Hakan Şükür kendi kalesine gol attı

“İşte cemaate operasyonun talimatı” başlığı ile medya organlarında yer alan haberlerin yayınlanmasının ardından, İstanbul milletvekili Hakan Şükür, Twitter hesabından tepki gösterdi.

Hakan Şükür, "2002 yılıydı 28 Şubat devam ediyordu. DGM savcısı N. M. Yüksel beni ifadeye çağırmıştı sebepse ‘hizmet hareketi.’ Bugün görüyorum ki, 28 Şubat ve o dönemin baskı unsuru DGM’lerinin yerini ve zihniyetini kendini dindar diye tanımlayan bir iktidar almıştı. 28 Şubat’ta kendisini öteki, mazlum olarak gören bugünün müktedirleri, kendileri devlet olunca derin zulmü evlat edinip nüfuslarına aldılar. 28 Şubat’ın mağduru Müslümanlardı. Dünün mazlum Müslümanları artık iktidarda. Şimdi onların zulmettiği, yeni bir mazlum Müslüman topluluk var.28 Şubat’ta kendisini öteki, mazlum olarak gören bugünün müktedirleri, kendileri devlet olunca derin zulmü evlat edinip nüfuslarına aldılar. 28 Şubat’ın mağduru Müslümanlardı. Dünün mazlum Müslümanları artık iktidarda. Şimdi onların zulmettiği, yeni bir mazlum Müslüman topluluk var" dedi.  

Şükür "Başbakan Erdoğan milletvekilliği teklif ederken, 28 Şubat ve DGM’de duruşumu övmüştü. Elhamdülillah hala aynı yerde ve mazlumlayız” ifadelerini kullandı.

28 ŞUBAT DÖNEMİNDE NE DEMİŞTİ

Ergenekon Davası’nda iki bin dört yüz yirmi gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan yazar Ergün Poyraz, Gazete Barış'ta yayınlanan "Hakan Şükür'ün Vals'i" başlıklı yazısında Hakan Şükür'ün 28 Şubat döneminde 2002 Ankara DGM ifadesinde yer alan satırlara yer verdi.

Hakan Şükür; 28 Şubat döneminde verdiği ifadede "Gerek oynadığım futbol takımında ve gerekse milli takım kampında hiç bir futbolcu arkadaşımı yanıma alarak Fetullahçılık ve dincilik propagandası yapmadım. Zaten ünlü ve milli bir futbolcu olarak buna yani herhangi bir tarikata mensup olmaya ve bu tarikatın propagandasını yapmaya, hatta siyaset yapmaya hakkım da yoktur" demişti.

"FETHULLAHÇILIK VE DİNCİLİK PROPAGANDASI YAPMADIM"

Hakan Şükür o gün ifadesinde tam olarak şunları söylemişti:

“Bundan 5-6 sene evvel dönemin devlet ve hükümet adamları pek çok siyasetçi Fetullah Gülen’e gidip ziyaret ediyordu. Ben de belki merak duygusuyla kendisini birkaç defa ziyarete gittim. Ben bu kişinin vatan ve millet duygusunu öne çıkaran düşüncelerini benimsediğimi söyledim. Sempati duyuyorum derken bunu ifade etmek istedim. Yoksa ben din devletinden yana olan şeriat düzeninin kurmak isteyen bir kişi değilim. Kesinlikle böyle bir fikrim yoktur.

MODERN BİR HAYAT TARZI YAŞAYAN BİR İNSANIM

Modern düşünceye sahip aile olarak da modern bir hayat tarzı yaşayan bir insanım. Büyüklerime saygı göstermekte benim milli ve insani bir düşüncemdir. Cumhuriyetin kurucusu büyük Atatürk’e ve Laik düşünceye saygım sonsuzdur.

32. gün programında Fetullah Gülen’e sempati duyuyorum derken kesinlikle bu şahsın ve fikirlerinin propagandasını yapmak istemedim. Böyle bir düşünce ile hareket etmedim. Bu sözleri yukarıda anlattığım çerçevede söyledim.

Gerek oynadığım futbol takımında ve gerekse milli takım kampında hiç bir futbolcu arkadaşımı yanıma alarak Fetullahçılık ve dincilik propagandası yapmadım. Zaten ünlü ve milli bir futbolcu olarak buna yani herhangi bir tarikata mensup olmaya ve bu tarikatın propagandasını yapmaya, hatta siyaset yapmaya hakkım da yoktur…”.