''İnsanları tanıdıkça yalnızlığı seçtim''
Derler...
Trajiktir ama büyük doğrudur.
Arkadaş arkadaşa güvenmez/ Eşler birbirlerine
güvenmezler/Sevgililer hiç güvenmezler/Patron işçisine
güvenmez/İşçide patronuna güvenmez/Yine biri kalkıp ''ben
babama dahi güvenmem der." Türk Türk'e güvenmez/ Halk
devlete güvenmez...Birileri ''Allah'dan başkasına
güvenmem'' der. Bu böyle uzar gider...
Peki neden sizce, bu insanoğlunda hastalık derecesindeki
güvensizlik ?
İnsanlar bu derece kendi cinsine güvenini yitirmişse, bu
güvensizlik ortamı nelerin habercisidir?
Tehlikeli değil midir?...
İnsan bu güvensizlik ortamında, kendine ne kadar sadık kalabilir
?
Bu duyguyu yadsımıyorum, kimseyi suçlamıyorum da, sadece
anlamaya çalışıyorum...
Günümüzde evliliklerde ve yaşanılan ilişkilerdeki güvensizliğe
göz attığımızda, bu duygunun çığ gibi büyüdüğünü görüyoruz.
O kadar sebep/sonuçlar varki, mevzuyu sadece kadın/erkek
ilişkilerine indirgemekte istemiyorum.
Ama, okuduklarıma, şahit olduklarıma, çevreye baktığımda
kadın/erkek ilişkilerinin, tam bu sebepten erozyona uğradığını
görüyorum.
İnsanların yalnızlaşması, yalnız yaşamayı seçmesinin arkasında,
karşı cinse güvensizliğini netleştirmesi ve bunun sonucunda yaşam
modeli olarak bunu seçmesi yatıyor.
Yani, bir gün nasıl olsa aldatılacağını, terk edileceğini,
mevcut sevginin bir gün mutlak biteceğini düşünen herkes,
yalnızlığı seçerek, gardını alıyor.
Yalnızlık cazibelimidir, uzaktan göründüğü gibi ?
Elbette hayır!
Kimse sonsuza dek yalnız yaşamayıda seçmez aslında.
Bu seçimin sebebi;
Kadınında erkeğinde, artık görevlerini tamamen unutması,
sorumluluk pençesine takılmak istememesi, eskiden varolan ama
şimdilerde tamamen unutulan sabır ve hoşgörü, sadakat genlerinin
kimsede kalmamış olması, erkeğin elinin kiridir denilenin, kadınada
çokca bulaşmış olması,''daha iyisini, daha varlıklısını,
daha yakışıklısını/güzelini'' bulma çabası vesaire
vesaire...
Sonuç; afilli bir yalnızlık.
İnsan yalnızlığı seçmez. Yaşadıkları, gördükleri, şahit
oldukları, onu yalnızlığa iter.
Diğer taraftan; yine günümüzde, evliliklerin geldiği noktaya
bakalım.
Adam; ayrıldığı karısını, çocuklarının annesini, boşanmayı,
namus davası haline getirip, eski eşini hunharca öldürebiliyor.
Yine, bunu sindiremeyip, eski eşinin tüm hikayesini, ayrıldıktan
sonra afişe edebiliyor.
Kadınlar içinde söz konusu bu anlattıklarım. Cinayet işleyen
fazla değil ama,ayrılmamak için kocasını senelerce süründüren
kadınlarda, bu erkeklerden farksız değil.
Düşünün. Her şeyi paylaşan iki insan, gün geliyor iki düşman
oluyor.
İşte, hayatın böyle cilveleri varken, insanın insana güvenmesi
gitgide uzaklaşıyor.
Okuduğumuz haberlerinde etkisi var bunda...
Şimdi kendinize sorun...
Eskilerde, sözlü ve/ya yazılı basında, şu tarz haberleri
okuduğunuzda, çevrenizdekilere, '' benim çevremde böyle olaylar
olmuyor, hiç şahit olmadım, ama''...diye devam ederdiniz değilmi
konuşmanıza?...
Kafanızı yormayın, hemen örnek vereyim;
-Erkeğin karısını aldatması
-Kadının kocasını aldatması
-Bir babanın kızına tecavüzü
-Eşcinsel yaşamlar
-Kadına şiddet, kadın cinayetleri...gibi
Artık, bunlar kimseye uzak değil. Kimse, çevremde böyle olaylara
şahit olmadım demiyor.
Sakın !
Eskidende vardı ama şimdi basında fazla çıkıyor un arkasına
kimse saklanmasın.
Çünkü; bal gibide, toplum böylesine yozlaşmış durumda.
İşte ! bu nedenlerden dolayı, kadınıda erkeğide, lügatından ''
güven'' kelimesini çıkarmış, ve yalnızlaşarak yol alıyor...
Diyeceksiniz ki; '' eee napalım bu durumda''
Elbette, tüm insan ilişkierinin yozlaştığı şu ortamda,
güvenecek, eş/dost/arkadaş hiç yok !değil.
Ama!
Kişinin, ilk önce kendisine güvenmesi gerekiyor.
İnanın, kendinize güvendiğinizde, çevrenizde güvenilecek
insanlarda olduğunu göreceksiniz.
OKAN BAYÜLGEN'E GÜVENMEYİN!
Okan'ın konuklarına tavrına dikkat ettiniz mi ?
En son sunucu bir kızcağızın, stüdyoyu terk etmesine denk
geldiniz mi?
Kızın programda nasıl aşağılandığına tanık oldunuz mu?
Ben oldum !
Ama konu bu sunucu kızla sınırlı değil...
Okan'ın programları mayın tarlası...
Orada Uğur Dündar'ın dahi nasıl bıyık altından gülünerek, ti ye
alındığını gördünüz.
Konuğa göre tavır alıyor Okan...
Şuna dikkat edin; eğer karşısındaki, fiziği ve cazibesi ile ön
plana çıkmış bir kadınsa, sözleri ile nasıl aşağıladığına...
Bence aklı olan o programa çıkmadan önce bir daha düşünsün.
Çünkü; Okan'a güven olmaz.