Gürüz'den 'YÖK Yasası' isyanı
Abone olGürüz, "İlkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Köktendinciliğe ve etnik bölücülüğe izin vermeyeceğiz" dedi.
(YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, hükümetin yeni YÖK Kanunu
Tasarısı ile kılık-kıyafet meselesini çözmeyi ve İmam Hatip Lisesi
mezunlarının önünü açmayı hedeflediğini belirterek, "Dine ve laik
düzene dayalı iki sistem laik cumhuriyetin sonu olur.
İlkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Kökten
dinciliğe ve etnik bölücülüğe izin vermedik, vermeyeceğiz" dedi.
Özel Radyo ve Televizyon Yayıncıları Derneği'nin Ankara Sheraton
Oteli'nde düzenlediği sohbet toplantısının bu haftaki konuğu YÖK
Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz oldu. Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından hazırlanan yeni YÖK Kanunu Tasarısı'na yönelik
eleştirilerini sürdüren Gürüz, geri adım atmayacaklarının mesajını
verdi. Herhangi siyasi bir iktidarın parlamenter demokratik
rejimlerde yasal düzenlemeler yapmasının 'hak' olduğuna işaret eden
Gürüz, üniversiteler üzerine yasal düzenleme yapmanın çok titiz,
dikkatli ve zaman alıcı bir çalışmayı gerektirdiğini vurguladı.
Siyasal iktidarın kendisine göre o alanda problemin ne olduğuna
karar vererek, tartışmaya açması gerektiğini belirten Gürüz, "Bu
problemde konsensüs sağlamak çok önemlidir. Problem üzerine görüş
birliği sağladıktan sonra problemin çözüm yolunun ana hatları
hazırlanmalıdır. Bunun yapılması parlamenter demokrasinin bir
gereğidir. Ortaya problem konmadan, problem üzerine anlaşmadan,
çözüm yollarının ana hatlarını ortaya koymadan birşey yapılamaz"
diye konuştu. YÖK'ün 7 yıllık geçmişinin başarılarla dolu olduğunu
kaydeden Gürüz, buna karşın hükümetin 'ortada özgürlük problemi
varmış' gibi davrandığını söyledi. Yeni düzenlemenin asıl amacının
kılık-kıyafet sorunu çözmek ve İmam Hatip Lisesi mezunlarının önünü
açmak amacıyla hayata geçirilmek istendiğinin altını çizen Gürüz,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasının bulunduğu Acil Eylem
Planı'nda YÖK'ün ve rektörlerin düşünce özgürlüğünün önünde en
büyük engel olarak görüldüğünü vurguladı. "YÖK'ün rakamsal başarısı
ortadayken, hükümetin problem diye ortaya koyduğu budur" diyen
Gürüz, Türk yükseköğretim sisteminin uluslararası standartlarda
olduğunu belirtti. Bazı şeylerin dünyanın hiçbir yerinde
özerkliğinin ve özgürlüğünün olmadığına dikkat çeken YÖK Başkanı
Gürüz, "Kökten dincilik, etnik bölücülük... Bunlar tabi ki
tartışılır ancak üniversitelerin bunların platformu haline
getirilmesine dünyanın hiçbir yerinde izin verilmez. Türkiye'de de
izin verilmedi, verilmeyecektir. Bunu yapanlar hukuk devleti
kuralları ve evrensel normlar içerisinde görevden
uzaklaştırılmıştır. Yine de uzaklaştırılacaklardır. Bundan gurur
duyuyoruz. Özgürlük meselesi diye bir problem yoktur. Türk
yükseköğretim kurumlarında bilimsel özgürlük Avrupa standartlarını
üstündedir" şeklinde konuştu. "Bunu beğenmiyebilirler ama uymak
zorundalar" Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik, dil birliği, hak ve
fırsat eşitliği adı altında üç temel niteliğinin bulunduğunu ifade
eden Gürüz, Anayasa Mahkemesi'nin tesettür ve dini kıyafetlerle
üniversiteye girmeyi Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi
edilemeyecek maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yasakladığını
hatırlattı. Bu kararın Meclis'i, Cumhurbaşkanı'nı ve hükümet
yöneticilerini bağladığını dile getiren Gürüz, "Bunu
beğenmeyebilirler ama uygulamak zorundalar. Yoksa bu Anayasa'ya
aykırılık ve devleti değiştirmek anlamına gelir. Kimsenin böyle bir
hakkı yok. Bunun yaptığınız takdirde insanlara kutsal vahiye
dayalı, şeri hukuk kurallarına dayalı hukuk sistemi ile insan hakkı
süzgecinden geçmiş pozitif hukuka dayalı çağdaş, medeni hukuk
sistemi arasında tercih hakkı doğuruyorsunuz. Bu da laik
cumhuriyetin sonu olur. Olay çok açık ve nettir. Bizden istenen
budur" dedi. Gürüz, yeni YÖK Kanunu Tasarısı'nda İmam Hatip Lisesi
mezunlarına yönelik düzenlemeye de sert tepki gösterdi. İmam Hatip
Lisesi mezunlarının her alanda işe giremeyeceğini, sadece kendi
alanında hizmet edebileceğini belirten Gürüz, kendilerinden bu
konuda esnek davranmalarının istendiğini söyledi. Milli Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik'e 'YÖK Kanunu'nun virgülüne dokundurtmayız'
yönünde hiçbir ifade kullanmadığını savunan Gürüz, sadece kanunun
mavi hükümlerine dokundurtmayacaklarını ifade etti. Değişikliğin
ortaya çıkmasında YÖK'ün önemli bir rolü olduğunu anlatan Gürüz,
kılık kıyafetler ve İHL'lilerle ilgili düzenlemenin özgürlük adı
altında önlerine konulduğunu kaydetti. Türkiye'ye AB sürecinde
yükseköğretim alanında bir tek eleştiri bile yöneltilmediğini
vurgulayan Gürüz, Türkiye'nin üniversiteleriyle Avrupa'nın seçkin
bir parçası olduğunu söyledi. "Bu durum ortadayken bizden nasıl
esneklik isteyebilirler" diyen Gürüz, İHL'liler ve kılık
kıyafetlerdeki düzenlemelerde esneklik diye bir şey söz konusu
olamayacağını bildirdi. Gürüz, Türkiye'de dini ve laik temele
dayalı iki ayrı üniversite kurulmasına müsaade etmeyeceklerini de
ifade ederek şunları söyledi: "Bu yolda devam edeceğiz, bu
ilkelerimizden bir milim geri dönülmesi söz konusu değil. Türk
üniversiteleri, medreselerin emrinde oluşmuş kurumlar değildir. Tam
tersine yobazlık yuvası haline gelmiş o kurumları ikame etmek üzere
büyük Atatürk'ün entellektüel, siyasi ve idari önderliğinde Türk
milletine armağan ettiği çağdaş kurumlardır. Türk üniversiteleri
Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerine sadıktır.
Üniversitelerimizin milletimizin inançlarına karşı olması sözkonusu
değildir. Diyanet İşleri'nin en iyi din hizmeti vermesi için
üzerine düşeni yapmıştır. Dini ve laik temele dayalı iki ayrı
üniversite sistemi kurulmasına asla müsade etmeyeceğiz. Değişikliği
gündeme getiren biziz ama bu yöntemle değil. Böyle bir yöntemle biz
olmayız."