Gurbetçilerle bir araya geldi
Abone olCumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Almanya’da oy kullanacak gurbetçilerle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz ülkemizde h...
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Almanya’da oy kullanacak
gurbetçilerle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,
“Biz ülkemizde herkesin kabul edeceği bir cumhurbaşkanı seçeceğiz”
dedi.
Essen Grugahalle Salonu’nda gerçekleşen buluşmada konuşan
Kılıçdaroğlu, CHP’nin AB’ye üyelik sürecini desteklediğini
belirterek, “Essen’de AB’nin temelleri atıldı. Kömür Çelik’in
sözleşmesinin yapıldığı yerdir burası. Avrupa barışını yapan
burasıdır. AB’nin oluşmasını sağlayan kent burasıdır. Yıl 2014
AB’ye hala üye olamadık. Neden? CHP olarak biz AB’nin tam üyesi
olmak istiyoruz. Uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz.
Ülkemizde 1. sınıf demokrasi istiyoruz. Ülkemizde bireysel hak ve
özgürlüklerin genişlemesini istiyoruz. Ülkemizde üniversitelerin
konuşmasını istiyoruz. Kendi ülkemizde sanat istiyoruz” dedi.
“BİZ ADI ŞAİBEYE BULAŞMIŞ BİRİSİNİN CUMHURBAŞKANI OLMASINI
İSTEMEYİZ”
Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin şaibeye bulaşmamış bir isim olması
gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Biz haklıysak biz güçlüyüz.
Neden haklıyız? Ben diyorum ki Almanya’da ne varsa Türkiye’de de
olsun. Türkiye’de halk birinci sınıf demokrasi istiyor. Biz adı
şaibeye bulaşmış birisinin cumhurbaşkanı olmasını istemeyiz. Biz
kirli birisiniz cumhurbaşkanı olmasını istemeyiz. Biz Türkiye’yi
onurla temsil edecek onurlu bir insanın, temiz bir insanın, güzel
bir insanın, bilgili bir insanın, güzel bir dil, üslup kullanan bir
insanın cumhurbaşkanı olmasını isteriz. Biz siyasal bir partinin
cumhurbaşkanı olsun istemeyiz. Biz isteriz ki tüm toplumun
kucakladığı bir cumhurbaşkanı olsun. Biz isteriz ki o cumhurbaşkanı
saygıyla karşılansın. Güzel bir Türkiye için ortak hareket
edeceğiz. Demokrasi zor kazanılır. Amacımız mutlu bir Türkiye
yaratmak. Bütün komşularıyla iyi geçinen bir Türkiye yaratmak”
dedi.
“SOMA’NIN HESABINI SORACAĞIZ, BU CHP’NİN NAMUS BORCU”
Soma’da acıları paylaşmak için halka söz verdiklerini kaydeden
Kılıçdaroğlu, “Soma’da 301 kardeşimiz hayatını kaybetti. Bizim bir
geleneğimiz var. Acımızı paylaşırız. Acıları paylaşarak azaltmaya
çalışırız. Oraya hemen kazadan sonra bir genel başkan yardımcısı
arkadaşımı bir ekiple birlikte yolladım. Hiçbir şekilde acıları
siyasi malzemelerin konusu haline getirmedik. Bütün aileleri
ziyaret ettik. Onların tepkilerini sabırla dinledik. Onların içinde
yaşadıkları koşulların hakkını vererek onları dinledik. Onlara
elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık. Ama kimse şunu
unutmasın. 301 kişi hayatını kaybetti. Onun hesabını mutlaka ama
mutlaka soracağız. Bu CHP’nin namus borcudur. Bize diyorlardı ki
siz hiçbir sorunun üzerinde durmuyorsunuz. Soma faciasından önce
TBMM’ye bir araştırma önergesi verdik. Ben CHP’nin genel başkanı
olarak bir yılbaşı gecesinin Soma’da yerin yüzlerce metre altında
kömür ocağında işçilerle birlikte geçirdim. O tabloyu çok iyi
bilirim ben. Essen’deyiz. Essen Almanya’da aslında kömürün
başkentiydi. AB’nin kurulduğu yerdir burası. Çelik ve Kömür
Birliği’nin temelleri burada atıldı. Bu bir anlamda Avrupa’da
barışın temellerinin atıldığı bir yerdi. Huzurun temelinin atıldığı
bir yerdir, büyük Avrupa’nın oluşmasını sağlayan yerdir. Bu sabah
Essen’de bir kömür ocağına gittik müzeye dönüştürülmüş. İnsanların
orada nasıl çalıştığını anlattılar bizlere. Bizim ülkemizde de
kömür ocakları var. Bizim ülkemizde de insanlar yüzlerce metre
yerin altından bir avuç kömür çıkarmaya çalışıyorlar. Soma
faciasının acısını hala üstümüzden atmış değiliz. 301 yurttaşımız
hayatını kaybetti. Soma’nın hesabını soracağım. Bütün Somalılara
söz verdim, Soma’nın hesabını soracağız. Bütün annelere söz verdik”
dedi.
