Haberim yoktu diyen Karadayı kızdırdı
Abone olAK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Batı Çalışma Grubu'ndan haberinin olmadığını iddia eden Karadayı'ya tepki gösterdi.
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti
Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, 28 Şubat soruşturması
kapsamında adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan eski
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın
yargılanmasını değerlendirdi.
Özdağ, “Batı Çalışma Grubu (BÇG) gibi gruplar kurulurken
bir Genelkurmay Başkanı’nın habersiz olması mümkün değil.
Görmediyse nasıl bir Genelkurmay Başkanı? Gördüyse ve sustuysa
ciddi bir nakıslıktır, demokrasiye ihanettir.” dedi.
Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi ve AK Parti Manisa
Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Cihan Haber Ajansı’na (Cihan)
yaptığı açıklamada, 28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Çevik Bir gibi isimlerin zaman zaman ‘kışlanın kapısından
döndük’ gibi ifadelerle siyaset kurumunu baskı altında tuttuklarını
söyledi. Orgeneral Karadayı’nın, Darbe ve Muhtıraları Araştırma
Komisyonu’nda sarf ettiği merhum Başbakan Adnan Menderes’in ezanı
aslına uygun şekilde okuttuğu için idam edildiği yönündeki
sözlerinin de, halen demokrasiyi içselleştiremediğini gösterdiğini
aktardı.
Özdağ şöyle devam etti: “28 Şubat post modern darbeler yapılırken
veya Batı Çalışma Grubu (BÇG) gibi gruplar kurulurken bir
Genelkurmay Başkanı’nın habersiz olması mümkün değil. Mutlaka
haberi vardır. Gereğini yapmamış olması dahi görevini ihmal etmiş
olması suçuna girer. Görevini yapması icap ediyordu. Görmediyse
nasıl bir Genelkurmay Başkanı. Gördüyse ve hesabını sormadıysa veya
hukuka bunu iletmediyse görevde ihmal var. Gördüyse, sustuysa ve
destek verdiyse (sustuysa bile destek vermek anlamına gelir) o
günden bugüne susmuş olmasını bile ciddi şekilde nakıslık,
demokrasiye - millet iradesine ihanet olarak kabul ederim. Yeni
sorunlarla yeni trajedilerle karşılaşmak istemiyorsak kim hukuk
dışı ne yaptıysa hesabı sorulmalı. Hesabını sormazsak Menderes ve
arkadaşlarının vebali üzerimizde olur. 28 Şubat’ta okullarından,
hayallerinden, istikballerinden edilen çocukların; 1971’in 1980’in
çocuklarının vebali üzerimizde olur.”
"CHP’NİN PROTESTOSU YARGIYI BASKI ALTINA
ALMAKTIR"
Ergenekon davasında CHP ve İşçi Partisi’nin sanıklara destek için
Silivri Cezaevi'nde toplanmasını da hatırlatan Özdağ, “CHP’nin
protesto için İşçi Partisi’nin peşine düşmesi yargıyı baskı altına
almaktır. Orgeneral Karadayı’nın ifade vereceği gün İşçi
Partililerin protestolarını da aynı şekilde değerlendiriyorum.
Yargıya inanmayanların, hukuka inanmayanların demokrasiden
bahsetmesi mümkün değildir. Bu şahıslar ceza alırlarsa ana
muhalefet partisi de zor duruma düşecektir.” ifadesini
kullandı.
“HESABI SORULMAYAN HER DARBE, BİR BAŞKA DARBECİNİN
DAVETİYESİ HALİNE DÖNÜŞTÜ”
28 Şubat’ı 1960 darbesinin devamı olarak gördüğünü kaydeden Özdağ,
“52 yıl sonra olsa da darbecilerle hesaplaşmamız gerekiyor.” diye
konuştu. 1960 darbesinden sonra siyasetçilerin, merhum Başbakan
Adnan Menderes’in idama giden görüntüleri ile korkutulduğunu
söyleyen Özdağ, “Birileri siyasetçi terbiyeciliğine soyundu. Kimdi
bunlar? TSK’yı tenzih ederim, ama cuntacı askerler, TSK’nın imajını
sarsan askerler, aynı zamanda kirli şantajcı medya, kirli şantajcı
sermaye ve bazı sivil toplum kuruluşları.” sözlerini kaydetti.
Darbe girişimcilerinin yargılandığı bir dönemden geçildiğine dikkat
çeken Özdağ, “Darbecilerle hesaplaşmayan bir yapı demokrasi ile
tanışamaz… 1960 darbesinin hesabı sorulsaydı 28 Şubat olmayacaktı.
1971’in hesabı sorulsaydı 1980 olmayacaktı, 28 Şubat olmayacaktı.
Hesabı sorulmayan her darbe bir başka darbenin, bir başka
darbecinin davetiyesi ve teşvikçisi haline dönüştü. Bundan zararlı
çıkan da daima halk oldu.” şeklinde konuştu.
“28 ŞUBAT RUHUMUZA MUSALLAT OLDU, MİLLETİN DEĞERLERİNE
SAVAŞ AÇILDI”
1960-1971 ve 1980 darbelerinin Türk milletinin bedenine musallat
olduğunu vurgulayan Özdağ, “Ancak 28 Şubat 1997’den itibaren
yapılan post modern darbe ise ruhumuza musallat olmuştur.” dedi.
Toplumsal olayların tüm hesaplar görüldükten sonra kapatılması
gerektiğini kaydeden Özdağ, “Bütün hesaplar görüldükten sonra bu
defter kapatılabilir. Ancak şu anda hala 1960’ın, 1971’in, 1980’in
hesabı kapatılmadı. 28 Şubat’ın hesabı hiç kapatılmadı.” diye
konuştu.
28 Şubat’ın kültürel savrulmalara neden olduğunu dile getiren
Özdağ, şunları ifade etti: “Post modern darbe bu milletin
değerlerine ve inanç dünyasına savaş açtı. İslam adına savaş
açtılar, kültürel dokumuza savaş açtılar, inançlarımız ile alay
etmek istediler. Üniversitelerde, askeriyede, basın yayın
kuruluşlarında, devlet dairelerinde terör estirdiler, psikolojik
baskı yaptılar. Toplum mühendisliğine soyundular.”
28 Şubat’ın medya, sivil toplum, sermaye ve bürokrasi ayağı da
olduğuna işaret eden Özdağ, zaman içerisinde bağımsız yargının, bu
ayaklara da temas edeceğine, bu ayaklara da mutlaka dokunacağına
inandığını, dokunursa hakikatlerin ortaya çıkacağını sözlerine
ekledi.