Güvenli yol kazasız yoldur
Abone ol"Güvenli yol, kazasız yoldur" sloganıyla harekete geçen WHO, sivil toplum örgütleriyle ortaklaşa bir rapor hazırladı.
Felakete dönüşen trafik kazaları, tüm dünya ülkelerinin çözüm
bekleyen önemli bir sorunu. Dünya genelinde 2002 yılında 1 milyon
180 bin kişi trafik kazasında hayatını kaybederken, yaklaşık 20
milyon kişi yaralandı, 5 milyon kişi de sakatlandı. Trafik
kazalarının önüne geçilememesi durumunda, 2020'de ölüm ve
sakatlanma oranının yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor. Trafik
kazalarının başlıca sebebi hız. Hızın yanı sıra dikkatsizlik,
alkollü sürüş de ölümlü trafik kazalarına yol açıyor. Yayalar ile
motosikletlilere güvenli yol sağlanarak, yol ve araç dizaynı
geliştirilerek, kask ve emniyet kemeri kullanımı
yaygınlaştırılarak, ölümlü trafik kazalarının en aza
indirgenebileceği bildiriliyor. Trafik kazalarındaki artıştan
dolayı endişeli olan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 7 Nisan Dünya
Sağlık Günü'nün bu yılki konusunu, 'Yol Güvenliği' olarak
belirledi. "Güvenli yol, kazasız yoldur" sloganıyla harekete geçen
WHO, çeşitli kesimlerden 100'den fazla uluslararası profesyonel,
özel sektör ve sivil toplum örgüt temsilcileriyle ortaklaşa rapor
hazırladı. EN AZ ÖLÜMLÜ KAZA AVRUPA'DA Rapora göre, 2002'de trafik
kazalarındaki ölüm oranı 100 binde 19'du. Yüksek gelirli ülkelerde
bu oran 12.6, gelir seviyesi düşük ülkelerde ise 20.2 olarak
gerçekleşti. Avrupa'daki yüksek gelirli ülkelerde ise bu oran binde
11. Ölümlü trafik kazalarında dünya genelinde yüzde 60'lara varan
artış beklenirken, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 30 azalacağı,
gelir seviyesi düşük ülkelerde ise artacağı tahmin ediliyor.
Gelişmiş ülkelerdeki bu düşüş, yol güvenliğini sağlama yönünde
harcanan çabaya, orta ve düşük gelirli ülkelerdeki yüksek artış ise
nüfusun hızlı artışına bağlanıyor. Her yıl 15 yaşın altında 180 bin
çocuk trafik kazasında hayatını kaybederken, yüz binlercesi de
sakat kalıyor. 2002'de ölen çocukların yüzde 96'sı düşük ve orta
gelirli ülkelerdendi. Trafik kazalarının yüzde 90'ının meydana
geldiği düşük ve orta gelirli ülkelerde trafik kurbanlarının büyük
çoğunluğunu savunmasız ve korumasız yayalar, motosikletliler,
bisikletliler ve kamu araçlarındaki yolcular oluşturuyor. Yayalar
ile bisiklet ve motosiklet sürücüleri, motorlu araç sürücüleri ile
yolcularından çok daha büyük risk altındalar. AB'de bir
bisikletlinin, arabadaki bir kişiye göre trafik kazasında ölme
ihtimali 8 kat daha fazla. Yayanın ölme ihtimali 9 kat,
motosikletlinin ölme ihtimali ise 20 kat daha fazla. BAĞIMSIZ BİRİM
ŞART Yol güvenliğinin rasgele sağlanmasının mümkün olmadığı, özel
bir gayret gerektiğine dikkat çekilen WHO raporunda, öncelikle
bilimsel, kapsamlı ve sistematik bir yaklaşım belirlenip bunun
uygulanması ve hükümet tarafından yetkilendirilen bir birim
tarafından koordine edilmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda,
birimin muhtemel çıkar çatışmalarını önlemek için, tamamıyla