“ALMANYA’NIN BÜYÜMESİNA KATKIDA BULUNDUNUZ”
Gurbetçilerin Almanya’ya büyük katkıda bulunduğunu kaydeden
Kılıçdaroğlu, “Sizler Avrupa’ya geldiniz, Avrupa’nın refahına
katkıda bulundunuz. Avrupa’nın büyümesine katkıda bulundunuz.
Türkiye’yle Avrupa arasında dostluk köprüsü oluşturdunuz. İki
halkın beraberce özgürce yaşamasının alt yapısını oluşturdunuz.
Şimdi Essen’de kömür çıkarılmıyor. Tablo değişti diyorlar, ileri
teknoloji üreten bir kent haline geldi diyorlar Essen. Ama biz
Soma’da 18. yüzyılın koşullarında adeta kömür çıkarıyoruz. 301
insanımız hayatını kaybetti. Deniliyor ki bu işin fıtratında, yani
doğasında ölüm vardır. Kömür işçisiysen madende öleceksin. Bu işin
fıtratında ölüm yoktur, bu işin doğasında ölüm yoktur. Şu soruyu
her yurttaşımın, Almanya’da yaşayan her kardeşimin kendisine
sormasını isterim. Biz neden iş kazalarında, ölümlerde Avrupa
birincisi ve dünya üçüncüsüyüz. Neden? Eğer biz güzel bir
Türkiye’yi inşa edeceksek herkesin çalışma koşullarını düzeltmek
zorundayız. Güzel bir Türkiye inşa edeceksek örgütlü bir toplumu
inşa etmek zorundayız. Güzel bir Türkiye inşa edeceksek bireysel
hak ve özgürlükleri genişletmek zorundayız. Güzel bir Türkiye inşa
edeceksek herkesin karnının doyduğu güzel bir Türkiye’yi yeniden
inşa etmek zorundayız” dedi.
“VERDİĞİMİZ ÖNERGEYİ 301 VATANDAŞIMIZ ÖLÜNCE KABUL ETTİLER”
Kılıçdaroğlu, Soma kazası önce parlamentoyu uyardıklarını
belirterek, “Parlamentonun dikkatini çekmeye çalıştık. Soma’da her
an kaza olabilir dedik. İnsanların hayatı bu kadar ucuz olmamalıdır
dedik. Ama bizim verdiğimiz önergeyi reddettiler. Önerge ne zaman
kabul edildi biliyor musunuz? 301 vatandaşımız hayatını
kaybettikten sonra önerge kabul edildi. Biz bu konuda ne
düşünüyoruz? CHP olarak bizim düşüncemiz şu. Uluslararası Düşünce
Örgütü’nün normlarını Türkiye’ye getirmek. O normların aynen
Türkiye’de de uygulanmasını sağlamak” dedi.
“İKTİDARA GELDİĞİMİZDE MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLAYACAĞIZ”
Türkiye’de medya özgürlüğünün olmadığını savunan Kılıçdaroğlu,
“Türkiye 3. sınıf demokrasiye layık bir ülke değildir. Almanya’da
demokrasi varsa, Fransa’da varsa, İngiltere’de varsa 1. sınıf
demokrasiye Türk halkı da layıktır ve 1. sınıf demokrasi Türkiye’de
de olmalıdır. Türkiye’de bizim sesimiz, bizim söylemlerimiz yeteri
kadar kitlelere ulaşmaz, çünkü medya baskı altındadır. Medya
kontrol ediliyor, medya denetleniyor, medyanın özgürlüğü yoktur.
