Hakan'ın hedefi bu kez Avşar kızı
Abone ol"NE Kırgız isyanı, ne bayrak seferberliği" bu sözlerle başlıyor yazısına Ahmet Hakan. Hakan, Hülya Avşar'ın erkeklere cuma namazı kıldıran kadına getirdiği yoruma bayıldı.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun kadın imam ile ilgili yorum
yapan Hülya Avşar'a kafayı taktı. Hakan Ey Avşar kızı
aydınlat bizi diyerek Avşar kızına eleşktiriler
yönelktti.
NE Kırgız isyanı, ne bayrak seferberliği...
Hiçbir olay, Hülya Avşar’ın ‘New York’ta St. John Katedrali’nde
Amina Vadud’un kadın ve erkeklerden oluşan bir cemaate cuma namazı
kıldırması olayı’yla ilgili yaptığı ‘muhteşem’ yorumu es geçmemize
engel olamaz.
Bu yüzden hiç tereddüt etmeden ve gözümüzü kırpmadan olaya
dalıyoruz.
Efendim, olayın cereyan şekli şöyle:
Önce gazetecilerin ‘Avşar’dan ses getirecek haber çıkarma arzusu’
ile Avşar kızının ‘Gündeme gelmek için her yol mübahtır’ anlayışı
örtüşüveriyor.
Sonra bu örtüşmenin doğal etkisiyle gazeteci sualini
patlatıyor:
‘Sayın Avşar, ilk kadın imamlı tarihi namaz konusunda ne
düşünüyorsunuz? Lütfen bir yorum Sayın Avşar.’
Avşar’ın bu noktada olaya hafiften bir ciddiyet katmak maksadıyla
küçük bir öksürüğe ihtiyaç duyup duymadığını bilmiyoruz.
Ama içinden ‘Ha! Ha! Ha! İşte gündeme gelmenin en garantili yolu’
diye geçirerek, tatlı bir heyecan ve sevinçli bir telaşa
kapıldığından eminiz.
‘Muhteşem’ yanıt şu cümleyle başlıyor:
‘Biraz tehlikeli bir soru...’
***
Sakın, cevabın bu kısmına aldanıp da ‘Tamam, bilmediği bir konu
olduğu için soruyu tehlikeli buldu, Tanrım ne basiret!’ diye
duygulanmakta acele etmeyin.
Çünkü insanın aklına her durumda ‘cehalet’ ile ‘cesaret’ arasındaki
o tuhaf ilişkiyi getirmekle meşhur Hülya Hanım, cevabının devamında
‘tehlike’den neyi kastettiğine açıklık getiriyor:
‘Senin için kötüyse karşındakini kadın değil erkek, erkeği de kadın
görebilirsin. Önemli olan yapılan iştir ve Allah’a ibadet
ediyorsun. Burada ben kadın erkek ayrımı yapmıyorum. Ben olsam
yapardım. Bana ters gelmiyor. O biraz da insanın içini temiz
tutmaya zorluyor. Bence bu da bir ibadet.’
Demek ki neymiş?
Tam bin dört yüz yıldır İslam dünyasında gelmiş geçmiş cümle ulema
ve fukeha, ‘Kadın öne geçip imam olursa kirli kalpli erkeklerimizin
niyeti bozulur, aman böyle bir şeye izin vermeyelim birader’ demiş
ve kadın imam uygulamasına izin vermemiş.
Ancak bizim ‘engin görüşlü’ Avşar kızımız, bir ‘müceddid’ edasıyla,
yüz yılların problematiğini ‘Önemli olan kalp temizliğidir’ diyerek
çözüveriyor.
Hay aklınla bin yaşa Avşar kızı...
İşte İslam dünyasının iki yüz yıldır beklediği açılımın teorik
çerçevesi!
Bu harika buluş karşısında şapkamızı çıkarıyoruz.
Ey Avşar kızı...
Yoksa...
Yoksa sen İslam dünyasının beklediği o büyük kurtarıcı ve uyarıcı
mısın?
Yoksa Yaşar Nuri Hocamız ve de Zekeriya Beyaz Ağabeyimizin bile
muvaffak olamadığı ‘dinde reform’ olayı, senin elinle mi
gerçekleşecek?
***
Eğer durum böyleyse, yani ‘beklenen kurtarıcı’ sensen Hülya Hanım,
şu kadim dinsel sorunlarımıza da mutlaka çare bulursun:
- ‘Çalışmak da ibadetse, çalışırken ibadet etmeye gerek var
mı?’
- ‘Kutuplarda namaz nasıl kılınır?’
- ‘Allah madem bizim ne yapıp yapmayacağımızı alnımıza yazmış, yani
kaderimizi tayin etmiş, peki nasıl oluyor da işlediğimiz
günahlardan sorumlu oluyoruz?’
Ne olur bir yorum Hülya Hanım.
Hadi aydınlat bizi Avşar kızı!
Yazı:Ahmet Hakan
Kaynak:hurriyetim.com.tr