Haham MİT elemanı çıktı
Abone olKimi elin kimin cebinde.. Gizemli hamam meğer devletin elemanıymış. Gizemli ismin sır perdesi aralandı.
2001 yılında poliste verdiği ifadelerle ilk kez
Ergenekon terör örgütünün ortaya çıkmasına neden olan Tuncay
Güney'in MİT elemanı olduğu, üstelik MİT'teki kod adının da "İPEK"
olduğu ortaya çıktı.
KAYITLI BİR HABER KAYNAĞI DEĞİL |
Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı (MİT), yaptığı
açıklamada, “Kod Adı İpek” başlığı altında Tuncay Güney ile ilgili
belgeyi konu alan bir haberin Sabah gazetesinde yayımlandığını
anımsattı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: “Sabah gazetesinin 26 Kasım 2008 tarihli nüshasında ‘Kod Adı İpek’ başlığı altında Tuncay Güney ile ilgili belgeyi konu alan bir manşet haber yayımlanmıştır. Haberde yer alan belge, teşkilatımıza aittir. Söz konusu belgenin dışarıya yansıtılması ile ilgili idari soruşturma açılmıştır. Tuncay Güney o dönem itibarıyla şüpheli faaliyetlerinden dolayı dikkatimizi çeken ve üzerinde çalışma yapılan bir şahıstır. Bu bağlamda, Tuncay Güney kayıtlı bir haber kaynağımız değildir. Kuruluş ve işleyişi tartışmalı olan Kontr Terör Merkezi, sorumluları ile birlikte 1997 yılında kuruluş şemasından çıkarılmıştır. Milli İstihbarat Teşkilatına yönelik asılsız iddiaları, belirlenmiş senaryolara göre çeşitli dönemlerde ortaya atanların amacı kamuoyu tarafından bilinmektedir. Milli İstihbarat Teşkilatı ile doğrudan veya dolaylı şekilde bağlantı kurulmasına çalışılan söz konusu yayınla ilgili yasal yollara başvurulacaktır. |
İRAN MASASINDA ÇALIŞIYORDU
Sabah'ın elde ettiği çok gizli bilgiye göre Tuncay Güney, İPEK kod
adıyla MİT'in Türkiye-İran Masası'na bağlı olarak görev yapıyordu.
Abdurrahman Şimşek'in haberi Güney'in gizemli geçmişine ışık
tutuyor. Ancak sonradan MİT, Tuncay Güney'i JİTEM ve Ergenekon'un
içine sızdırdı. Güney polisteki sorgusunda deşifre olunca, dönemin
MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun tarafından ABD'ye gönderildi. Tuncay
Güney'in MİT elemanı olduğunu eski MİT Kontrterör Daire Başkan
Yardımcısı Mehmet Eymür de üstü örtülü biçimde yazmıştı. Eymür,
Atin.org adlı sitede Aydınlık dergisi ve avukat Ceyhan Mumcu'ya
yazdığı yanıtta "Tuncay Güney'den bahsetmişsin. Bir istihbarat
elemanı. Yetenekli birisi. Sizin ekibe başarılı bir şekilde sızmış.
İpliğinizi pazara çıkarmış. Zokayı fena yemişsiniz" demişti.
TUĞCU MİT'E SOKTU
Güney MİT'e çok genç
yaşlarda, MİT İstanbul Bölge Başkanı Galip Tuğcu tarafından
kazandırıldı. 1990'lı yıllarda önce "Gerici Faaliyetler Şubesi"
sonra da İran Masası'na bağlı çalışan Güney, bu amaçla genç bir
gazeteci kimliğiyle, Ortadoğu'daki liderlerle yüzyüze görüşmeler
yaptı. Ancak 1992 yılında MİT Güney'in görevini değiştirdi.
96'DA KÜÇÜK İLE TANIŞTI
JİTEM ve Ergenekon'a sızma görevi verilen Güney, ilk kez bu tarihte
albay rütbesiyle Ağrı'da görev yapan Veli Küçük ile tanıştı.