Medyası özgür olmayan bir ülkenin halkı da özgür değildir. Bireysel
hak ve özgürlükleri genişletmek bir dönem Türkiye’de bir yıl
öncesine kadar hapisteki gazeteci sayısı 105’ti. 105 gazetecinin
hapiste olduğu hiçbir Avrupa ülkesi yoktur. O nedenle bizim
yaşadığımız koşullar sizin Almanya’da yaşadığınız koşullardan çok
farklı. Türkiye’de demokrasi mücadelesi veriyoruz. CHP iktidar
olduğunda medya özgürlüğünü sağlayacağız. Medya özgürlüğünü nasıl
sağlayacak diye sorabilirsiniz. İki temel yolu var, bir CHP
iktidarında hiçbir medya patronu kamu ihalesine katılmayacaktır.
İki her gazeteci yazdığı haberin arkasında olacak. Bunu sağlamanın
yolu örgütlenmekten geçiyor” dedi.
“TÜRKİYE’DE OLMAYAN ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİYİ YENİDEN İNŞA
EDECEĞİZ”
Kılıçdaroğlu, açıklamasında partisinin demokrasi ve özgürlük
alanında birçok adımlar attığını belirterek, “CHP Türkiye’yi kuran
kadrolar tarafından kurulmuştur. CHP Türkiye’nin çağdaş uygarlığı
döneminde 3 büyük devrime imza atan partidir. Bir, CHP Cumhuriyeti
kuran partidir. Hilafeti yok edip Hâkimiyeti Milliye’yi getiren
partidir. İki, CHP çok partili yaşamı getiren partidir. Hiçbir
baskı olmadan demokrasinin gereği olarak çok partili sistemi
getiren partidir. Üçüncü büyük devrim CHP sosyal demokrasiyi
Türkiye’ye getiren partidir. Şimdi dördüncü büyük devrime
hazırlanıyoruz. Özgürlük ve demokrasi. Türkiye’de olmayan özgürlük
ve demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Diyorlar ki CHP’nin hiçbir
projesi yok. Şunu çok iyi bilmenizi isterim, yoksulluktan milli
eğitime kadar, dış politikadan askerliğe kadar, sosyal güvenlikten
tutun yoksulluğun önlenmesine kadar her alanda CHP’nin projeleri
vardır. Türkiye’nin CHP’ye ihtiyacı var. İktidarda olanlar ülkeye
ileri demokrasiyi getirdik diyorlar. Nasıl bir ileri demokrasiyse
boynuna poşu takan üniversite öğrencisi 16 yıl hapis alıyor. Nasıl
bir ileri demokrasiyse 14 yaşındaki çocuğu terörist diye seçim
meydanlarında anlatıyor ve yuh çektiriyorsun. Demokratikleşmenin
yolu önce darbe yasalarını kaldırmakla başlar” dedi.
“GEZİ DİRENİŞİNDE GENCECİK EVLATLARIMIZ BASKIYA DAYANAMADILAR”
CHP iktidarında insanlara özgürlük getireceklerini belirten
Kılıçdaroğlu, “CHP iktidarında 12 Eylül’de çıkan bütün darbe
yasalarını alaşağı edeceğiz. Niye yüzde 10 seçim barajını
getirdiler? Düşünebiliyor musunuz vatandaş A partisine oy vermiş
sandıktan B partisi çıkmış. Bunun adı milli irade hırsızlığıdır.
Biz bunu kaldıracağız sözümüz söz. 17 maddelik özgürlük ve
demokrasi bildirgesi yayınladık. Türkiye’de olmazsa olmazlarımız
yer alıyor 17 maddede. Yüzde 10 seçim yasası bunlardan birisi. CHP
iktidarında milletin vekilini milletin kendisi seçecek. Düşünceni
açıkladın mı doğru hapse gidiyorsun. Bir Gezi direnişi oldu
arkadaşlar. Gencecik çocuklarımız, bizim evlatlarımız, sizin
evlatlarınız baskıya dayanamadılar. Kentlerine, ağaçlarına,
dünyalarına sahip çıktılar, demokrasiye sahip çıktılar, özgürlüğe
sahip çıktılar, güzel Türkiye’ye sahip çıktılar. Efendim siz neden
toplanıyorsunuz bir araya geliyorsunuz. Almanya’da meydanlar var
değil mi? O meydanlar özgürlük meydanları değil mi? O meydanlarda
insanlar özgürce toplanır değil mi? Düşüncelerini özgürce
açıklarlar değil mi? Neden Türkiye’de yok? Bunun önündeki engelleri
kaldıracağız. Size sözüm, namus sözüm CHP iktidarında meydanlar
halkın olacak. Her insan dilediği yerde ibadetini özgürce yapacak.
