Hakan Şükür'ün çarpıcı oruç anıları
Abone olAK Parti İstanbul Milletvekili olan Hakan Şükür, futbolda oruçlu iken yaşadığı zorlukları ve anılarını anlattı.
Galatasaray'ın eski milli futbolcusu ve milletvekili olan Hakan Şükür, futbol oynadığı dönemlerde takımların hangi oyuncunun oruçlu olup olmadığını anlayabilmek için öğle saatlerinde yemek masası kurduklarını söyledi.
AK Parti İstanbul Milletvekili olan Hakan Şükür, Irmak Tv'de 'Benim Dünyam Ramazan' programına küçüklükten bu yana yaşadığı Ramazan aylarını ve futbolda oruçlu iken yaşadığı zorlukları ve anılarını anlattı.
Çocukluk döneminden bu zamana kadar hep futbol dünyasının içinde yaşadığını ifade eden Hakan Şükür, "Benim Ramazan'ım, Ramazan ayı içerisindeki davranışlarım nefsi duygulardan uzak tamamen Allah'a yönelmiş ve O'nun bizden istediklerine doğru hareketle çok manevi bir iklim havasında geçiyor. Çok üst düzey futbol oynadığımız zamanlarda da Ramazan ayına rastladık. Bugün içinse mesela Fenerbahçe'de bir arkadaşımız var Moussa Sow gibi. Çok rahat bir şekilde orucunu tutması gerektiğini ve bunun onun ibadeti olduğunu söyleyen bir insana bakış açımız gerçi daha doğrusu benim Ramazan'ım da bakış açım çok duygu yüklü ve çok şey hatırlatıyor bize. Saygı duyuyorum, saygı duyan insanları görüyorum." dedi.
Hem oynadığı futbol hem de attığı gollerle uzun yıllar adından söz ettiren ve bugün golcü olarak eksikliğinin hissedildiği belirtilen Hakan Şükür, doksanlı yılların ortalarında ve iki binli yılların başları ile futbol döneminin son yıllarında oruç tuttuğu için çok eleştirildiğini ve zaman zaman zor şeyler yaşadığını ifade etti. Şükür, "Belki buna bilimsel olarak performans sporu olduğu için bakıldı ama ona rağmen bir hayli zor zamanlar yaşadık." diyerek şunları söyledi:
"Çok tatlı anılarımız da var, sokakta çok farklı şeylerle karşılaştığımız anlarda var. O günlerden bu zamana kadar gelindiğinde benim gibi onlarca yüzlerce arkadaşımız var. Moussa Sow kardeşimizi de görünce açıkçası duygulanıyoruz, hoşumuza gidiyor. Kendi değerlerini ve dinini bu şekilde yaşıyor olması ve buna müthiş derecede saygı duyuluyor olması da çok önemli. Çünkü çok farklı bir zaman dilimi. Her sene on gün geriye atarak devam ediyor Ramazan. Farklı dönemlere ve farklı süreçlere rastlayabiliyor. Belki performansınızı etkileyecek şekilde. Ama orda ki kazanımların manevi anlamda neler olduğunu onun sonunda görüyorsunuz.
Allah'ın size yardımını, bunu size birebir yaşayan bir insan olarak çok net söyleyebilirim. Öyle anlarda öyle inanamadığınız şeyler oluyor ki benim hayatımda bunun örneklerini sık bir şekilde görebilirsiniz. Ha böyle olsun diye mi yapılır? Hayır. Allah için yapılan ibadetlerde sizin istekleriniz talepleriniz ve kalplerinizden geçen O'nun tarafından biliniyor olması uzun vadede belki sizin anlayamayacağınız şekilde çok olumlu bir halde karşınıza çıkabiliyor."
Hakan Şükür, oruçlu iken yaşadığı bir anısını anlatırken de "Benim Ramazan'ım yine böyle maç periyoduna rastladığı bir dönemde tabi orucunuzun anlaşılıp anlaşılmaması ki benim için oruç çok farklı bir ibadet. Çok gizli bir ibadet. Hani namazınızı kılarken insanlar sizi görebilir onun için o sizinle ve Allah ile aranızda. Kendinizi saklamaya çalışıyorsunuz ve bir yandan da oruç tutmaya çalışacaksınız. Bir yandan da performans göstermek zorundasınız. Ve bir gün gündüz maçına çıkmıştık. Kayseri Erciyesspor ile oynuyorduk. Tabi biz gündüz maçı olduğu için sahuru yiyip öyle çıktık bir kaç arkadaşla. Ama bize bunu düşündüren yaptığımız sahur sayesinde herhangi bir zorluk çekmeyeceğimiz düşüncesi idi.
