Gürkan Avcı ile yeniden
Abone olBağımsız Eğitimciler Sendikasının 2. Olağan Genel Kurulunda tek aday olan Avcı, yeniden Genel Başkan seçildi.
Bağımsız Eğitimciler Sendikasının 23 – 24 Aralık 2006
tarihlerinde yapılan 2. Olağan Genel Kurulunda tek aday olan Gürkan
Avcı, yeniden Genel Başkan seçildi. Sendika toplantı salonunda
yapılan ve bu gün sonuçları açıklanan 2. Olağan Genel Kurulda,
Gülten Akyürek, İshak Çelebi, Lokman Erdoğan, Bekir Candan, Ferhat
Şahin ve Gönül Oğuz’u da Merkez Yönetim Kurulu üyeliklerine
getirdi.
Sendika genel başkanı Gürkan AVCI, sendikaca belirlenen ilkeleri
kamuoyu ile paylaşma kararı aldı. “Aşağıda belirli ilkelerimizin
Sendikamızın tüm yurttaki yetkili organlarınca ilke olarak
benimsenmesine ve Sendikamızın her kademesinde yerine getirilmesi
için gerekli çabanın gösterilmesine, sonuna kadar bu ilkelerin
korunmasına, biz Bağımsız Eğitimciler olarak oybirliği ile karar
aldık” denilen Genel Kurulun belirlediği açıklama özetle şöyle:
ÖĞRETMENLERİ İŞPORTACILIĞA İTMEYİN
Eğitimdeki sıkıntıları değerlendiren AVCI, Öğretmenlerimiz açlık
sınırında bir ücretle kaderine terk edilmiştir. Hükümet bu
tehlikeli vurdumduymazlık tavrından biran önce vazgeçip eğitimin
kalitesini yükseltme ve eğitimcileri açlıktan kurtarma çarelerini
aramalıdır. Geçinemeyen öğretmenlerimize ek iş yolu gösteren bu
anlayış öğretmenlerimizi işportacılığa mahküm etmiştir.
HÜKÜMETE VERİLEN AVANS BİTMİŞTİR
Sayın Başbakan iktidara gelir gelmez kamu çalışanlarından süre
istemiştir. Sayın Başbakan; çok kötü bir ekonomik miras
devraldıklarını, ülkeyi düzlüğe çıkarmak için kendilerine üç yıl
süre tanınmasını istemiş ve üç yıl sonra cebiniz para görecek
demişti. Sayın Başbakan’ın kamu çalışanlarından talep ettiği süre
çoktan dolmuştur. Sayın Başbakan sürenin bitiminde kamu
çalışanların sofrasına ekmek koyacağına, sofrasından ekmek almaya
hazırlanmaktadır.
Önceki hükümetler memur maaşlarına yüzde 20, yüzde 30, hatta yüzde
50 oranında zam yaptıklarında bile eleştirir, yerden yere vururduk.
İki yıldır memur maaşlarına yüzde 5, yüzde 6 oranında artışlar
yapılmakta ancak yetkili sendikaların gıkı bile çıkmamaktadır.
DARBE ÇIĞIRTKANLIĞI YAPAN SENDİKALAR VAR
Bu vesile ile bir hususu belirtmek istiyorum. Darbe çığırtkanlığı
yapan sendikalar başta olmak üzere hiç kimse 28 Şubat veya 12 Eylül
gibi süreçleri çağrıştıran yollara tevessül etmemelidir. Geriye
doğru bakalım, darbe yoluyla iktidardan uzak tutulan partiler
darbenin etkisi kalkar kalkmaz ilk fırsatta iktidara
gelmektedirler. Halkın tokadını yiyen partiler de kolay kolay iflah
olmamaktadır.
HÜKÜMETİ BİZE BIRAKIN
Bu nedenle bu hükümeti iktidardan uzaklaştırmak için bu tür
yöntemlere başvurulmamalıdır. Demokrasi dışı yöntemlerle hükümetin
üzerine gidilmemelidir. Bu Hükümeti sandığa gidene kadar meydan
meydan kovalayacağız. Sandığa girdiğinde de sandığın ağzını
kapatıp, bunları siyasi müebbet cezası ile tecziye edeceğiz.
Unutulmamalıdır ki kamu çalışanlarını aldatan ve kandıran iktidar
partileri her dönemde siyasi mevta olmuştur. Bu hükümette aklını
başına toplamazsa, kamu çalışanlarını hiçe saymaya, yok saymaya
devam ederse bunlarda siyasi mevta olacaktır.
SAYILI GÜN ÇABUK GEÇER
İktidar mensupları, iktidar günlerinin çabuk geçeceğini
unutmamalıdır. Göz açıp kapayıncaya kadar 50 ay geride kaldı.
Yaklaşık 9 ay sonra da sandık önümüze gelecektir. Sandık önümüze
geldiğinde hangi yüzle kapımızı çalacaksınız. Kapıların hangi
sözcüklerle yüzünüze kapanacağını biliyor musunuz? Hükümetin kamu
çalışanlarından ve kamuoyundan istediği üç yıllık avans bitmiştir.
Hükümet verilen bu krediyi heba etmiştir. El mi yaman, bey mi
yaman, öğretmen mi yaman bunu tüm Türkiye’ye göstereceğiz.
HÜKÜMETİN KIRBACI ROLÜNE SOYUNAN SARI SENDİKALARI UYARIYORUM
Hükümetin telalığını yapan bazı sarı sendikalara buradan bir çift
sözüm var. Eğitimcilerin ve sabit gelirlinin sözcülüğünü yapması
gerektiği halde “ağzına susturucu takılmış gibi” sessiz kalan
hükümetten korkan tüm sivil toplum örgütlerine bir çift sözüm var
Halkın yalan haberler ile ve bir takım tabletlerle uyutmayınız.
Pembe tablolar çizen haber bombardımanlarıyla umutlandırıp
aldatmayınız. Hükümete değil öğretmenlere sahip çıkın, geleceğimize
sahip çıkın.
Binlerce okulda derslerin boş geçmesi, öğretmenlerin bu
eğitim-öğretim döneminde de yokluk ve sıkıntı içinde sahipsiz
bırakılmış olması, öğretmenlerin onur ve saygınlığının gittikçe
azalıyor olması, MEB Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK’in şatafatlı ve
pahalı tören ve kutlamalarıyla gölgelenemez. Hükümetin dört yıldır
inatla sürdürdüğü düşük ücret politikasını, sürgün ve kıyım
kararlarını, Eğitim çalışanlarının geleceğini karartan yasal
düzenlemelere karşı Hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığını
uyarıyoruz.