Din ve vicdan engelleri önündeki bütün engelleri kaldıracağız”
dedi.
“BİZ ÜLKEMİZDE HERKESİN KABUL EDECEĞİ BİR CUMHURBAŞKANI
SEÇECEĞİZ”
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu,
“Cumhurbaşkanlığı seçimleri geliyor. İlk kez cumhurbaşkanını
seçeceğiz. Kimi seçeceğiz değil, şunu düşünmenizi istiyorum. Nasıl
bir cumhurbaşkanı seçeceğiz? Cumhurbaşkanının nitelikleri ne
olmalı? Cumhurbaşkanı hukukun özgürlüğünü savunacak mı?
Cumhurbaşkanı yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunacak
mı? Cumhurbaşkanı kadın erkek eşitliğine inanacak mı? Cumhurbaşkanı
bireysel hak ve özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesini
isteyecek mi? Cumhurbaşkanı bilgisiyle, birikimiyle, zarafetiyle,
oturması kalkmasıyla Türkiye’nin örneği olacak mı? Türkiye’yi
temsil edecek mi? Cumhurbaşkanı öfke dilini değil, barış dilini
konuşacak mı? Cumhurbaşkanı temiz bir insan mı olacak yoksa kirli
mi olacak? Cumhurbaşkanı şaibesiz mi olsun, halkını mı kucaklasın
yoksa cumhurbaşkanı halkının yarısını ötekileştiren biri mi olmalı?
Herkes sandığa gitsin, şapkasını önüne koysun, şunu kimse unutmasın
biz kendi ülkemizde bir siyasi partinin genel başkanını
seçmeyeceğiz. Biz ülkemizde bir iktidar mücadelesi yapmıyoruz. Biz
ülkemizde herkesin kabul edeceği bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. O
nedenle oy kullanırken herkes ama herkesin iyi düşünmesini
istiyorum” dedi.
“YURTDIŞINDAKİ YURTTAŞLARIMIZ KENDİ VEKİLİNİ SEÇİP MECLİS’E
YOLLAMALI”
CHP olarak yurtdışındaki vatandaşların kendi vekillerini seçmeleri
için kanun teklifi verdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, “İlk kez
bulunduğunuz yerde oy kullanacaksınız. Yetiyor mu? Hayır. Yıllar
yılı sizin sorunlarınızla ilgilendik. Ama itiraf edeyim nasıl
ilgilendik. Yurtdışında çalışan işçilerimizi para olarak gördük.
Onlar Türkiye’ye para göndersinler. Dertleri mi? Bir milletvekili
grubu yolladık size Türkiye’den turistik geziler yaptılar, sizleri
dinlediler sonra geldiler Türkiye’ye avuttular. Sizin sorunlarınızı
çözme konusunda biz Türkiye olarak yeterince çaba göstermedik.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilk adım atıldı. Oy kullanacaksınız.
Siz neden milletvekili olmuyorsunuz? Neden sizin seçilme hakkınız
yok? O zaman ikinci bir adım atacağız. Yurtdışında da seçim çevresi
oluşturulmalı yurtdışında yaşayan yurttaşlarımız kendi
milletvekillerini seçip TBMM’ye göndermeli. CHP olarak kanun
teklifimizi verdik. Yurtdışında yaşayanların sorunları var. Biz de
biliyoruz, sorunları çözeriz. Sorunları samimi olarak çözmek
istiyorsan sorunları yaşayan vatandaşı Meclis’e getirirsin oturur
adam gibi sorunları çözer” diye konuştu.
