Hadi Özışık "Gezi'nin korkakları"nın 10 büyükelçi krizinde nasıl "hortladığını" anlattı! O AK Partililer kimler?
Abone olİnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, 10 Büyükelçi kriziyle birlikte Gezi'deki gibi yine aynı dille tekrar ortalığa çıkan 'korkaklar'ın maskesini indiriyor... Hadi Özışık, Erdoğan'ın neden halkta hala karşılık bulduğuyla ilgili da çarpıcı değerlendirmeler yapıyor... İŞte Hadi Özışık'ın o değerlendirmeleri...
10 büyükelçi Türkiye’ye parmak sallamış, cezaevindeki Osman
Kavala’nın “derhal” serbest kalmasını istemişti…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir’de bu bildiriye karşı
parmak sallamakla kalmamış, 10 büyükelçiyi “istenmeyen adam” ilan
etmişti…
Kimilerine göre Dışişleri bu talimattan rahatsızlık duymuştu…
Kimilerine göre, Erdoğan Türkiye’yi çıkmaza sokuyordu…
Kimilerine göre, Türkiye’yi bundan sonra büyük bir felaket
bekliyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi
sürecinde yurt dışındaydı…
Türkiye’yi ele geçirmek isteyen karanlık güçler, Erdoğan’ın
etrafındaki kimi korkaklardan istediklerini almışlardı…
“Mesaj alındı” diyerek şirin gözüktüler. Türkiye’nin
yağmalanmasını, terör örgütlerinin propogandasını normal karşılayan
bu korkaklar, Erdoğan’ın da kendileri gibi korkup geri adım
atacağını düşünüyorlardı…
Hatta Erdoğan Atatürk Havalimanı’na indiğinde, “Aman efendim yaman
efendim” diyerek Cumhurbaşkanı’nın da kendileri gibi “Mesaj alındı”
demesini istediler…
Ama Erdoğan oyuna gelmedi, tavrını ortaya koydu ve dik durmasını
bildi…
Hedef Erdoğan’dı, Gezi bahaneydi…
Dolmabahçe Sarayı’na doğru yol aldılar, her yeri yakıp yıkarak
Erdoğan’ı rehin almak istediler…
Ellerine fırsat geçse, belki de Erdoğan’ı öldüreceklerdi…
O KORKAKLAR YİNE SAHNEDE
18 Ekim’deki bildiriye karşı o korkaklar bir kez daha sahneye
çıktı… Erdoğan’ın “İstenmeyen adam” talimatının yanlış olduğunu
belirterek, “Elçiye zeval olmaz” dediler…
Yani Erdoğan’ın geri adım atmasını, 10 büyükelçinin bildirisine
teslim olmasını ve Osman Kavala’nın serbest kalmasını
istediler...
Erdoğan’ın karekterinde geri atmak, korkmak, teslim olmak yoktu
elbette. Tarihler 25 Ekim’i gösterdiğinde, 10 büyükelçinin sosyal
medyadaki paylaşımları ekranların alt yazısına flaş haber olarak
düştü; 10 büyükelçi geri adım atmıştı…
Erdoğan Türkiye’nin muz cumhuriyeti olmadığını bir kez daha ortaya
koymuştu…
10 büyükelçi ile onların destekçilerini tuş etmişti…
Sadece 10 büyükelçi ile ülkelerini mi? Hayır…
Ahmet Davutoğlu’nu, Abdullah Gül’ü, Kemal Kılıçdaroğlu’nu…
10 büyükelçinin geri adım atması üzerine, kahrolan Şirin Payzın’ı,
Ayşenur Arslan’ı, Şırınga Özlem’i…
Erdoğan düşmanlığı yapan herkesi ters köşe yapmıştı Cumhurbaşkanı…
Hızını alamayıp, elçilere fırça atanlar bile oldu…
KİM YANLIŞ YAPTI GERÇEKTEN...
“Yanlıştan dönüş” manşetiyle Erdoğan’ın yanlış yaptığını
okurlarıyla paylaşan gazeteler, ekranlarda Erdoğan’ın “yanlış”
yaptığını söyleyebilecek kadar şirazeden çıkanlar…
Kim yanlış yaptı gerçekten, Erdoğan mı, yoksa Erdoğan’ı dize
getirmek isteyen ülkeler mi?…
“Yanlıştan dönüş”e kim sebep oldu, Erdoğan mı, yoksa haddini aşan
büyükelçiler ve ülkeleri mi? Erdoğan’ın hakkını teslim etmeye
dilleri varmıyor Cumhuriyet’in, Sözcü’nün, Halk TV’nin,
Tele1’in…
“Krizden çıkış yolu” bulundu diyorlar…
Manşetleri görüyorsunuz değil mi?..
Orta yol bulunmuş…
Kriz aşılmış!..
“Erdoğan’ın dik duruşu ger adım attırdı” demeye varmıyor
dilleri…
Erdoğan’ın Türkiye’yi teslim etmediğini yazamıyorlar…
Yedi düvele boyun eğmediği için Erdoğan’a düşmanlık yaptıklarını,
onu devirmek istediklerini, hatta ölmesini istediklerini şu son bir
haftada daha net görmedik mi?...
YETER Kİ KİMİ AK PARTİLİLER ERDOĞANIN PAÇASINA YAPIŞMASIN!
Bütün olumsuzluklara rağmen, Erdoğan’ın halkın nazarında hala
karşılık bulması işte bu yüzden…
Her ne pahasına olursa olsun, boyun eğmeyen, dik durmasını bilen,
ülkesini canı pahasına savunan bir Erdoğan’ı halk işte bu yüzden
terk etmiyor…
Etmeyecek de…
2023 seçimlerinde halkın Erdoğan’ı bir kez daha yalnız
bırakmayacağını işte bu yüzden söylüyoruz…
Yeter ki, ekranlarda abuk subuk konuşan kimi AK Partililer paçasına
yapışmasın…