Hain saldırının arkasında kim var?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 9 kişinin öldüğü, 64 kişinin yaralandığı Gaziantep'teki hain saldırıda istihbarat zafiyeti olmadığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gaziantep'teki bombalı
saldırıya ilişkin, ''PKK'nın bunu sahiplenmemiş olması çok
doğaldır. Çünkü buna benzer eylemleri hep o yapmıştır. Ama işin
içine çocuklar, kadınlar girdiği zaman kamuoyunun toplumsal
baskısından ve nefretinden kurtulmak için ilk planda bunu inkar
etmiştir'' dedi.
Arınç, CNN TÜRK'teki ''Ankara Günlüğü'' adlı programda soruları yanıtladı. ''Gaziantep'teki saldırıyı kimin yaptığı'' sorusu üzerine Arınç, Gaziantep'te, yurdun değişik bölgelerinde yaşanan terör olaylarından ve son olarak Şemdinli'de 4 askerin şehadetinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi.
Asker ve sivillerin terör ateşi içinde hayatlarını kaybettiğini ifade eden Arınç, 75 milyon Türk milletinin teröre karşı kenetlenme içinde olduğunu, bu olaydan duyduğu üzüntüyü de en güçlü şekilde ifade ettiğini belirtti.
Buna benzer olayların geçmişte de yaşandığını ancak bugünlerde bir tırmanmadan da söz edilebileceğini dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
''Gaziantep'teki olay, şu ana kadar tespit edilen
bulgularla, bir araç çalınmış. Nisan ayında Sakarya'dan olduğu
söyleniyor. Bu aranmaya başlanmış, plaka numaraları belirlenmiş,
bazı yerlerden geçiş yapmış, hatta cezalar yazılmış. En son birkaç
yere uğradıktan sonra Gaziantep'e gelmiş. Bir yerden çekiciyle de
polis merkezinin önüne getirilmek istenirken, polisin ikazı üzerine
biraz daha ileride park etmiş ve uzaktan kumandayla çok yüklü
biçimdeki patlayıcı patlatılmış.
Pınarbaşı'ndaki olaya bakarsanız karakol da diyebilirsiniz. Ama daha çok acı ve ızdırap vermek amacıyla kalabalık bir yer de düşünülmüş olabilir. Hedef sadece insan. Çocuk, kadın, erkek olması fark etmiyor, patlatılmış. Tabii son zamanlarda plaka değiştirdiğinden tespit edilemediği söyleniyor. Önemli olan bu aracın kaçırıldıktan sonra belli hedefler için hazırlanmış olması ve sonunda da 50 kiloya yaklaşan patlayıcıyla, uzaktan kumandalı hale getirilmesi. Ama daha çok ızdırap, ölüm ve acı vermesi için içerisine başka maddelerin de katılmış olması.''
Bu terör olayını gerçekleştirenleri lanetlediklerini belirten Arınç, ''Bugüne kadar pek çok eylemde yapıldığı gibi arkasında büyük acılar bıraktı. PKK'nın bunu sahiplenmemiş olması çok doğaldır. Çünkü buna benzer eylemleri hep o yapmıştır. Ama işin içine çocuklar, kadınlar girdiği zaman kamuoyunun toplumsal baskısından ve nefretinden kurtulmak için ilk planda bunu inkar etmiştir, buna benzer pek çok sivile yönelik olaylar yapmış olmasına rağmen'' diye konuştu.
7 GÖZALTI VAR SORGULARI DEVAM EDİYOR
Kumrular Sokak'ta, Diyarbakır'da, Güngören'de yaşanan olaylar, talebe yurtlarında yangın çıkarmak, ateşe vermek gibi eylemlerin de bunlar arasında olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
''Çetelesini tuttum 20'den fazla sivile yönelik eylem ki bireysel olarak değil topluca olarak, bunlar önce inkar edilmiş sonradan da onların yaptığı tespit edilmiş. Hatta, birkaç ay geçtikten sonra da yerel inisiyatif dedikleri 'Ben kumanda edemiyorum, kendi başlarına bu işleri yapmışlar' gibi mazeretlerin arkasına sığınmış olmaları... Şüpheli eylem veyahut sanık veya şüpheli konumunda öncelikle PKK geliyor. Çünkü buna benzer eylemleri geçmişte ve günümüzde fazlasıyla yaptığı biliniyor. Ama bugün bir yazı okudum, çok hoşuma gitti. 'Kim yaparsa yapsın sorumlusu PKK' deniliyor. Çünkü aynı amaç, aynı düşünce, aynı eylem türleri bugüne kadar hep yerine getirilmiş.
Şu anda bizim bulabildiğimiz tek şey tabii kamera görüntüleridir. Çekiciyi kullananlardır. Civardaki belki şahitlerin tanıklıkları olacaktır veya ele geçirilen belge, bilgi ve bulgulardan bir iz sürülecektir. Emniyet Teşkilatımız bu konuda hem teknolojik imkanlara sahip hem de bu tür ağır olayları çözebilecek güçtedir. Ama şu an itibariyle ben 5 biliyordum son anda 7 olduğu söylendi, bir şüpheli gözaltı var. Henüz tutuklanan yok, sorguları devam ediyor. İnşallah işin en kısa zamanda çözüleceği umudundayım.''
İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOK
Arınç, ''istihbaratın yeteri kadar değerlendirilemediğine ilişkin eleştirilerin'' sorulması üzerine ise MGK toplantılarına katıldıklarını, kendi içlerinde de bu işleri irdeleyip analiz etmeye çalıştıklarını bildirdi.
''Bir defa istihbarat ve istihbaratı değerlendirme konusunda şahsen zafiyet olduğuna inanmıyorum'' diyen Arınç, bunları çok iyi değerlendirecek imkanların bulunduğunu vurguladı.
Eskiden, herkesin bir istihbaratı olduğu için bu konuda zafiyet bulunduğunu anlatan Arınç, ''Jandarmanın, MİT'in, emniyetin istihbaratı, insan istihbaratı, araç, teknolojik istihbarat, bunların hepsi vardı ama herkes kendine saklardı istihbaratı. Ortak bir havuzda değerlendirmek ve ona göre gereğini yapmak konusunda bir gecikmeden, hatta bilgi saklamaktan bahsedebilirdik'' ifadesini kullandı.
''Son üç yıldan bu yana ve şu anda da en iyi noktasında olduğumuzu söyleyebilirim, insan istihbaratı, teknolojik istihbarat, bilgi paylaşımı olsun, son derece mükemmel bir akış var'' diyen Arınç, ancak her gelen haberin doğru olup olmadığının süzgeçlerden geçirilmesi, hatta çapraz sorguyla farklı kaynaklardan da teyit edilmek suretiyle kesin bilgiye ulaşılması gerektiğini ifade etti.
İstihbarat havuzunda toplanan bilgilerin çok kısa sürede analiz edilmesi ve doğru olma ihtimali varsa tedbir alınması gerektiğini belirten Arınç, ''Başarılı olduğumuzu şuradan söyleyebilirim. Evet, Gaziantep'teki olayın önlenemediği anlaşılıyor ama belki Gaziantep'teki olay kadar onlarca istihbaratın iyi değerlendirilmesi sonucunda önlendiğini söyleyebilirim. Yani önceden tedbiri alınmak suretiyle kesin bilgiye dönüştükten sonra anında müdahale etmek suretiyle önlenebiliyor'' dedi.
Arınç, ''İstihbaratı kesin bilgiye dönüştürerek önleme faaliyetlerimizi yapıyoruz ve bunlarda da başarılıyız. Yani hamdolsun ki polisimiz de askerimiz de güvenlik güçlerimiz de bütün bu haberleri, bilgiye, kesin kanaate dönüştürerek önleyici tedbirler alıyor. Biz pek çok olaydan bu sayede kurtuluyoruz. Bu bizim güvenlik güçlerimizin bir başarısıdır'' değerlendirmesinde bulundu.
Buna rağmen bu tür faaliyetlerinin önlenememesinin de pek çok sebebi bulunduğuna işaret eden Arınç, bu eylemcilerin bir kısmının çok az da olsa yerel unsurlardan destek aldığını kaydetti.
SALDIRIDA EL MUHABBERAT ELİ VAR MI?
Arınç, ''Gaziantep'teki olay konusunda, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 'PKK'nın Suriye'nin istihbarat örgütü El Muhaberat ile kol kola çalıştığı biliniyor' dedi. Bu konuda özel bir bilgi var mı Hükümetin elinde?'' sorusu üzerine, ''Bana ulaşmış bilgi yok ama bunlar da araştırma konusu'' yanıtını verdi.
Bu hadisenin müsebbiplerinin mutlaka ortaya çıkarılacağını ifade eden Arınç, şunları söyledi:
''İstihbaratımız ve güvenliğimiz açısından bu olaya yol açabilecek dış unsurlar da söz konusu mudur, olabilir. Kesinlikle olmaz diyemiyorum, olabilir. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki böyle bir olayın meydana gelmesinde şu veya bu şekilde menfaati olan kurumlar, ülkeler, devletler, kuruluşlar, böyle bir olayı üstlenmiş de olabilir bizzat yaparak, taşerona vererek yaptırmış da olabilir hatta bu işleri profesyonel yapacak insanlara da yaptırmış olabilir. İsmi geçen örgütün veya devletin, bu işte bir katkısı olup olmadığını ulu orta konuşmak yerine çok ciddi incelemeyle ortaya koymamız lazım. Çünkü adı geçen bir ülke ve adı geçen bir ülkenin istihbarat kuruluşudur.''
İncelemenin yapıldığını dile getiren Arınç, ''Sadece Suriye ile ilgili, bağlantılı ya da sınırlı da değil. Coğrafyamızda bu işe katkı sağlayabilecek bütün dış unsurları da neresi olursa İran da olur, yukarısı da olur, aşağısı da olur, Türkiye olarak bunu yapmak zorundayız, yapıyoruz'' ifadesini kullandı.