Omega3 deposu: Balıkta, diğer hayvansal kaynaklı besinlerin aksine doymuş yağ yerine, doymamış yağ asitleri denilen faydalı yağlar grubunda yer alan omega3 yağ asitleri bulunur. Omega3, vücudun üretmediği ve en fazla balıkta bulunan son derece faydalı bir yağdır. Özellikle soğuk su balıklarından somon, uskumru, sardalye ve ton balığı omega3 bakımından oldukça zengindir. Omega-3; kalp ve damar sağlığını koruyucu özelliğinin yanı sıra gözde sarı nokta hastalığı riskini azaltmada ve kan şekerinin düzenlenmesinde önemli bir yardımcıdır. Zeka gelişimine fayda sağlıyor: Balık, iyottan zengin bir besin kaynağı olup zeka gelişiminde önemli rol oynar. Düzenli balık tüketen çocukların zeka seviyelerinde artış meydana geldiği ve öğrenme kabiliyetlerinin arttığı görülür. Gebeliğin ilk üç ayında düzenli balık tüketen annelerin bebeklerinde öğrenme, algılama ve bebeklik döneminde kavrama, tutma gibi el fonksiyonlarının güçlü olduğu saptanmıştır. Bebek ve çocuklarda zeka gelişimini destekleyen balığın bileşimindeki DHA, görme ve nörolojik gelişimin sağlıklı bir biçimde gelişmesine önemli katkı sağlamakta. Bağışıklık sistemini koruyor: Özellikle mevsiminde tüketilen balık, içerdiği yağ asitleri sayesinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için son derece gerekli olan bir besindir. Balığın gribe ve enfeksiyonlara karşı vücudu koruduğu, yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle sezonunda balık, haftada 2 kez düzenli olarak tüketilmelidir. Alzheimer riskini düşürüyor: İnsan ömrünün uzamasıyla birlikte çağın hastalığı olarak gittikçe daha sık görülen Alzheimer’a karşı haftada 2 kez balık tüketmek büyük önem taşır. Balık yağının ve Omega3 yağ asidinin faydalarından biri de Alzheimer riskini düşürmesidir. Alzheimer'ın yol açtığı hafıza kaybını önlemede güçlü bir silah olan balık, özellikle de buğulama ya da ızgara olarak tüketilmelidir. Kalp sağlığını koruyor: Balık tam bir kalp dostudur. Balığın içerisindeki omega3 yağ asitleri kötü kolesterolü (LDL) düşürürken iyi kolesterolü (HDL) artırır. Kandaki trigliserid yani serbest yağların düşürülmesini sağlar. Tansiyonu düşürerek kalp yetmezliğinden ve inme riskinden korur, kanın pıhtılaşmasını önleyerek akışkanlığını artırır. Kemikleri güçlendiriyor: Balık, kemikleri de güçlendirir. Özellikle de kılçığı ile yenilebilen küçük balıklar kalsiyumdan zengin olduğundan, kemiklerin güçlenmesini sağlar. Bu özelliği ile kemik erimesi sorunu yaşayanlar, menopoz dönemindeki kadınlar ve yaşlılar bol bol balık tüketmeleri önerilmektedir. Hücreleri onarıyor: Proteinler vücut için çok önemli besin kaynağıdır. Balığın da aralarında yer aldığı bazı besinler kaliteli protein yağlarını oluşturur. Protein, hücrelerin onarılması ve yeni dokuların yapımı için önemli göreve sahiptir. Bu yüzden protein bakımından zengin olan balık mutlaka tüketilmelidir. Depresyondan koruyor: Yoğun iş temposu ve günlük yaşamın hareketliliğinde, bazen kaldıramayacağımız kadar çok sorunla baş etmek zorunda kalabiliriz. Özellikle kişilik itibariyle yatkın olan bireylerde stres yerini depresyona bırakabilir. Yapılan çalışmalar, özellikle somon, uskumru ve ton balığı gibi yüksek oranda Omega3 yağ asitlerini barındıran balıkların depresyona karşı büyük fayda sağladığını ortaya koymaktadır. Diyabet riskini azaltıyor: Omega-3 gençlerde diyabet riskini önemli ölçüde azaltır. İnsülinin etkinliğini artırıp, Tip 2 diyabete karşı koruma sağlar. Bu nedenle diyabet hastalarının ve diyabet riski taşıyanların bol bol balık tüketmesi faydalı olacaktır. Eklem ağrılarını azaltıyor: Omega3 yağ asitleri dokuların hasar görmesine neden olan mekanizmaların geri dönüşümünü sağlayarak anti-inflamatuar etki gösteren en güçlü besin bileşenlerinden biridir. Özellikle romatoid artrit hastalarında görülen eklem romatizmasının azaltılması ve mevcut ağrıların giderilmesinde balık tüketiminin önemli faydaları bulunur.