Hakan'dan Uluç'a alaycı itham
Abone olAhmet Hakan, bugün köşesine havadan sudan dediği olayları yazdı. Son günlerde yaşanan gelişmeleri hicivli bir dille el alan Hakan, Hıncal Uluç'a değmeden geçmedi.
Ahmet HAKAN, bugünkü yazısında "Oradan buradan"
dediğimiz mevzulardan bahsetti. Aslına bakılırsa Hakan'ın yaptığı
bize göre "kara mizah"ın ta kendisi. Unutmadan bizim dikkatimizi
Hakan'ın Hıncal Uluç hakkındaki yorumu çekti. Bu yorumu okuyun bir
yorum da siz yapın.
BAŞLI başına yazı mevzusu yapmak için ‘yeterli’ olmayan ama boş
geçildiğinde kesinlikle yazık olacak ‘mevzucuklar’ vardır.
İşte elimde bir miktar onlardan mevcut!
Malum, ‘Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz, israf haramdır’ şeklinde
bir ilahi buyruğa muhatabız, biz de ona uyalım ve elimizde
birikenleri sizlerle paylaşalım:
Okan Bayülgen’in Zaga’sında gördüm: ‘Size Anne Diyebilir miyim?’
adlı korkunç programda yer alan ‘kaynana adayları’ndan biri, yüzünü
alabildiğine korkunç yaparak (bunun için fazla uğraşmasına gerek
olmadığını belirtmeliyim), ‘gelin adayları’ndan birine şöyle
bağırdı: ‘Artiisst! Artistsin sen!’. ‘Yüzünü korkunç yapan’ kadının
amacı, kızın hilekar, desiseci, ikiyüzlü, sahtekar filan olduğunu
en incitici şekilde haykırmaktı. Bu amaca ulaşmak için bulabildiği
en uygun sözcüğün ‘artist’ olması manidar değil mi? ‘İşte
halkımızın sanata ve sanatçıya bakışı’ diye yorum yapsak fazla mı
ileri gitmiş oluruz?
***
AKP’de adı Ersönmez Yarbay olan bir milletvekili var. Denizli
şivesine yatkın konuşmasıyla dikkat çeken Ersönmez Bey, benim her
ay yakından takip ettiğim ama AKP ileri gelenlerinin pek takip
etmediklerini düşündüğüm ‘Ekspres’ dergisine bir mülakat vermiş.
Uzun röportajda son derece cesur açıklamalar yapmış Ersönmez
Yarbay. Bence Ersönmez Bey’in bu cesaretinden AKP ileri gelenleri
de haberdar olmalı. Bu yüzden buraya onun şu cümlelerini almakta
yarar görüyorum: ‘Kültürümüzde padişahlığa yatkınlık vardır. Bu
yüzden başkanlık sistemine karşıyım. Mesela bir toplantıda bütün
milletvekilleri parti başkanına ‘senin sayende milletvekili olduk’
derse, adamı padişah yapmış olursunuz. Erdoğan olmasaydı da bu
hareket oy alırdı. Güzel bir söz vardır: Şeyh uçmaz, müritler
uçurur.’
***
Bir manken kız, kendisine kavalyelik yaptığı iddia edilen ‘büyük’
gazeteci için ‘O benim babam gibidir’ dedi. Kenan Doğulu da
‘Sevgililerimi kızlarım gibi görüyorum’ demiş. Alem enseste mi
kesti nedir?
Yer Sinan Çetin’in ‘Plato’su. Bir grup gazeteciyle ‘Plato’ ürünü
olan ve gösterime girmek için 4 Mart’ı bekleyen ‘Pardon’ filmini
seyrettik. Hafif karartılmış ortamda seyredilen filmin ardından
ışıklar yandı ve az sayıdaki gazeteciye o uğursuz soru soruldu:
‘Nasıl buldunuz?’ Çektikleri filmden hem de nasıl emin olan
heyecanlı gözler size ‘Ne olur beğenin, gıcıklık yapmayın, biz bu
film için çok uğraştık’ diye bakıyordu. Bir yandan da misafir
pozisyonundasınız. ‘Harika olmuş’ deseniz, ‘Ulan herif numara mı
yapıyor? Kibarlık gösterisi olabilir mi bu?’ kuşkusu üzerinizde
olacak. ‘Ben beğendim’ deseniz, ‘Bak işte! Harika demedi, garanti
beğenmemiştir’ diye düşünecekler. ‘Berbat bir film’ demek yürek
ister! Yani demem o ki, şu yeni yeni başlayan ‘gazetecilere filmi
önceden göstermek’ geleneğine bir son verilsin. Tarafsız sahada ve
hiçbir etki altında kalmadan izleyelim şu filmleri! Hem biz, hem de
‘eser sahipleri’ gerilmesin! Hayat bayram olsun filan.
***
Ve Cumhuriyet Gazetesi de Yılmaz Erdoğan’a ‘bindirdi’. İşte
Cumhuriyet’teki başlık: ‘Yılmaz Erdoğan, filmini beğenmeyenleri
saldırganca yanıtladı: ‘Bilet parası kadar konuşun!’ Anlaşılan onun
tek ölçütü artık para.’ Bence Yılmaz Erdoğan’ın ‘antipatik bir
figür’ haline gelme tehlikesi karşısında acilen bir şeyler yapması
gerekir.
Altemur Kılıç, ‘Çetin Altan’la bir yerde karşılaşırsam, yüzüne üç
tokat atmak isterim. Biri, milletim için, biri ordum adına,
üçüncüsü de kendim adına...’ demiş. Son günlerde yaşı ilerlemiş
erkeklerin ‘aşk, meşk ve genç kalma’ üzerine yapıp ettiklerini
görüp, duruma ‘alaycı’ yaklaşanlara şunu söylemek isterim: Ya onlar
da Altemur Kılıç gibi olsalardı, onun söylediklerini söyleselerdi,
daha mı hoşunuza gidecekti? Bence Altemur Bey, acilen ‘aşk, sevda’
işlerine dalmalı. O alan, nasıl söyleyeyim, hiç olmazsa
izleyenlerin keyifli dakikalar geçirmesini sağlıyor.
YAZI:Ahmet HAKAN
www.hurriyetim.com.tr