Gürtuna: İstersek hükümet düşer!
Abone olEn kısa zamanda partileşerek toplumun karşısına çıkacaklarını belirten Ali Müfit Gürtuna hayli iddialı: İstesek hükümeti düşürürüz!
En kısa zamanda partileşerek siyasi yelpazede yerlerini
alacaklarını belirten İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı
Ali Müfit Gürtuna, Meclis'te hükümet kurabilme gücüne sahip
olduklarını söylüyor. Dahası var; Gürtuna: "Biz yeterki isteyelim,
hükümeti düşürürüz" diye konuşuyor. Gelin olayın gerisini Mahmut
Övür'ünbaşlıklı yazısından okuyalım.
Yazı: Mahmut Övür
Kaynak:
İstanbul sihirli bir el gibi, kime dokunsa hayatı değişiyor. Bu
öylesine açık ki, son 20 yılda kim İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı olduysa siyasetin değişmez siması haline geldi.
İşin öncüsü, 1984'te İstanbul'un ilk Büyükşehir Belediye Başkanı
olan Bedrettin Dalan'dı.
Dalan, İstanbul'daki icraatları ve çıkışıyla kısa sürede Türkiye'de
tanındı ve siyasetin etkili ismi oldu. 1989'daki yerel seçimleri
kaybetmesi bile bu etkinliğini azaltmadı. Siyasi parti bile
kurdu.
Dalan'dan sonra Sözen geldi. 1989 seçimlerinde SHP'den Prof. Dr.
Nurettin Sözen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. O da
kamuoyunda etkili olmasa da parti içinde ciddi bir güç haline
geldi.
Siyaset gözlemcilerine göre eğer ' İSKİ Skandalı' patlamasaydı,
Sözen parti içinde çok farklı bir çıkışın öncüsü olacaktı.
Sözen liderliğe gelemedi ama siyasette milletvekili olarak hâlâ
devam ediyor.
1994 bu sürecin dönüm noktası oldu. Yerel seçimlerde bu kez Recep
Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Daha önce milletvekili adayı olan ama kaybeden Erdoğan ilk 4 yılı
bitmeden görevden ayrılsa da İstanbul'un sunduğu şansı en iyi
yönetenlerden biri olmayı başardı. Cezaevine girdi, sıkıntılı
dönemler yaşadı ama kurduğu AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerinde
büyük çoğunlukla iktidara geldi. O da Türkiye'nin belediye
başkanlığından gelen ilk Başbakanı oldu.
Böylece İstanbul, üçüncü denemede başbakanlığa giden yolu
açmıştı.
Şimdi bu yolu deneyen bir isim daha var.
Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı görevinden alınmasından
sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ali Müfit Gürtuna
.
O günlerde hiç akıllarda olmayan Gürtuna'ya İstanbul'un sihirli
elleri bir kere dokunmuştu. Gürtuna, 1999'da yeniden başkan
seçildi. Dahası vardı, Gürtuna son 20 yılda İstanbul'u en uzun süre
yöneten belediye başkanı unvanına sahipti.
Kısaca, o da İstanbul'u yönetti... O da sadece İstanbul'da değil
tüm Türkiye'de tanındı.
O da siyaseti bir ' vatan görevi' olarak niteliyor ve
seviyordu.
Bu nedenle 2004 yerel seçimlerinde herhangi bir partiden aday
olmayınca ya da beklediği AK Parti'den aday gösterilmeyince bir
süre inzivaya çekilse de kuralı bozmadı ve siyasete gireceğini
açıkladı.
Aradan çok değil bir yıl geçti.
Gürtuna'nın siyaset yolculuğu sürüyordu. Önce adını kendi koyduğu '
Turkuaz Hareketi' oluştu. Bu siyasi partiye giden ilk adımdı.
Ardından, Türkiye'nin dört bir yanında yapılan toplantılarda yeni '
değerler siyaseti' tartışıldı.
Ortada klasik bir parti modeli veya siyasi açılım yoktu. İki temel
hedef vardı: " Siyasette yeni bir ruh ve yeni yapı. " Gelinen
noktada ayrıntılar ortaya çıkmasa da bir partileşme sürecinin son
evreye girdiği kesin.
Biz de bu son durumu hareketin lideri Ali Müfit Gürtuna'ya
soruyoruz: "Liderliğini yaptığınız ' Turkuaz Hareketi' ne zaman
partiye dönüşecek?"
Gürtuna tarih vermiyor ve şöyle diyor: "En kısa zamanda parti
olarak toplumun karşısına çıkacağız. Bu süre 6 aydan daha kısadır."
Önümüzdeki yılın ilk aylarında parti kuracağı anlaşılan
Gürtuna'nın, partinin kuruluşuyla ilgili şu sözleri de bir hayli
iddialı: "Biz harekete Meclis'te grup kurarak geçeceğiz. Bugün
AKP'den ve CHP'den çok sayıda insan bizimle görüşüyor. Sayı 100'ü
bile bulabilir. Biz istesek hükümeti bile düşürürüz ama o noktaya
getirmek istemiyoruz. Kargaşaya götürmeden seçime götürmek
istiyoruz. Bugün yürütülen siyasetten memnun olmayan çok insan
var... Onların büyük kısmıyla birlikte olacağız."