Hablemitoğlunu O öldürttü
Abone olKendisi Ergenekon davasının gizli tanığı. İfadesinin bir bölümü sanık avukatlarına verildi. Çarpıcı ifadeler var.
Ergenekon Davası’nın 9 numaralı gizli tanığı, Doç. Dr. Necip
Hablemitoğlu’nu Veli Küçük’ün talimatı için tutuklu sanık Osman
Gürbüz’ün bir tetikçiye öldürttüğünü ileri sürdü.
’Gizli Tanık 9’ olarak ifade veren Danıştay saldırısı sanıklarından
Osman Yıldırım, devlet ile çalışmadığı için Hablemitoğlu’nun
öldürülmesini kabul etmeyince Veli Küçük’ün Osman Gürbüz’e "Bu iş
yine sana kaldı" dediğini söyledi. Gizli Tanık 9’un ifadesinin bir
kısmı sanık avukatlarına verildi. Diğer bölümleri ise devam eden
soruşturmanın gizliği gerekçe gösterilerek dağıtılmadı. Gizli Tanık
9, verilen ifade tutanaklarına göre şunları anlattı:
1 milyon dolarlık teklif
İbrahim Genç ile geçmişe dayanan hukukumuz vardı. Bir suç
ortaklığımız falan var. İbrahim Genç beni Aralık 2002’de
Osmanbey’de yazıhanesine çağırdı, gittim. Orada Veli Küçük de
oradaydı. Necip Hablemitoğlu’nun resmini gösterip ’Ölmesi
gerekiyor’ dediler. Bana 1 milyon dolar teklif ettiler. "Faili
meçhul olması lazım" dediler. Teklifi bizzat İbrahim Genç yaptı.
Veli Küçük’ün yanında. Ben kabul etmeyince Veli Küçük döndü Osman
Gürbüz’e "Bu iş yine sana kaldı" dedi. İşi ona verdiler. "Tamam"
dedi. Bir çocuğa yaptırdı. Bir tetikçiye bitirtti.
Gürbüz ’bitirdik’ dedi
Kemal Ateşoğlu’nun kulübündeydi, Şirinevler’de oraya gelmişlerdi.
Osman Gürbüz, ’Hablemitoğlu’nu da masalarda bitirdik’ dedi. Yani
aldıkları parayı bitirdiklerini söyledi.
Semih Tufan. Dışarıda hem suç ortağıyız, hem aynı hemşeri,
kazalımdır. Akın Birdal olayı olacağını da ben biliyordum. Hatta
benim yanımda kalemini kırdılar. ’Bu işte yokum’ dedim.
Osman Gürbüz, muhtemelen yine yani eski işlerini devam ettiriyordu.
İşte Korkut Eken’in ekibindeydi. İkisi beraber geziyordu zaten o
zaman. Gebze’de karakol taradığı dönemi. O zaman Osman Gürbüz,
Mehmet Ağar’a Sebil BMW hediye etti. Onu da biliyorum. Yıl
96’mıydı, 95’miydi.
Küçük’ü şifahen tanıyorum
Osman Gürbüz beni 1996’da Veli Küçük ile tanıştırdı. 1993’de ben
şifahen tanıyordum. Samimiyetim yoktu. İbrahim Genç’in de orada
tanıyordum. Veli Küçük’ü gelip gidiyorlardı. Muzaffer Tekin de
gidip geliyordu. Sirkeci’deki yazıhaneye geliyorlardı. Bir de
Mecidiyeköy’deki yere. Gelip gidiyordu.
Polis kimliği ile bir süre gezdim. Silah da vardı. Kendi silahım da
vardı sürekli kullandığım. Onlar da hediye ediyordu. Herkes hediye
ediyordu. O ortamda herkes herkese hediye ediyordu. Satın almak
doğru olmuyordu.