1996-97 yıllarında Susurluk skandalı sırasında MİT için önemli bir
bilgi kaynağı olan Güney, hem Susurluk hem de 28 Şubat sürecinde
elde ettiği bilgileri, MİT'in çalışma merkezi olarak kullandığı
İstanbul Dolmabahçe Sarayı Harem Dairesi'ne götürüyordu.
Ancak Güney'in kimliği 2001 yılında dönemin İstanbul Organize
Suçlar Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından yapılan sorguda
deşifre edildi. İddiaya göre Güney'in JİTEM kimliğinin deşifre
olmasını istemeyen Veli Küçük, Güney'in serbest kalmasını sağladı.
Tam bu noktada MİT de devreye girdi.
ABD'YE BÖYLE KAÇIRILDI
Bizzat MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, CİA ile temas kurarak Güney'e
10 yıllık ABD vizesi aldı. Güney kendi adına pasaport ile MİT
İstanbul Bölge Başkanı Kubilay Günay'ın ekibi eşliğinde THY'nin New
York tarifeli uçağıyla ABD'ye gönderildi. New York'ta Güney'i
karşılayanlar, Güney'i Manhattan 301 East 94 Street adresindeki The
Marmara Oteli'ne yerleştirdi. Bir hafta sonra Manhattan
Postanesi'nin yanındaki gökdelende, Türk istihbaratının kullandığı
bir daireye geçti ve 1 yıl boyunca burada yaşadı. Elemanı Güney
vasıtasıyla Ergenekon'u bildiği halde yetkili mercileri haberdar
etmeme suçlamasıyla karşı karşıya kalmamak için MİT tam da bu
tarihten bir yıl sonra ilk kez resmi bir rapor hazırladı. MİT'in
2003'te Başbakanlık'a gönderdiği yazıda, "2002'de postayla ulaşan 6
adet CD ve 2 sayfalık isimsiz mektupta Ergenekon ile ilgili
istihbarat alındığı" belirtildi. MİT'in Güney'le ilgili ilk kez
Tuncay Güney İPEK olarak bahsetmesi savcı Zekeriya Öz'ün de
dikkatinden kaçmadı. Savcı Öz, Tuncay Güney'den elde edilen, "MİT
Müsteşarlığı" başlıklı gizli ibareli 1996/114 sayı numaralı Yusuf
Balbay ve Dinçer Bozak imzalı belge nedeniyle, MİT'ten Güney'le
ilgili bilgiyi resmi olarak istemişti.
KOD ADI İPEK
MİT'in 07.02.1997 tarih ve
10.251.01.011(IST00736) sayılı belgesinde Tuncay Güney'in kimliği
ortaya çıkıyor. Belgede "AOM (Ait Olduğu Masa) : Türkiye İran"
"Konu: Tuncay Güney (İPEK)" "HAT (Haberin Alınış tarihi):
07.02.1997" "VOT (Vakanın Oluş Tarihi): Metnin içinde" "KYN
(Kaynak): 610/264 (MİT'in illegal dinleme kodu)" ve "T/K (Tali
Kaynak): (Tali kaynak yok)" ibareleri görülüyor. Son geçilen
mesajın içeriğinde ise Tuncay Güney'in başka bir gazeteciyle
konuşmasından bahsediliyor. Konuşmada Güney, kendisinin de komutanı
olan tuğgeneral Veli Küçük hakkında, Abdullah Çatlı ile bağlantılı
olduğu yolunda birçok haberin kamuoyunda yer aldığını, Hanefi
Avcı'nın ifadesi ile de Veli Küçük'ün zor durumda kaldığını, adı
geçen generalin yaptıklarının ortaya çıkması halinde kendisinin de
bu durumdan etkileneceğini, zira Cem Ersever'in öldürülmesi
olayının da 'vuzuha kavuşacağını' anlatıyor.