“CHP İKTİDARINDA YÖK GİBİ BİR GARABET OLMAYACAKTIR, YÖK’Ü
KALDIRACAĞIZ”
Üniversitelere özerklik kazandıracaklarını belirten Kılıçdaroğlu,
“Biz kadın erkek eşitliğine inanan bir gelenekten geliyoruz. Kadın
erkek arasında asla fark gözetmiyoruz. Yüksek teknolojiyi sağlayan
üniversitelerdir. Bilgiyi üreten üniversitelerdir. Üniversiteleri
suskun olan bilgi üretemez. İnsanların özgür olması lazım. Biz
üniversitelerimizi ne yaptık? Hala 1980 darbe anayasalarıyla
yönetiyoruz. CHP iktidarında YÖK gibi bir garabet olmayacaktır,
YÖK’ü kaldıracağız. Üniversitelere önce idari özerklik getireceğiz.
Sonra mali özerklik getireceğiz. Onların bütçelerine siyasi iktidar
müdahale edemeyecek. Sonra öğrencilerin üniversite yönetimlerinde
söz ve karar sahibi olmasını isteyeceğiz. Üniversite öğrencisi
üniversitede söz ve karar sahibi olacak” şeklinde konuştu.
“CHP OLARAK 8 KEZ PARLAMENTOYA FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİN
AYDINLANMASI İÇİN ÖNERGE VERDİK”
Faili meçhul cinayetler hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, “Faili
meçhul cinayetler bir demokrasinin ayıbıdır. İnsanlar kör
kuyularda, karanlık köşelerde, karanlık insanlar tarafından
öldürülürse o failleri bulup çıkarmak demokrasinin görevidir,
siyasal partilerin görevidir, devletin görevidir. Türkiye’de faili
meçhul cinayetler aydınlanmamıştır. CHP olarak 8 kez parlamentoya
faili meçhul cinayetlerin aydınlanması için önerge verdik,
komisyonları kuralım faili meçhulleri aydınlatalım. İnsanlarımız,
aydınlarımız öldürüldü, en azından faillerini bulup hesap soralım.
8 kez AKP milletvekillerinin oylarıyla iptal edildi. Sizin
çocuğunuz faili meçhule kurban gitseydi ne düşünürdünüz acaba? Onu
soracak, hakkını arayacak parti yine CHP olurdu” dedi.
“YOLSUZLUĞA BULAŞMIŞ, HALKI SOYMUŞ, BİRİSİNİN DOKUNULMAZLIĞI
OLMAYACAK”
Yargı bağımsızlığının son derece önemli olduğunu dile getiren
Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı çok önemli.
Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede demokrasiyi sağlayamazsınız.
Güçler ayrılığı denen bir kavram var. Bu anayasamızın iskeletini
oluşturmaktadır. CHP yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacak diye
sorabilirsiniz. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu birbirinden
ayrılacak. Hakimler Yüksek Kurulu’nun oturumuna Adalet Bakanı
girmeyecek. Yargı mensuplarını denetleyen teftiş kurumu siyasi
otoriteye değil, Hakimler Yüksek Kurulu’na bağlı olacak. Hakimler
Yüksek Kurulu’nun ayrı ve bağımsız bütçesi olacak” dedi.
Dokunulmazlık hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, “Devleti saydam
kılacağız. Hükümet bir gün değil, yılın 365 günü kendi
yurttaşlarına hesap verecektir. Bu bağlamda milletvekili
dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandıracağız.
Yolsuzluğa bulaşmış, halkı soymuş, birisinin dokunulmazlığı
olmayacak bağımsız yargıya gidip hesabını verecek. Kimseyi
kimliğinden ya da inancından ötürü ötekileştirmeyeceğiz. Herkesin
kimliğine herkesin inancına saygı göstereceğiz” diye konuştu.
“ALMANYA İLE İLİŞKİLERDE SİYASET DİLİNİ DİKKATLİ KULLANMAK
LAZIM”
Kılıçdaroğlu konuşmasında, “Almanya Avrupa’nın en önemli
ülkelerinden birisidir. Almanya ile ilişkiler hem Türkiye açısından
hem Almanya açısından, hem Avrupa açısından, hem dünya açısından
çok önemlidir. Almanya ile ilişkilerde siyaset dilini dikkatli
kullanmak lazım. Diplomasinin o güzel dilini kullanmak lazım. Sokak
dilini diplomaside kullanamazsınız. Onun bir usulü, onun bir adabı
vardır. Almanya’yla ilişkiler gerilirse en büyük zararı sizler
görürsünüz. Yabancı düşmanlığı başlar. Onlar Türkiye’de
oturuyorlar, keyifleri yerinde. Bir taraflarında paralar, bir
taraflarında dolarlar, faturayı size kesiyorlar, asacağım,
keseceğim diyorlar. Dış politikada asacağım, keseceğim olmaz.
