş'ı alt etti. Spor yazarları hakemi hedef aldı;
Fenerbahçe, ligde 24 Şubat 2001'den beri Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yenemediği Beşiktaş'ı dün mağlup etmeyi başardı. İlk dakikalarda geriye düşmesine rağmen Deivid ve Semih'in golleriyle gülen taraf sarı-lacivertli takım oldu. Basında çıkan yorumlar şöyle;
TURGAY DEMİR: DEKLERASYON ZAFERİ! (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe yönetimini kutlamak gerek, deklerasyonları işe yaradı. İsmet Arzuman tüm taktir haklarını sarı-lacivertliler lehine kullandı. Eğer hakem gibi hakemlik yapmış olsa, Semih'i bir, Deivid'i iki kez oyundan atlamalıydı. Semih sarı kartı varken Ali Tandoğan'ı formasından çekti, Deivid hakemin gözü önünde Üzülmez'in çenesine sarılırken birkaç dakika sonra da sarı kartlık faul yaptı. Hepsi bir yana Beşiktaş'ın buz gibi golünü, göz göre göre, hem de hiç utanmadan iptal etti Arzuman. Yazıklar olsun.
LEVENT TÜZMEN: BOBO HANÇERLEDİ (SABAH)
Zico ve Ertuğrul Sağlam'ın, takımlarını iki ön libero ile derbiye sürmesi "Önce kaybetmeyeyim" anlamındaydı.
Günümüz futbolunda beklerini hücuma çıkaramayan takımlar pozisyon üretmekte zorlanır. Fenerbahçe pozisyon üretemiyordu. Çünkü Burak ve Serdar Özkan'ın baskısından kurtulamayan Carlos hücuma çıkamıyor, Vederson kolay top kaybettiği için de Carlos'un hücuma çıkarken attığı deparlar etkisiz kalıyordu. Beşiktaş, top rakibindeyken iyi kapanıyor, Delgado tek başına hücuma akıllı toplar taşıyor ve Bobo da Lugano-Edu ikilisinin önünde duvar olup, kolay top tutuyordu.
İSMAİL ER: ARZUMAN BEŞİKTAŞ'I PUSUYA DÜŞÜRDÜ (HÜRRİYET)
Derbi maça damgasını hakem İsmet Arzuman vurdu. Son saniyelerdeki Gökhan-Bobo mücadelesine anlam veremediğim bir düdük çaldı, Higuain de nefis gol attı. Hakem, arzu ettiği bir şekilde maçı sonuçlandırdı. Beşiktaş'ın 3 puanını düdüğü ile pusuya düşürerek katletti.
KAZIM KANAT: ERKEN GOL DEZAVANTAJ! (SABAH)
Şunu iddia etsem; "Erken gol Beşiktaş için avantaj değil, dezavantaj oldu" ne dersiniz? Biliyorum ki; hadi canım sen de dersiniz. Hatta golün erkeni veya geçi mi olurmuş dersiniz. Yani bu düşünce ile alay edersiniz!...
Oysa gerçek şudur; Böyle büyük maçlar Beşiktaş'ın erken gol atması dezavantajdır. Neden derseniz, şunu derim; Delgado'nun araya bıraktığı harika topu Bobo gol yaptığı an çok şey değil, her şey değişti.
Ne değişti derseniz şunlar derim;
1-Zico, tüm riskleri alarak, " şablon taktikten" vazgeçerek takımını hücuma çıkardı.
2-Sağlam, skoru korumak için, " geriye yaslanan" takımını ileri çıkaramadı.
Beşiktaş egoizminden kaybetti. Önce Bobo sonra da Karadeniz "Ben atayım, kahraman olayım" diye pas vermediler. Bu takıma ihanet.
GÜRCAN BİLGİÇ: EZBERLER BOZULDU (SABAH)
Sahaya "büyü" bozmak için çıkan bir Fenerbahçe takımı vardı. Üçüncü dakikada gelen şok gol bile onları tedirgin etmedi. Beşiktaş'ın moralli başlangıcı, peşinden agresif baskıyı da getirdi. Orta sahayı kalabalık tutup yakın oynayarak, rakiplerinin büyük maçlardaki en önemli silahı olan tempoyu düşürdüler. Şutlar dışında etkilerini yok ettiler ama oyunun kontrolünü de, güzel kurdelalı bir hediye paketi ile Fenerbahçe'nin eline verdiler. Onlar da büyüye inanmış ve altı senedir tekrarlanan "mucizenin" peşine düşmüşlerdi.
AHMET ÇAKAR: SUÇLU ARZUMAN DEĞİL, MHK'DİR! (SABAH)
49 gün Süper Lig'de maç verilmeyen Arzuman derbiye atandı. Deivid'e ikinci sarı kartı göstermesi gereken Arzuman, uydurma bir faulle Beşiktaş'ın golünü de yedi.
Merkez Hakem Komitesi derbiye İsmet Arzuman'ı atadı, ortalık ayağa kalktı. Çünkü İsmet Arzuman ligin beşinci haftasından bu yana Süper Lig'de maç yönetmemişti. En son 15 Eylül'de düdük çalmış ve dün geceye kadar, yani 49 gündür MHK onu Süper Lig'den mahrum etmişti. Ama ne hikmetse sonbahar geçti, kışa girdik ve nihayet Arzuman derbiye atandı.
İddia ediyorum dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine kritik bir derbiyi yönetecek bir hakem 49 gün bekletilmez. "Ne olacak canım!" derseniz dün geceki olaylar olur.
RIDVAN DİLMEN: FENER HAK ETTİ (MİLLİYET)
Derbinin bende bıraktığı en önemli iz, iki takımın girdiği pozisyonların rakip hatalardan oluşuydu. Organize atak sayısı çok azdı.
Fenerbahçe büyük seyirci desteğini arkasına alırken, oyun içinde de ibreyi hep kendi yönünde tuttu ve hak ederek kazanmasını bildi.
MUSTAFA DENİZLİ: NASILDI, NASIL OLDU (MİLLİYET)
Bir derbi düşünün... Bireysel olarak da, takım olarak da rakibinden daha üstün olan Beşiktaş, Delgado'nun nefis pasıyla defansın arkasında topla buluşan Bobo'nun golüyle oyuna başlıyor ve büyük bir avantaj yakalıyor.
Fenerbahçe ise ileriye pas yapamıyor. Diyelim ki, pas yapacak, kime, nerede yapacak? Önde tek forvet Semih var. Olabilir... Ama hep yalnız kalıyor. Alex ve Deivid geç gidiyor. Deniz, Aurelio ve Vederson destek veremiyor. Semih'in bire birde süratli ve çabuk oyuncu olmadığını biliyoruz. Semih'in etkinliği çevresi kalabalık olduğu zamanlarda ortaya çıkabiliyor.
Oyunun başka bir önemli noktası hakemdi. Maçtan önce eğer bir hakem bu kadar çok konuşulursa sonuç ne olursa olsun maçtan sonra daha çok konuşulacaktır. Fakat bunlar artık Türkiye'de sıradan hadiseler haline geldi. Yazık kere yazık. İleride derbilere yabancı hakem isterlerse hiç şaşmayalım.
Fenerbahçe'nin, Beşiktaş'a karşı üstünlüğü frikik ve kornerlerde olabilirdi, ilk golü de böyle buldu.