Güreli'ye göre medyanın cazibesi
Abone olMilliyet Gazetesi yazarı Nail Güreli, medyanın politikacılar başta olmak üzere sanatçılar tarafından nasıl algılandığını yazdı. Güreli'ye göre medya cazibesi şöyle:
Türk basının emektar kalemlerinden Nail Güreli
'Medya'nın dayanılmaz cazibesi'ni örneklerle
ortaya koydu. Güreli'ye göre politikacılar başta olmak üzere
sanatçılar tarafından medyanın algılanışı şöyle:
- Kimsenin ağzı torba değil ki, büzesin. Sonra şu bizim medya
tayyare meydanı gibi açık bir alan; gelen indiriyor, giden
bindiriyor, herkes bir şeyler söylüyor.
"Medya" konusunda en âlem lafları şu bizim politikacılar söyler.
Vaktiyle muhalefetteyken "Basının yatak odalarımıza bile girmek
hakkıdır" diyerek iletişim özgürlüğünü savunan politikacıların
sonradan basına en ağır yasakları getirmeye kalkıştıklarına tanık
olmuşuzdur. İşin ilginci, basın özgürlüğüne karşı önlemler
alınırken yine "yatak odası" edebiyatı yapılmış, "Gazetecinin yatak
odalarımızda işi ne?" diye esip üfürülmüştür.
Helal olsun, hepsi de haklıdır.
Amma velakiiin, şu bizim medyanın ne hikmetse, öyle bir cazibesi
vardır ki; değme baba yiğit buna karşı koyamaz.
Medyada resmim çıksın da nasıl çıkarsa çıksın, adım geçsin de nasıl
geçerse geçsin diyen "sanatçılar" (tırnak içinde diye okuyacak ve
TV'dekiler gibi iki elinizin parmaklarıyla tırnak işareti
yapacaksınız) bir yana, eski politikacılar (politikacının eskisi
olmaz; önceki politikacılar diyeceksiniz) medyanın cazibesine
dayanamaz.
Kimi din elden gidiyor diye demeç patlatır, kimi de evinde kırık
ayağıyla yatakta resmini çektirir.
Bir bakıma, gençlikteki şöhret açlığı, yaşlılıkta unutulmamak
tutkusuna dönüşüyor galiba.
Bunun en çekici aracı toplumda yaygın iletişimi sağlayan medya
oluyor.
Medyayı ve toplumu iyi tanıyanlar onlardan yararlanmayı da iyi
biliyor.
Medyayı tanımaktan söz edince, Haluk Şahin'in yeni kitabına
değinmeliyiz: (İletişimde Karavanadan Kafeteryaya; Dünya Kitapları,
Nezih Demirkent Kitaplığı, Ekim 2004)
Gazeteci yazar değil, gazeteci ve yazar, iletişim uzmanı Prof. Dr.
Haluk Şahin, bilgi patlaması ve insanların geleceği açısından
bakarak, iletişimdeki teknolojik gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla
irdeleyen yazılarını bu kitabında toplamış.
Şahin'in kitabında, insanların doğaya karşı birbirleriyle konuşarak
örgütlenmesiyle başlayan iletişim gereksinimi için yüzlerce,
binlerce yıl çeşitli araçlarla sürdürdüğü "masum çabayı" izliyor ve
bugün geldiği şu noktayı görüyoruz:
"Ancak bu masum çaba, sözcük dağarcığı büyüdükçe, 'sohbet
koyulaştıkça' masumiyetini yitirmeye başladı."
Bir şiir
Bu haftaki dizelerimiz Veysel Boğatepe'nin "Yasağına Yaslandım"
(Kora Yayın, Ekim 2004) kitabından:
"Ha bugün ha yarın bitti bitecek / Sakın ha ağlama kimse bilmesin /
Bu son gidişindir dönüşü olmaz / Yaktığın ateşi bırak
sönmesin."
Yazı: Nail Güreli
Kaynak: www.milliyet.com.tr