DEVREYE 1-0 YENİK GİRDİK
Beni biliyorsunuz ama diğer arkadaşları söylemeyeyim şimdi. (Gülüyor). Tabi maç kötü gidiyor ve 1-0 mağluptuk sanırım. Tabi o sürecin öncesinde çok ağır eleştiriler alıyorduk. Benim birçok kişiyi teşvik ettiğimi söylüyorlardı gerçi hiç öyle bir şey yoktu. Önemli bir sporcu olduğum için topluma benim üzerimden bir mesaj vermek istendiği için herkesi ben ayartıyormuşum gibi söylendi ama böyle bir şey mümkün değil. İnsanın içinden gelecek bir şey o. Onun için öyle yazılıyordu.
Tamda öyle zor bir dönemin içindeydik oruç tuttuğum için performansımın düştüğü ve o sebeple gol atamadığım yazıldı çizildi. Maç başladı kötüde gidiyor ve havada sıcak. Ligin son haftalarına denk gelmiş bir karşılaşma. Tabi çok enteresan karşı tarafta Faslı bir oyuncu vardı ve oda müslüman ve oruçlu. Maç içerisinde diyaloglarımız oluyor. 'Kardeş fazla zorlama ben oruçluyum' bende diyorum ben de oruçluyum. Birbirimizi zorlamıyormuşuz gibi bir hava esiyor tabi böyle söyleyince (Gülüyor). Sakatlık oluyor ve herkes sıcaktan kaynaklanan hararetle su içmeye geliyor ve biz ayakta bekliyoruz öyle.
EĞER GOL ATMAMIŞ OLSAYDIM
Böyle bir anımız oldu ve bu anın tatlı bitme hikayesi ise şöyle; ben o karşılaşmada iki gol atmıştım ve maçı da 2 - 1 kazanmıştık. Daha vakit girmediğinden oruçlarımızı açmamıştık ve maç sonunda röportajlar yapıyoruz ve röportaj yaptıklarımız genel anlamda bizi eleştirenler. Tabi soru soruyorlar nasıl attın falan diye. Bir tanesi bana Ramazan ile ilgili soru sormadı, ama Kayserili bir taraftar arkadan 'Sorsanıza oruç tutuyor mu diye? Niye sormuyorsunuz iki gol attı diye mi?' diye çıkıştırdı soru soranları. Soru soran kişide sormak zorunda kaldı.
Eğer gol atamamış olsaydım veya başka bir şey yaşanmış olsaydı o karşılaşmada farklı şeyler olabilirdi. Ben onla ilgili yorum yapmak istemedim çünkü o vakitler pek bir şey ifade etmiyordu. Ben normal bir şekilde soruya cevap verip önüme baktım. Benim için anlamlı bir gündü. O güne kadar hakikaten çok eleştiriliyordum. Belki kazanıyorduk ama ben gol atmıyordum. Belki de topluma benim üzerimden bir mesaj vermek isteniyor olabilirdi ben bunu çok yaşadığımdan biliyorum."
Şükür, bu anısını neden anlattığını ise şu ifadelerle dile getiriyor: "Açıkçası oruç tuttum diye gol attım demiyorum ama bu iki duygu arasında farklılıkları anlatmak için bu anımı anlattım. Çünkü oruç tutup da gol atamadığımız maçlarda vardı. Ama bunun içerisinde şu var; o an içerisinde yaşadığınız bir sıkıntının ve uzun vadede neler kazandırdığını bugün anlayabiliyorsunuz."
"ÖĞLE YEMEĞİ SAATİNDE MASALAR KURULURDU ORUÇ TUTANLARI ANLAYABİLMEK İÇİN"
Hakan Şükür, o dönemlerde yaşadığı sıkıntıları Allah'ın vermiş olduğu sabır ve yardımları ile geçtiğini kaydetti. Şükür, ayrıca takımların kimin oruç tutup tutmadığını anlayabilmesi için kamp dönemlerinde öğle yemeği saatlerinde masaların kurulduğunu söyledi.
Tüm bu zorlukların yanında kamplarda güzel anılar yaşadığını da vurgulayan milli futbolcu, "Teravih namazlarını beraber kılardık. Bir takımın içinde bunları yaşamak çok hoş ve güzeldi. Kampı bırakıp hep beraber teravihe giderdik ya da dışarıdan ehil bir arkadaşı getirir kampta kılardık. Aslına bakarsanız dinin öğretilerinin yani o sosyalliğin, o demokratikliğin bizlere çok şey kazandırdığını da söyleyebiliriz." diyerek, açıklamalarını şöyle tamamlıyor:
"Neden? Hep beraber oluyorsunuz. Takım havasını o ortamda paylaşabiliyorsunuz. Ve nefsinizde frenlediğiniz birçok şeyi orada konuştuğunuzda size ne kadar faydalı olduğunu görüyorsunuz. Tabi ki Allah için yapıyorsunuz ama Allah'ta sizin için faydalı olanı sizden istemiş. Aslında bunlar zor şeyler değil."