Gurbetçi ailenin yıkıldığı an

Abone ol

Almanya'daki gurbetçi bir ailenin yaşadıkları tam bir dramdı. Kızlarını bademcik ameliyatı ettiren gurbetçiler, hiç hesapta yokken "fişini çekin" demek zorunda kaldı.

Bir annenin en acı anı... Bademcik ameliyatında beyin ölümü gerçekleşen kızı için yana yana 'fişini çekin' dedi.

Almanya'nın Witten kentinde yaşayan Kösedağ ailesinin büyük dramı, altı yaşındaki kızları Melisa'nın kulak ağrılarıyla başladı. Alman doktor "bademcikten" dedi ve küçük kızı ameliyat etti. Üç gün her şey iyiydi. Ama...

KANAMADAN SONRA BİTKİSEL HAYATA GİRDİ
Aniden kanama başladı. Melisa yeniden ameliyata alındı. "Merak etmeyin iyileşecek" dendi ama peş peşe gelen kanamalardan sonra Melisa bitkisel hayata girdi. Sonra doktorlar ailenin karşısına "Beyin ölümü gerçekleşti" haberiyle geldi.

"KIZIMIZIN RUHU ÇOKTAN CENNETE GİTMİŞTİ"
Kızları daha fazla acı çekmesin diye ailesi yaşam destek ünitesinden çıkması kararını imzaladı. Anne Zeynep Kösedağ o anı "Son kez öptük onu. Kızımızın ruhu çoktan cennete gitmişti" diye anlattı.



'Canımın yarısı gitti'

Eşi ile birlikte, bademcik ameliyatının ardından komaya giren ve beyin ölümü gerçekleşen altı yaşındaki kızı Melisa'nın "Fişinin çekilmesi" kararını veren Zeynep Kösedağ'ın gözyaşı dinmiyor.

Türkiye'den çok uzaklarda, Almanya'nın Witten kentinde bir Türk ailenin evine düşen ateş günlerdir sönmüyor. Kösedağlar, geçirdiği bademcik ameliyatının ardından bitkisel hayata giren ve fişinin çekilmesiyle sonsuz yolculuğuna çıkan altı yaşındaki kızları Melisa için ağlıyor. Daha önce de benzeri vakalar nedeniyle iki kez mahkemeye verilmiş ve iki hastasının ölümü, bir hastasının da sakat kalmasıyla suçlanmış Dr. Klaus Peter Tillmann'ı tanıdıkları güne lanet ederek...

'GÜVENİLİR BİR DOKTORDU'
Sivaslı Kösedağ çifti dokuz yıl önce evlenip Almanya'ya yerleşti. İlk çocukları Melisa altı yıl önce doğdu. Ardından da Dilara geldi. Tek sorunları Melisa'nın sık sık hastalanmasıydı. Bir yıl sonra okula başlayacaktı ve en ufak bir şeyde boğazları şişiyor, yatak döşek yatıyordu. Zeynep Kösedağ kızının 25 Nisan'da yine benzer belirtilerle başlayan yolculuğunu şöyle anlatıyor her anını yeniden yaşayarak: "Her şey Melisa'nın kulak ağrısıyla başladı. Kulak-burun-boğaz uzmanı Dr. Tillmann'a gittik. Melisa'nın kulağında iltihap ve bademciklerinde de büyüme olduğu ortaya çıktı. Doktor bize okula başlamadan Melisa'nın bademciklerinin alınması gerektiğini söyledi. Kızım hoplaya zıplaya gitti ameliyata. O zaman Dr. Tillmann'dan yana hiçbir endişem yoktu ve iyi bir doktor olarak tanınıyordu"

ÜÇÜNCÜ GECE KANAMA BAŞLADI
Melisa 27 Nisan'da Witten Marien Hastanesi'nde ameliyat oldu.Hiçbir sorunu yoktu. Ancak 30 Nisan gecesi her şey değişti. Kanama başladı. Geceyarısı ikinci bir ameliyata alındı. Zeynep Kösedağ o günü de gözyaşları içinde anlatıyor; "Merak edilecek bir şey yok durumu iyi diyorlardı. 1 Mayıs'ta şiddetli bir kanama olunca Melisa'yı Bochum Elisabeth Hastanesi'ne sevk ettiler. Atardamarında çatlak ve zedelenme tespit edildi. Tillmann 'Bir daha kanama olmaz, zaten hiç olmaması gerekirdi' dedi. Oysa Melisa bir kanama daha geçirdi ve bu kanama hepsinden daha şiddetliydi"

ARTIK MAKİNEYE BAĞLIYDI
O günleri bir türlü unutamıyor Zeynep Kösedağ. "Son kanamasında Marien ve Elisabeth Hastanesi'nden gelen doktorlar atardamarını tekrar ameliyat etti. Ama o gün kızım kan kaybından bitkisel hayata girdi" diye anlatıyor kızının son günlerini. Sonra doktorlar çağırıp, "Tamam" demişler. "Hiçbir yaşam umudu kalmadı. O artık öldü..." Zeynep Kösedağ, "Doktorlar Almanya'da hastanın tamamen öldüğünü ispat etmek zorunda. Bize beyin hücrelerinin öldüğünü, kan dolaşımının makinelere bağlandığını anlattılar. Melisa artık orada değildi" diye dile getiriyor yaşadığı acıyı. Melisa 12 Mayıs'ta yaşam destek ünitesinden ayrıldı. Kösedağlar, "Ölüm kararını vermek o kadar zordu ki. Yaşam destek ünitesinden ayrılırken, yanıbaşındaydık. Onu son kez öptük, ama ruhu çoktan cennete gitmişti" diyor.


Haber : Nazlı GÜVEN
Kaynak :




Günün Önemli Haberleri