bağımsız ve personelinin de profesyonel olması ve maliye, sağlık,
ulaşım, eğitim, adalet, çalışma, ticaret ve turizmle ilgili
bakanlıklarla sıkı bir işbirliği içinde olması gerektiği
kaydediliyor. Birimin ayrıca, yerel yönetimler, planlama,
mühendislik, polis ve sağlık birimleriyle, sürücüleri, ulaşım
organizasyonlarını ve kaza kurbanlarını temsil eden ulusal ve yerel
birliklerle, araba fabrikaları ve sigorta şirketleriyle,
üniversiteler ve diğer araştırma enstitüleriyle, bilim adamları,
mühendisleri, plancıları, sağlık çalışanlarını, polis, avukat ve
öğretmenleri temsil eden profesyonel birliklerle dayanışma içinde
olması gerektiği de vurgulanıyor. Hükümetlerin yol güvenliğine
öncelik vermesi gereğine dikkat çekilen raporda, oluşturulacak
birime kaynak sağlaması şart olan merkezi yönetimin de yol
güvenliği hedeflerini belirleyip ulusal güvenlik planı hazırlaması
gerektiği ifade ediliyor. Topluma da büyük görev düştüğü belirtilen
raporda, "Halkın, hükümeti güvenli yol yapımına teşvik etmesi,
bölgesel güvenlik sorunlarını belirlemesi, okul çocukları için
güvenlik programlarını teşvik etmesi, güvenlik konusunda talepkar
olması gerekiyor" deniliyor. Raporda, toplumun hız ve alkol
limitlerine uyması, her zaman emniyet kemerini bağlaması, çocukları
kontrol altında tutması ve motosiklet ile bisiklet sürerken mutlaka
kask takılmasının şart olduğu da kaydediliyor. GÜVENLİ YOL Yaşama
alanlarının, iş yerlerinin, okulların ve alışveriş yerlerinin iyi
planlanmasının da yol güvenliğinin sağlanmasına büy, gelirli
ülkelerde bu oran 12.6, ük katkı sağlayabileceği savunulan raporda,
özellikle yol ağının iyi organize edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Raporda, yolların, trafik işaretlerinin, araçların ve yol
kullanıcılarının görüş netliği geliştirilerek yol kenarlarındaki
çalılar ile diğer engellerin kaldırılması, iyice ışıklandırılması
gereken yollarda, çember gibi rahatlatıcı düzenlemelerle hız
azaltılması ve hız kamerası gibi aletlerle düzenli hız
sınırlandırılması getirilmesi de öneriliyor. Yolların, kaza
önleyici şekilde inşa edilip düzenlenmesi gerektiği vurgulanan
raporda, "Anayollarında gidiş-geliş şeritleri arasına bariyer,
yoldan çıkarsa aracın en az zarara uğrayabilmesi için banket
yapılmalı. Yayalar ve bisikletliler için güvenli geçişler,
elverişli ve ekonomik kamu taşımacılığı sağlanmalı. Alkollü sürüşü
caydırıcı yasalar hazırlanıp, uygulanmalı" ifadesi kullanılıyor.
Raporda, ehliyetin, mezuniyete dayalı bir sistemle verilmesi
gerektiği de önerilerek, acemi sürücünün önceleri yanında biri
varken, bir süre sonra sadece gündüzleri tek başına sürüş yapmasına
ve tecrübe kazanana kadar sınırlı sayıda yolcu taşımasına izin
verilmesi gerektiği bildiriliyor. Bu arada ilk ölümlü trafik
kazası, 17 Ağustos 1896'da İngiltere'de meydana geldi. 44 yaşındaki
Bridget Driscoll, Londra'daki Crystal Palace'daki dans gösterisine
kızıyla birlikte gittiği sırada yolu karşıdan karşıya geçerken bir
aracın altında kaldı. Aracın kaza esnasındaki hızının, saatte 4
milden fazla olmadığı belirtildi.