Hafif araçlara ÖTV sürprizi

Abone ol

Gümrük Müsteşarlığı'nın hem insan hem eşya taşımaya yönelik ticari araçların tanımında değişiklik yaparak 'binek' gruba alması, araçların vergi tutarını yükseltiyor.

Gümrük Müsteşarlığı'nın hem insan hem eşya taşımaya yönelik (hafif) ticari araçların tanımında değişiklik yaparak ''binek'' gruba alması, bu araçların tabi olduğu ÖTV tutarının yüzde 10'dan yüzde 30-84'e kadar yükselmesine neden olacak. Bu arada yeni düzenlemenin uygulamaya nasıl yansıyacağı konusunda son kararı, Maliye Bakanlığı'nın vermesi bekleniyor. Otomobil Distribütörleri Derneği Genel Sekreteri Işık Dikmen, Gümrük Müsteşarlığı'nın eşyanın tanımında yaptığı değişiklik nedeniyle ortaya çıkan ÖTV artışının, hem iç piyasayı hem de ihracatı olumsuz etkileyeceğini söyledi. A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Gümrük Müsteşarlığı, son dönemlerde piyasada yaygın olarak satılan hem eşya hem de insan taşıma amaçlı araçların tabi olacağı gümrük tarife istatistik pozisyonuna (GTİP) açıklık getirmek amacıyla Dünya Gümrük Örgütü'ne (DGÖ) görüş sordu. Daha önce ticari araç olarak nitelendirilen ve 87.04 GTİP pozisyonunda (eşya taşıma amaçlı araç) ithal edilen bu araçlar, DGÖ'den alınan görüş doğrultusunda, ''binek'' (insan taşımaya yönelik araçlar) sınıfına, 87.03 GTİP pozisyonuna alındı. Konuya ilişkin Tarife Sınıflandırma Kararları Gümrük Genel Tebliği, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sektörde şaşkınlık yaratan karara göre, tek sıra ön tarafında koltuğu olan, yani 1+1 kişilik, arka tarafında koltuk takma yerleri bulunan ama koltuğu bulunmayan, koltuk olmasa bile emniyet kemeri, hoparlör, klima gibi aparatlara sahip araçlar, artık insan taşımaya yönelik olarak değerlendirilecek. Gümrük Müsteşarlığı yetkilileri, firmaların daha az gümrük vergisi, KDV Ve ÖTV vergisi ödemek için bu tip çok amaçlı araçları koltuklarını sökerek ithal etme yönüne gittiğini, bunun üzerine konu hakkında DGÖ'ye görüş sorulduğunu söylediler. DGÖ, Türkiye'nin başvurusu üzerine, ''koltukların sökülmesinin eşyanın sınıfını değiştirmeyeceği, bunların insan taşımaya yönelik kullanılan araçlar sınıfında olduğu'' yönünde görüş bildirdi. Konuyla ilgili sürecin 1.5-2 ayda tamamlandığı belirtildi. Uygulamanın yaygınlığı nedeniyle, Maliye Bakanlığı'nın söz konusu araçlarda ÖTV oranlarını daha önce düzenlediğini ve yüzde 4'ten, kapalı kasalı araçlar için yüzde 10'a yükselttiğini anlatan yetkililer, şu bilgiyi verdi: ''ÖTV oranları GTİP'e göre belirlendiği için, hafif ticari araçlardaki ÖTV oranları da silindir hacmine göre yüzde 10'dan, silindir hacmi 2000 cc'nin üzerinde olan araçlarda yüzde 84'e kadar çıkıyor. Bu konuda son kararı Maliye Bakanlığı verecek. Bakanlığın, bu araçlardaki ÖTV oranlarının ne şekilde uygulanacağına ilişkin yeni bir düzenleme yapması gerekebilir.'' Yetkililer, tanım değişikliğinin, daha önce Maliye Bakanlığı'na iletildiğini kaydettiler. PİYASA OLUMSUZ ETKİLENECEK Otomobil Distribütörleri Derneği Genel Sekreteri Işık Dikmen ise A.A muhabirine yaptığı açıklamada, dün çıkarılan gümrük genel tebliği ile hafif ticari araçların tanımı değiştirilerek, insan taşımaya yönelik araçlar sınıfına alındığını belirterek, şunları söyledi: ''Daha önceki tanımlama kapsamında hafif ticari araçlar ticari araç olarak sınıflandırılıp yüzde 10 ÖTV'ye tabi iken, tanımlama değişince, ÖTV de değişti. Maliye Bakanlığı, ÖTV'lerin tespitinde ve tayininde doğrudan gümrük tarife pozisyonlarına atıfta bulunuyor. Bu nedenle önemli sıçramalar oldu. Aynı araçların ÖTV'si silindir hacimlerine göre yüzde 10'dan yüzde 30-84'e çıkıyor. Tanımlama değişikliği nedeniyle dün vergi daireleri tahsilat yapmadı, işlemleri durdurdu. Bugünden itibaren yeni tanımlama kapsamında araçları yeniden vergilendiriliyor.'' Düzenlemenin sektöre önemli zarar vereceğini savunan Dikmen, şöyle devam etti: ''Türkiye'de hafif ticari araçta önemli ihracat potansiyeli var. Ama Türkiye içinde pazar derinliği olmazsa ihracatta da şansları daralır, onların ürettikleri ticari araçlara da sıkıntı yaratır. Yerli üretimi de baltalar. İç pazarda yüksek vergiler nedeniyle bunlar satılamaz hale gelince, iç pazara da üretim yapan yerli kuruluşlar zarar görecek. İç satışlar azalınca üretimdeki daralma ile beraber birim maliyetleri yükselir. İç pazar+dış pazar bir kompozisyondur. İç pazarda bu daralma olduğu zaman üretim maliyetleri artacağı için birim maliyetleri fazlalaşır, dolayısıyla ihraç edilecek malların fiyatlarına yansır. Rekabet gücü düşer.''

Günün Önemli Haberleri