Hagi'yi kimler dolduruluşa getirdi?
Abone olGS'de Hagi'nin yaptığı operasyonların sis perdesi yavaş yavaş aralanıyor. GS'li bir yönetici Hagi'nin Şükür-Karan yandaşlarının proveke ettiğini ve birçok şeyi aydınlattı
Hagi'yi doldurdular Adını açıklamak istemeyen bir Galatasaraylı
yönetici Ümit&Saidou krizinin perde arkasını anlattı
Hagi,"Ümit, Saidou gidecek," dedi, istediği oldu. Ümit gitti.
Saidou'yu da Hakan Şükür'e diyet olarak kabul etti. Galatasaray'da
devre arası operasyonları artık geleneksel hale geldi. Fatih
Terim'in geçtiğimiz iki sezonda yaptığı "Ocak Operasyonlarına"
öğrencisi Hagi de katıldı. Hagi, Terim gibi devre arasında hem yeni
transferler yapılarak kadronun takviye edilmesini, hem de kadrodaki
istemediği oyuncuların elden çıkarılmasını istedi. Hagi, 2. başkan
Ergun Gürsoy ve futbol şube sorumlusu Fatih Gökşen, geçtiğimiz
günlerde Florya'da tam 6 saat süren toplantı sonrasında 'tarihi'
önemde kararlar aldı. Tarihi diyoruz, çünkü G.Saray'ın 100. yılında
mutlu sona ulaşıp, ulaşmamasına etki edecek operasyon kapının
eşiğinde. Ya başarılamazsa? İşte bu yüzden bu operasyon çok önemli.
İÇ SAVAŞ DEĞİL Bu toplantı öncesinde Ergun Gürsoy ve Fatih
Gökşen'in futbol takımı ile ilgili birçok düşüncesi Hagi ile
uyuşmuyordu. Ancak saatler ilerledikçe Hagi, iki yöneticiyi
istediği kıvama getirdi ve bütün koşullarını kabul ettirdi.
Başlangıçta özellikle Ümit Karan konusunda Hagi'ye karşı çıkan
Gürsoy ve Gökşen, toplantı sonrasında Ümit Karan'ın kesinlikle
gönderilmesini kabul etti. Aslında Ergun Gürsoy, Hagi ile çatışmaya
kesinlikle girmek istemiyordu. Sezon başında Ayhan Akbin yüzünden
Hagi, ile Gürsoy arasında yaşanan kriz tecrübeli yöneticiyi geri
adım atmaya zorladı. Çünkü 100. yılda Hagi ile sorunları uzatmak
şampiyonluk şansını sıfıra indirmek demekti. Gürsoy teknik patron
ile çatışmaktan geri durdu. Zaten başkan Canaydın'la da dönem dönem
gerginlikler yaşıyordu. Bir de Hagi ile kapışmasına ne gerek vardı?
ÜMİT GERGİNLİĞİ Hagi, Ümit Karan'ı istemediğini net bir dille
ortaya koydu. Gürsoy ve Gökşen, Hakan ve Necati'nin tek
alternatifinin Ümit Karan olduğunu söyledi. Hagi konuşmaya başladı:
"3 yıldır kaç gol attı. Takıma ne katkıda bulundu. Benden önce
Lucescu da, Terim de Ümit'i sürekli oynatamadı. Futbola
konsantrasyonu devamlı değil. Dikkati hemen başka konulara
dağılabiliyor. Ona kesinlikle güvenmiyorum. Takımda en fazla para
alan Türk oyuncu (yılda 850 bin dolar garanti maç başına 10 bin
dolar), sizce bu parayı hak ediyor mu? Disiplinli değil, bu sezon
geçen dönemden iyi ama benim için yeterli değil. Ümit'in yerine
gole dönük bir orta saha alırsak daha az paraya, daha faydalı
birisini almış oluruz." İki yönetici Hagi'yi sonuna kadar dinledi.
Ona hak verdiler. Zaten Ümit, yöneticilere de selam vermez olmuştu.
