Hakan, ters tepen muhalefeti yazdı
Abone olAhmet Hakan, AK Parti'ye muhalefet eden köşe yazarlarına seslendi. Ona göre muhalif kalemler AK Parti'nin ekmeğine yağ sürüyor.
Ahmet Hakan, "AKP’nin gizli dostları" başlıklı
yazısında bazı muhalefet eden yazarların AK Parti'nin işine daha
fazla yaradığını yazdı.
DİYELİM ki:
İflah olmaz bir AKP karşıtısınız...
‘Bunlar gitsin, başka bir şey istemem’ diyenlerdensiniz...
Erdoğan ve arkadaşlarının başta bulunmasından hiç
hazzetmiyorsunuz...
AKP’nin bir puancık bile gerilemesi sizi acayip mesut ve bahtiyar
kılacak...
Kiminiz AKP’nin ülkeyi müthiş kötü yönettiğini düşünüyorsunuz,
kiminiz de nedensiz bir şekilde adamlara gıcık oluyorsunuz...
Tamam, hepsine eyvallah...
Ancak şunu bilin ki, ‘işiniz hiç de kolay değil’.
Çünkü maalesef iki buçuk yıldır, o kadim soruya, ‘Ne yapmalı?’
sorusuna ‘en doğru, en etkili ve en sağlam’ karşılık hálá
bulunamadı.
Ve bu durum, AKP’nin en büyük avantajı olmaya devam ediyor.
***
Yani demem o ki:
Hasan Abi’den İlhan Abi’ye, Güngör Bey’den Melih Bey’e bilumum
‘muhalif kalemler’, AKP’yi ‘din, irtica, laiklik, türban’
bağlamından vurmaya çalıştıkça, AKP’yi ‘fırsatını bulduğunda
Türkiye’ye şeriat rejimini getirecek bir parti’ olarak görmeye
devam ettikçe, yani değişimi ve dönüşümü hesaba katmayıp yeni
durumu doğru okumaktan ısrarla kaçındıkça, AKP ‘güçlü’ konumunu
sürdürecektir.
Türkiye’de iki buçuk yıldır olan biten şudur:
Geniş muhafazakár tabanın, ‘sorunlarımızı çözer’ diye bir umut
yöneldiği AKP, bu zamana kadar en etkili muhalefeti sadece ve
sadece ‘din, iman, laiklik’ alanında gördü.
İşte bu durum, o geniş muhafazakár tabanda AKP sempatisinin
artmasını sağlamaktan başka bir işe yaramadı.
Yani Hasan Abi’ler, İlhan Abi’ler, Güngör Bey’ler, ‘Bu AKP
dincidir, bu AKP gizli niyet taşımaktadır’ diye ‘devlete jurnal’
gibi algılanacak yazılar döşendikçe, AKP’yi o geniş muhafazakár
taban nezdinde ‘iktidardaki mazlum’ yaptılar.
AKP halen bu durumun keyfini sürmektedir.
***
AKP’nin ‘ekmeğine yağ süren’ bir başka unsur ise hiç kuşkusuz
kendisini ‘devleti koruma memuru’ gibi konumlandıran Cumhurbaşkanı
Sezer’in, en küçük bir esnekliğe dahi kapılarını sıkı sıkıya
kapatan yaklaşımı oldu.
Cumhurbaşkanı Sezer, icraatının odak noktasına, ‘Büyük muhafazakár
tabana ödün gibi algılanabilecek en küçük bir adımdan dahi
kaçınmalıyım’ ilkesini yerleştirmiştir.
İşte bu durum da AKP’nin en büyük şanslarından biridir.
Yani Sezer’in ‘kamuoyu’nu zerre kadar hesaba katmayan o ketum ve
toleranssız muhalefeti sürdükçe, AKP’nin çöküş ve yıkılışı, sadece
ve sadece muhaliflerin gördüğü tatlı bir rüya olacaktır.
***
Hemen söylemeliyim: Deniz Baykal ve silah arkadaşlarının AKP’ye
yaptığı katkı, diğer unsurların katkısından çok daha büyüktür.
Çünkü tablo şudur: Baykal ve arkadaşlarını harekete geçiren, motive
eden, yırtıcı bir kaplana dönüştüren tek mevzu ‘din, iman, irtica’
bahsidir.
Diyelim ki ortada ‘türbana birazcık hoşgörü sağlayacak küçücük bir
adım’ var. Böyle bir adım karşısında ‘kaplan’ kesilen Baykal ve
arkadaşları, iş mesela SEKA işçilerine filan geldiğinde en
beceriksizinden bir ‘kedicik muhalefeti’ sergilemektedirler.
AKP’ye bundan büyük iyilik mi olur?
CHP böyle yaptıkça, hiçbir sorununa çözüm getirilememiş olan dindar
taban, hükümet yetkililerine ‘Neden bizim sorunumuzu
çözmüyorsunuz?’ diye hesap sormaktan kaçınmaktadır. Zaten AKP’nin
gerekçesi de hazırdır: ‘Biz çözeceğiz ama durumu görüyorsunuz.’
***
Bazen şöyle analizler duyuyorum: Bu hükümet bir dönem daha
gider.
Bu analizi yapanlara şunu demek isterim: Ne bir dönemi? Bu ‘gizli
dostlar’ sayesinde bir dönemin lafı mı olur?
YAZI:Ahmet HAKAN
HÜRRİYET