Güzergah herkesi ters köşeye yatırdı!
Abone olNe Topbaş ne de Gürsel Tekin.. 3. köprünün yeni güzergahını Cumhuriyet yazarı açıkladı..
Eski İstanbul Mimarlar Odası Başkanı ve Cumhuriyet gazetesi
yazarı Oktay Ekinci, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ve
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tarafından
açıklanan ’3. Köprü’ güzergahının doğru olmadığını, köprünün
"Garipçe - Rumeli Feneri" arası ile "Poyrazköy - Anadolu Feneri"
arası olduğunu Büyükşehir Belediyesi’nin bir uzmanından teyit
ettirdiğini yazmıştı...
BU GÜZERGAH GEREKLİ
Ekinci'nin yazısı şöyle başlıyordu:
Karadeniz sahil yolunu Trakya’ya geçirmek için tek güzergâhın
Boğaziçi’nin Karadeniz’e en yakın kesimindeki “Garipçe / Rumeli
Feneri” arası ile “Poyrazköy / Anadolu Feneri” arası olduğunu
belirten bir Büyükşehir Belediyesi uzmanı, “Karadeniz kıyı yolunun
Kandıra-Şile aksından Boğaz’ı geçerek Trakya’daki
Kilyos-Kıyıköy-İğneada-Bulgaristan yönünde devam edebilmesi için
Tarabya’dan bağlanmak ters düşüyor” dedi.
Bir başka uzman Dünya Bankası kaynaklarından yararlanmak için de bu
güzergâhın gerekli olduğunu söyledi.
Boğaziçi’ne 3. köprü için CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in
ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın peş peşe
açıkladıkları “Tarabya-Beykoz” güzergâhına Başbakan Erdoğan’ın
ertesi gün “kesin değil” demesi ne anlama geliyor? Sorunun yanıtını
“Başbakan Karadeniz kıyı yoluyla bağlantı istiyor...” şeklinde
yorumlayan uzmanlar, bu nedenle yeni güzergâhın “en kuzeye”
kayabileceğini belirtmişlerdi.
ERDOĞAN’IN RÜYASI
Çünkü Erdoğan, 2007’nin Nisan ayındaki “Karadeniz
kıyı yolu açılış töreni”nde yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
“Benim rüyam, bu yolu tamamıyla sahilden İstanbul’a ulaştırmak.
İnşallah Karadeniz sahil yolu İstanbul’un üçüncü köprüsüyle de
bütünleşecek.” Başbakan’ın Topbaş’ı bile yalanlamasındaki temel
neden de “onayı olmadığı anlaşılan” Tarabya-Beykoz güzergâhının
işte bu “rüya”sıyla çelişmesi.
“İnşallah” dediği duasındaki “tamamıyla sahilden” dileğinin
gerçekleşebilmesi ise 3. köprünün “Karadeniz kıyı yolunu Trakya’ya
sahilden devam ettirecek bir projeyle bütünleşmesi”ne bağlı.
YEGANE GÜZERGAH
Oktay Ekinci yazısının devamında şu ifadelere
yer vermişti:
Bunun için “yegâne” güzergâhın ise Boğaziçi’nin Karadeniz’e en
yakın kesimindeki “Garipçe / Rumeli Feneri” arası ile
“Poyrazköy/Anadolu Feneri” arası olduğunu belirten bir Büyükşehir
Belediyesi uzmanı şunu söylüyor: “Karadeniz Kıyı Yolu’nun
Kandıra-Şile aksından Boğaz’ı geçerek Trakya’daki
Kilyos-Kıyıköy-İğneada (Kırklareli) -Bulgaristan yönünde ’Avrupa
Yolu’ olarak devam edebilmesi için Tarabya’dan bağlanmak ters
düşüyor.”
3. köprünün “yap-işlet-devret” yöntemiyle ancak bir “müşteri”
bulunması halinde yapılabileceğini, Karadeniz kıyı yolunun ise dış
kredilerle gerçekleştiğini anımsatan bir başka Büyükşehir uzmanı da
şu yorumu yapıyor: “Başbakan, 3. köprüyü muhtemel kıyı yolu
güzergâhına çekerek, bu yol için kullanılan Dünya Bankası
kaynaklarından da yararlanmayı düşünüyor olabilir.”
BAKANIN PLANI NEREDE
Erdoğan son açıklamasıyla işte bu yorumlara neden
olurken, yine Topbaş’ın “Tarabya-Beykoz güzergâhını Başbakan’la
geçen şubatta helikopterden saptadık” demesini de şu sözleriyle
geçersiz kılıyor: “Ulaştırma Bakanı ile yeniden helikopterle
gezerek, yılbaşına kadar güzergâhı kesinleştireceğiz...” (22
Ağustos 2009-gazeteler)
PLAN BELEDİYELERE GÖNDERİLDİ GERÇEK DIŞI
Bu konuşma ise Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 09
Temmuz 2009’daki “3. köprü planları ilgili belediyelere gönderildi”
açıklamasının “gerçek dışı” olduğu kanısını yaratıyor. Dahası, yine
Bakan’ın “Eylülde ihaleye çıkarız” sözünü de anlamsız kılıyor.
BAŞBAKAN ONAYI YOK BOŞUNA TOPLANMIŞ OLACAK
Bakan Yıldırım, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma
Ofisi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken özetle şunları
söylemişti: “Kırklareli-İstanbul yolunun köprü yoluyla ilgisi yok.
Şu anda üzerinde karar kılınan güzergâh için il ve ilçe
belediyelerine planlara işlenmesi talebiyle müracaat edildi.”
Ne var ki Başbakan “şu anda üzerinde karar kılınan güzergâh”
olmadığını açıklarken, Bakan Yıldırım’ın belediyelere “hangi planı
gönderdiği” sorusu da yanıtsız kalıyor. Eğer Sarıyer, Beykoz ve
Büyükşehir belediye meclisleri yakında bir “3. köprü planı”
görüşeceklerse, bunda Başbakan’ın onayı olmadığı için boşuna
toplanmış olacaklar!
Benzer şekilde Karayolları Genel Müdürü Cahit Turan’ın “3. köprünün
üzerinden demiryolu tasarlanıyor” (10 Temmuz 2009) açıklaması da
Erdoğan’ın sözleri ve “beklentileri” karşısında artık geçerli
değil. Çünkü Ulaştırma Bakanlığı’nda, Karadeniz kıyı yoluna paralel
bir demiryolu projesi bulunmuyor.
İstanbul’daki hemen tüm bilim ve uzmanlık çevrelerinin karşı
çıktığı, sivil kuruluşların yanı sıra kimi kamu kurumlarındaki
plancıların da eleştirdikleri hatta iktidar ve muhalefet
partilerinden çok sayıda siyasetçinin bile “karşıyız” dedikleri 3.
köprü konusundaki bu “monarşik” karar sürecinin, özellikle son
zamanlardaki “demokratik açılım” söylemleriyle birlikte yaşanıyor
olmasının ise ne anlama geldiğini “çalıştay”cılarımızın yorumuna
bırakıyorum.