Efelenmek olmaz. Almanya ile aramızdaki gerilim size zarar verir.
Biz Avrupa’nın onurlu bir üyesi olmak istiyoruz. Siz bizim
onurumuzsunuz biz sizleri seviyoruz. Sizin için mücadele ediyoruz,
Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımak için mücadele ediyoruz. Eğer
bir ülkenin yaşamına katılacaksak o ülkenin dilini bilmek
zorundayız. Özgüveni yaratan eğitimdir. İyi eğitim aldığınız zaman
düşüncelerinizi çok daha iyi anlatacaksınız” dedi.
“BİRLEŞE BİRLEŞE TÜRKİYE’DE DİKTATÖR BOZUNTULARINA İZİN
VERMEYECEĞİZ”
Kılıçdaroğlu, “Biliyorum birçok sorununuz var bu sorunları aşmanın
yolu az önce söyledim bir eğitim. Bir de şunu söyleyeyim gelin
birliklerimize üye olun. Sosyal demokratların özelliği örgütlü
toplumu savunmalarıdır. Örgütlü olacağız ki güçlü olalım. Neden
insanlar bir araya geldiği zaman TOMA’lar, biber gazları
yağdırılıyor, çünkü örgütlü toplum istemiyor. Örgütlü olduğumuzda
daha güçlü olacağız. Örgütlü olunca her yerde güçlü olacağız.
Birleşe birleşe Türkiye’yi çağdaş yapacağız, birleşe birleşe
Türkiye’yi özgür ülke yapacağız. Birleşe birleşe Türkiye’de
diktatör bozuntularına izin vermeyeceğiz. Siyaset kişisel çıkar
mesleği değildir. Siyaset halk için çalışmaktır. Siyaset halkın
sorunlarını çözmektir. Siyaset işi ehline vermektir. Siyaseti güçlü
kılmak ortak ses çıkarmaktan çıkar. Bizim öngörülerimiz
projelerimiz var. Biz Türkiye’de üniversiteler sessiz kalsın
istemiyoruz. Biz Türkiye’de kadınlar eve kapatılmasın istiyoruz.
Mısır’da, Suriye’de, İsrail’de büyükelçimiz yok. Kiminle aramız
iyi? Bütün komşularımızla kavgalıyız” şeklinde konuştu.
“YENİ BİR TÜRKİYE’Yİ, ÇAĞDAŞ BİR TÜRKİYE’Yİ, ONURLU BİR TÜRKİYE’Yİ
EL BİRLİĞİYLE YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni bir Türkiye’yi, çağdaş bir Türkiye’yi, onurlu bir Türkiye’yi
el birliğiyle yeniden inşa edeceğiz. Benim umudum sizlersiniz.
Umudum halk, sizinle beraber yola çıktı. Sizinle beraber mücadele
edeceğiz. Onurlu, bağımsız, güzel bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek
için. Akrabalarınız orada. Dayınız orada, amcanız orada kardeşiniz
orada, yiğitler orada. Onlar diyorlar ki Almanya’daki yiğitlerimize
selam olsun diyorlar. Anadolu’yu terk edip buraya geldiniz.
Babalarımız geldi. Dedelerimiz geldi. Önce şu Almanya’ya bir
gidelim çalışalım biraz para biriktirelim Türkiye’ye dönelim daha
iyi yaşam koşullarını yakalarız diye geldiniz. Ama kök saldınız.
Yasalar çıkardılar dediler ki Türkiye’ye dönenlere ayrıcalık
tanıyacağız. Dönmediniz, bir kısmı döndü bir kısmı kaldı. Şimdi
burada güzel özgür, demokrasinin olduğu bir ülkedesiniz. 100
binleriniz buraya yerleşti. Gösterdiğiniz her başarı bizlere
mutluluk veriyor.”
(İHA)