Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, eğitim
gören 36 bin öğrencilerinin 10 bininin fakir olduğunu ifade
etmiş.
Yanlış anlamayın geri kalanlar zengin falan değiller, onlarında
yarısı dar gelirliymiş. Anlaşılan; okulda eğitim gören öğrencilerin
üçte ikisi ekonomik anlamda sıkıntılılar.
Peki, siz; zengin öğrenci ile fakir öğrenci farkını boş verin,
dar gelirli bir öğrenci ile fakir öğrenci arasındaki farkı hiç
düşündünüz mü?
Bırakın kitap alıp alamadıklarının, üniversitede yemek 3,5
liradan 1 liraya düştü diye piyangodan para kazanmış kadar sevinen
öğrencileri hiç düşündünüz mü?
Emin olun “Düşündüm” diyenler bile en fazla üç dakika düşünmüş,
sonra ellerinden bir şey gelmediği için konuyu kafalarından
atmışlardır.
Nasıl olsa bu durumu kafasından atmaması gerekenler vardır
gerçeğine, gerekçesine sarılarak atmışlardır. Sivil toplum
hareketinin aslında sorumluları nasıl yönlendireceğini
bilmediklerinden atmışlardır.
Her sesin bir yürek olduğunu bilmedikleri ya da
unuttukları için atmışlardır.
O yüzden bence Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat
Tuncer; bu açıklamasının peşine düşmelidir. O gençlerin
eğitimlerinin başarısı için, o gençleri kazanmak için; demeç üstüne
demeç vermelidir.
Evet, o gençlere maddi anlamda hayatı kolaylaştırmak için
yaptıkları elbette göz ardı edilmez.
Edilmemelidir de…
Ama bence günde 1 liralık yemekle karnını doyurmak
zorunda kalan tüm öğrenciler için konuşmaya devam
etmelidir.
Hatta diğer üniversitelerdeki aynı durumdaki öğrenciler için de
devam etmelidir.
O öğrenciler doğru dürüst burslar kazanana kadar bu yolda
yürümelidir. Bırakın bu yazıyı okumayı, gazete alamayan
öğrenciler için devam etmelidir.
Ve 1 sigara parasına bir hafta karnını doyuran
öğrencileri; 1 liralık yemeğe muhtaçlıktan kurtarana kadar devam
etmelidir.
1 liralık yemek…
Ya siz; siz o öğrenciler için neler yapabilirsiniz?
Mesela her yerde bu konuyu konuşup, imkânınız varsa yazar
mısınız?
Yoksa siz de “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”
diyenlerden misiniz?