Bu mesleğin çok önemli etik kodları vardır.
Bu kodlar dünyanın hemen her yerinde benzeşir. Adının ve
mesleğinin saygınlığını korumak isteyen gazeteci bu kodlara
uyar.
Kodların ihlali halinde meslek de, yapan da yıpranır,
güvenilirliğini yitirir.
İletişim fakültelerinde öğrencilere medya ve etik dersleri bu
nedenle büyük bir titizlik ve ciddiyet içinde verilmeye çalışılır.
Mesleğe başlamadan önce bir etik anlayış, yaklaşım kazandırılmak
istenir.
Tüm medya içerikleri kurgusaldır. Haber de elbette ki bir
kurguya yaslanır. Ancak bu kurgunun temelini gerçeklerin
oluşturması gerekir. Haberin kurguya yaslanması içeriği
gerçeklerden koparmayı beraberinde getiremez. Haberin olmazsa
olmazı gerçekliğidir. Gerçek olmayan içerik zaten kurmacadır ki,
adına haber diyemeyiz.
Medyada eşik bekçileri dediğimiz insanlar, yani yönetici
pozisyonlarda yer alan meslek büyüklerinin en birinci görevleri
kendilerine ulaşan içeriğin doğruluğunun, gerçeklere yaslanıp
yaslanmadığının kontrolüdür. Haberi tüm unsurları ile kontrol edip,
doğruluğunu teyit ettirmeden servis edilmesine izin vermezler.
Medyada saygınlık kolay elde edilmez ama çok kolay
zedelenir.
Hele günümüz rekabetçi ortamında, alternatif kaynakların bu
kadar bollaştığı bir dönemde gerçek dışı bilgiyi ayakta tutmak asla
mümkün değildir.
Şayet kasıtlı bir şekilde yanıltma faaliyeti olursa bunun
sürdürülebilirliği imkânsıza yakındır.
Habercilerin kendilerine gelen bilgileri rakiplerinden ve
refiklerinden önce kamuoyu ile paylaşmak mümkün ise meslektaşlarına
haber atlatmak gibi bir arzuları olabilir, mesleğin güzelliği
buradadır.
Gazeteci zamanla yarışan insandır. Acelesini anlamak da
mümkündür. Hızlı bir şekilde, haber güncelliğini, önemini
yitirmeden toplumla buluşturmak gibi bir zor yükü de
üstlenmiştir.
Ancak haber atlatmak, zamanla yarışmak gibi mesleğin gereği
hususlar gazeteciyi haysiyet cellatlığına, telafisi mümkün
olmayacak yanlışlara sürükleyemez.
İnsanların onuru vardır. Habere konu olan insanların onurları
zedelenemez. İnsanlar toplum içinde, özel hayatlarında, iş ve
sosyal hayatlarında sıkıntılara sürüklenemez.
Kolay yol bellidir: Doğrularda buluşmak. Haberi haber yapanın
'doğrulanması' olduğunu, bir şeyin ancak gerçek ise haber değeri
taşıyacağını dilimizde tüy bitse de söylemek zorundayız.
Darılma gücenme olmasın ama şu günlerde ne yazık ki kötü
gazetecilik örneklerine sık rastlıyoruz.
En ciddi, itibarlı yayın kuruluşlarının böylesine büyük riskleri
alarak, saygınlıklarını yerle bir edecek habercilik, yayıncılık
anlayışına izin vermemesi lazım. Ciddi önlem alınmaz ve yapanın
yaptığıyla bırakıldığı bir düşünce ağırlık kazanırsa medyamıza
yazık olur.