Sonuçta gönderildi. CONCEIÇAO YIKTI Aslında Hagi'nin Ümit'ten daha
büyük bir sorunu vardı. Sezonun flaş transferi olarak, Real
Madrid'den bizzat başkan Canaydın'ın büyük çabalarıyla alınmış olan
Conceiçao. Canaydın, ondan çok umutluydu. Hatta sezon başında
Almanya'da oynanan hazırlık maçında Conceiçao ciddi bir şekilde
sakatlanıp sedye ile sahayı terkettiğinde, televizyon başındaki
Canaydın'ın neredeyse kalp krizi geçirdiği rivayet olmuştu. Hagi,
Brezilyalı yıldız için iki yöneticiye şunları söyledi: "En büyük
hayal kırıklığım. Beklediğimi bulamadım. Problemli bir oyuncu
değil. Ama geçirdiği ağır sakatlıkların etkisini atamamış. En
yüksek ücreti o alıyor. (Yılda 1 milyon 850 bin euro garanti ve maç
başına 10 bin euro) Ona ödenen ücretin çok altında genç ve çok daha
faydalı oyuncular alabiliriz." SAIDOU'YU SEVERİM Hagi en büyük
çelişkiyi Saidou'da yaşıyordu. Sezon başında isteği dışında,
Gürsoy-Gökşen ikilisinin sessiz fakat başarılı operasyonu ile
İstanbulspor'dan bonservis bedelsiz alınmıştı. Saidou'yu fazla
anlatmaya gerek yok. Hagi zaten yönetime anlatıyor: "Saidou'yu çok
seviyorum. Efendi, problemsiz. İyi niyetli ama elimde onun
bölgesinde, onun kadar oynayacak oyuncular var. Saidou'yu da
gönderin. Onun yerine hücuma dönük oyuncu almalıyız." Hagi'nin bu
isteği de kabul gördü. Özellikle Ramazan'da oruç tutan Saidou,
Hagi'nin canını sıkmıştı. PETRE'Yi YAKTINIZ Hagi'nin göndermek
istediği oyunculara karşılık, yönetim de Hagi'den kelle istiyordu.
Vatandaşı Petre'nin gönderilmesi gerektiği savundu Gürsoy ve
Gökşen. Hagi yine konuştu: "Petre yılda 200 bin dolar garanti ve
maç başına 7 bin dolar alıyor. Neredeyse Conceçaio'nun onda biri,
Saidou'nun yarısı kadar. Uzun boylu ve üstün fizikli olmasına
rağmen, topla da çok iyi. Sizin yüzünüzden, siz istemediniz diye
Petre'yi oynatamadım. Petre 10 maç üst üste oynasaydı, hepiniz
görecektiniz. Petre'yi değişik mevkilerde kullanabilirim. Savunmada
Song ve Tomas'a bir şey olsa Bülent dışında alternatifimiz yok.
Petre kalmalı" dedi Hagi ve kaldı. BALİÇ'TE UZLAŞILDI Yönetimle
Hagi'nin gönderilmesinde ilk uzlaştıkları isim Baliç oldu. Bir
tartışma yaşanmadı. Hagi, Baliç'e çok şans verdiğini ama Baliç'in
sakatlığının etkilerini bir türlü üzerinden atamadığını anlattı.
Yönetim zaten Baliç'in oynamasına karşıydı. 10 maç oynamış ve maç
başına 20 bin dolar aldığı için 200 bin doları yarım sezonda
kazanmıştı. Herkesin gönlü rahattı ve Baliç'e kulüple ilişiğinin
kesildiği rahatça söylendi. BEDEL HAGI'YE Gürsoy ve Gökşen,
Hagi'nin isteklerini kabul etmek zorunda kaldılar. Çünkü ilk
yarının tablosuna bakıldığında üç derbinin ikisini kazanmış,
F.Bahçe'nin güçlü kadrosunun 4 puan gerisinde kalan takımın teknik
patronuydu karşılarındaki. Hagi'ye başarısız diyemezlerdi. İKİ
TRANSFER ŞART Hagi bütün sorumluluğu üstüne almıştı. İki de
kaliteli transfer yapılması halinde takımı şampiyon yapacağını şu
sözlerle anlatıyordu: "F.Bahçe'yi yakalarız. Çok iyi bir ilk yarı
geçirdiler. Bazı maçları şansa kazandılar. Biz şanssızlık eseri iki
maç kaybettik. İlk yarıyı onların üstünde bitirebilirdik. Hakan ve
Necati'nin arkasında oynatabileceğim gole dönük bir orta saha ve
yine orta sahanın ortasında oynabileceğim bir oyuncu daha alın.
Bizi Türkiye'de kimse yenemez. Fenerbahçe mutlaka bir yerde
duracak. Yeter ki iki oyuncu alın." PROVOKE ORTADA Kim ne derse
desin Ümit Karan ile Hakan Şükür arasındaki olay bitmiş değil.
Ümit'e yakın olanlar her fırsatta Hagi'ye Hakan'ı, Şükür'e yakın
olanlar ise her fırsatta Hagi'ye Ümit'i şikayet ederlerdi. Bu
provoke uzun süre devam etti. Hagi hep Hakan Şükür'e destek vermeyi
seçti. Ümit Karan için Hagi'yi gerçekten çok ama çok doldurdular.
Ve sonuç buraya kadar geldi. PASFOTOMAÇ