Gurbetteki kapıcılar kralı
Abone olAmerika'da yıllarca kapıcılık yapan Mahmut Türkmen adlı Türk, şu an 50 milyon dolarlık 175 apartman dairesine sahip
Mahmut Türkmen, kapıcılık yaptığı 90 daireli apartmanın yarısını
15 yıl sonra satın almış. 1989'da böbrek nakli yaptıran ve son beş
yıldır rahatsızlığı nedeniyle Türkiye'ye gelemeyen Türkmen,
"Memleketimi çok özledim" diyor. Kemal Sunal'ın 'Kapıcılar Kralı'
filmi New York'ta gerçek oldu. 1965'te beş parasız geldiği
Amerika'da uzun yıllar kapıcılık yapan Mahmut Türkmen'in, şu an 50
milyon dolarlık 175 apartman dairesi var. 1926'da Türkmenistan'da
doğan Türkmen' in serüveni iki yaşında başladı. Ailesiyle
Türkmenistan'dan kaçarak, önce Afganistan'a, sonra Pakistan'a,
sonra da Türkiye'ye geçtiler. Türkmen, Adana ve Mersin'de
tablacılık, İncirlik'de inşaat işçiliği yaptı. ABD'ye gitmeden önce
Türkiye'de ayda 400 lira kazandığını belirten Türkmen, "Bu parayla
rahat geçiniyorduk ama, aklımda hep Amerikan rüyası vardı. ABD
Konsolosluğu'na göçmen olmak için başvurdum. Kabul edildim ve
1965'te New York'a yerleştim. 'Ne iş olursa yaptım' Çeşitli işlerde
çalıştım ama, en imkânlı iş olarak superliği (Kapıcılık) tercih
ettim. Burada kapıcıların biraz apartman yöneticisi yetkileri var.
Haftada 70 dolar kazanıyordum. Ev kirası vermediğim için para
cebime kalıyordu" dedi. Türkmen ve eşi Ayşe hanım, New York'un
Brooklyn bölgesindeki yeni yaşamlarına kısa sürede alışmış ancak,
rüyalarını gerçekleştirmek için bir şeyler yapmalarının şart
olduğunu düşünmüş. Kapıcılık yaptığı 90 daireli apartmanın her
işini yapmaya başlayan Türkmen, hayatını şöyle anlattı: 'Onlar
attı, ben sattım' "Amerikalılar buzdolabı ve TV gibi birçok eşyayı
bozuk oldukları gerekçesiyle kapının önüne atardı. Ben bunları
tamir eder, eskici ve ikinci el dükkânlara satardım. Böylece daha
fazla para kazanmaya başladım. 10 dolara komşu evlerin önündeki
karları temizlerdim. Yaşlılarla birkaç saat geçirir bahşiş alırdım.
Apartmanda bir yığın tamirat işleri olurdu. Kilitler bozulur,
sigortalar atar, tuvaletler bozulur, hepsiyle ben uğraşırdım. '15
yılda 100 bin dolar' Benim gibi çalışan çok Türk vardı. Ama
kafaları çalışmazdı. Tek istekleri başlarını sokacak bir ev almak,
biraz da para biriktirmekti. Bense rüyalarımı gerçekleştirmek için
hedeflerimi büyütmüştüm. Çalıştığım apartmanın dairelerinin bir
kısmını almaya karar verdim. Bazı günler 20 saat çalışıyordum.
1980'de yani ABD'ye geldikten 15 yıl sonra tam 100 bin dolar
biriktirmiştim. Artık bir şey yapmanın zamanı gelmişti. 1980 yılı
için çok büyük bir paraydı 100 bin dolar. Bankadan biraz kredi
çekip dairelerin yarısını satın aldım. O zaman binalar çok ucuzdu.
Buraya çıplak gelmiştim. Kaybedersem, yine çıplak Türkiye'ye
dönerim diye düşündüm ve girişimlerimi sürdürdüm. 'Türkler ortak
olmadı' O yıllarda ucuz olan apartmanları satın almayı kafama
koydum. Türklere teklif ettim, yanaşmadılar. Ben de Arnavut ve
Yahudilerle iş yapmaya başladım. O zaman apartmanlar, dükkânlar o
kadar ucuzdu ki, 30-40 bin dolara aldığımız dükkânlar şimdi 100 bin
dolar ediyor. Şansım yaver gitti, yeni ortaklarımla işleri
büyüttük. Bugün kendi hisseme düşen apartman dairelerinin sayısı
175. 15 yıl para biriktirebilmek için her şeyden kesinti yaptık.
Karım ne pişirdiyse onu yedim, dışarı gitmedim, televizyon ne
verdiyse onu seyrettim. Türk sanatçıların konser biletlerini
getirirlerdi, almazdım. Nasıl olsa kasedi var, oradan da dinlerim
derdim. Üç çocuk büyüttük. Üçünün ayakkabılarını, kıyafetlerini
birbirlerine giydirdik, gezmeye dışarıya çıkmadık. 'Oyuncak bile
almadık' Savurganlık yapmadık, çocuklara oyuncak bile almadık,
eğlenceye gitmedik. Bir ara sigara içmeye başladım. Tabii bir
arkadaşımdan alıyordum. Arkadaşım bir süre sonra sen benden
otlanıyorsun deyince, sigarayı da kestim." Türkmen ailesinin
oyuncak almadığı çocukları da başarılara imza atmış. Bir kızı
doktor, diğer kızı savcı, oğlu ise elektronik mühendisi olmuş.
Oğlu, Wall Street'te bir Amerikan şirketinde çalışıyor. Türkler: O
iyilik meleği Mahmut Türkmen, amaçlarına ulaşıncaya kadar her
şeyden tasarruf etmiş ancak Brooklyn'de yaşayan Türkler için o bir
iyilik meleği. Yardım etmediği insan yok. Birçok Türk'e ev almaları
için yardımcı olmuş, teminatlarını cebinden yatırmış. İş arayana iş
bulmuş, para isteyene borç vermiş. Türkler, "O, iyilik meleği.
Tanımadığı zor durumdaki Türk aileleri alır evinde aylarca bakar"
diyor. 79 yaşındaki Türkmen beş yıl dializ makinesine bağlı
yaşamış, 1989'da böbreklerini kaybetmiş ve böbrek nakli
yaptırmış.