Yıllık izinlerini geçirmek için yaşadıkları ülkelerden araçlarıyla ailecek yola çıkan gurbetçiler, uzun ve yorucu yolculuğun ardından Türkiye'ye ulaşıyor. Memlekete kavuşan gurbetçiler sınır kapılarındaki işlemlerinin ardından baba ocağının yolunu tutuyor.Sınır kapılarında mola veren bazı gurbetçiler ise vatana kavuşmanın sevincini duygulanarak anlatıyor.Almanya'dan gelen Murtaza Sak, AA muhabirine 45 yıldır gurbette yaşadığını söyledi. Gurbete gittiği ilk günden bu yana vatana gelme özlemiyle yanıp tutuştuğunu belirten Sak, "Çocukların, torunların işi orada bir türlü gelemiyoruz ama Türkiye özlemi bambaşka. Geldiğimizde Türk bayrağını görünce 3 bin kilometre yolun yorgunluğunu unutuyorsun her şey gelip geçiyor. Yorucu bir yolculuk, uykusuz geliyoruz ama bayrağı görünce her şey bitiyor. 'Elhamdülillah Rabb'ime şükürler olsun' diyorsun. Vatan bambaşka bir şey." dedi.Gurbette 45 yıl boyunca Türkiye'nin sıcaklığını aradığını anlatan Sak, en çok memleketi Aksaray'ı ve köyünü özlediğini dile getirdi. Almanya'dan gelen Cennet Sak, Türkiye'ye giriş yaptıklarında kendilerini güvende hissettiklerini ve içini bir huzur kapladığını belirtti.Türkiye'nin her şeyi ile güzel olduğunu ifade eden Sak, "Yemekleriyle, pazarıyla çok güzel. Biz pazar göremiyoruz Almanya'da, Türkiye'nin pazarını, yeşilliğini, meyvesini, sebzesini, insanlarını her şeyini özledik." diye konuştu. Sak, tatilde bol bol memleketi Aksaray'da akraba ziyaretinde bulunacağını anlattı.Almanya'dan gelen Hasan Müjdat Ercan, Türkiye'ye bir an önce ulaşmak için "güdümlü füze" gibi hiç durmadan geldiğini anlattı.Memleketi Gelibolu'yu çok özlediğini dile getiren Ercan, "Almanya'dan Kapıkule Sınır Kapısı'na hiç durmadan geldik. Ama giderken de içimde hep bir hüzün hep bir ağlamak ve 45 yıl önce bıraktığım annem, babam, vatanım, toprağım aklıma geliyor. Yani bir 45 yılın gurbetliliği o kadar zor ki yaşanması gereken bir şey, konuşarak ifade edilemez. Bazı şarkılarda vardır ya 'Ah şu dağların arkası, yol verin dağlar' cümlesi gibi gurbet. Bir ömür git gel ömrü." dedi.