Muhteşem Yüzyıl’da Şehzade Mustafa’nın babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından boğdurtulduğu sahne ülkeyi gözyaşlarına boğdu. Dört buçuk asır sonra Şehzade’nin mezarına ziyaretçiler akın etti, hatta Kanuni hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Üç gün süren ölüm sahnesinin çekimlerinin ardından Şehzade kimliğini geride bırakan Mehmet Günsür çok konuşulan o idam sahnesini anlattı... Üç tane şahane çocuğun babasısın. Bir babanın oğlunu öldürmesini anlamaya çalıştın mı? Bu çok ekstrem bir şey. Ama dünyadaki her monarşik sistemde baba katli olmasa da kardeş katli var. Bir kral ölür ve oğulları savaşır. Bütün monarşilerde var... Bizde Fatih Sultan Mehmet yazdırdığı bir fermanla bunu meşrulaştırmıştır. Çünkü sadece Osmanlı değil, bütün monarşik sistemlerde en önemli şey taht, daha sonra da ülke... Hakimiyetin olduğu toprak için en önemlisi gücün elinde olması, o tahtın senin elinde olması. Bu yüksek düzeydeki durum aile olmanın üzerine çıkıyor. O dönemi o dönemin kafasıyla anlamak zorundayım... Boğdurulma sahnesi zorladı mı seni? Zorladı tabii ki. Her şeyden önce gerçekten yaşamış tarihi bir karakteri canlandırmanın zorunluluğu var. Üzerine ince ince düşünmek gerekiyor... Tabii ki çok ağır. Olayın kendisi ağır. Dönem ağır. Saray ağır. Keyifli bir hayat değil. İşimizin bir parçası da o karanlıktan kurtulmayı öğrenmek rolü canlandırırken... Sarsıcı bir sahneydi. Kabuslar gördüğün oluyor mu? Hayır, rolün beni ele geçirmesine izin vermiyorum... Ölüm sahnesi sende hangi duyguları uyandırdı? Zaten projeye başladığım zamandan beri hazırlandığım bir sahneydi bu. Üzerine çok düşünme fırsatım oldu. Duygularım çok karışıktı. Bir evladın babası tarafından öldürülmesi iki taraf için de çok ağır. Benim için iki boyutu var: cellatları görmeden önce ve sonra... Önce bir umut var, inadına bir umut. Baba-evlat sevgisine, onun kutsallığına inanmışlık var. O kadar büyük ki bu umut, aksini söyleyen bütün işaretlerin tuzak olabileceğini düşünecek kadar... Cellatları gördükten sonrası ise yaşanabilecek en ağır hayal kırıklığını yaşadım... Ölüm sahnesi kaç günde çekildi? Ölüm sahnesi üç günde çekildi. Çadıra geliş-çadır-çadırdan çıkış... Bu sahne çekilirlen başına gelen bir aksilik oldu mu? Dövüş sahnelerinde mutlaka ufak tefek şeyler olur. Biraz kaburgam zedelendi. Yavaş yavaş geçiyor... Çok tekrar yaptınız mı? Nasıl konsantre oldun? Bütün çadır içi sahnesi sabah 08:30’dan gece 01:30’a kadar sürdü. Bir sürü açıdan çektiğimiz için çok tekrar yaptık... Çok zorlu ve soğuk bir gündü, A dan Z’ye tüm ekip inanılmaz bir şekilde çalıştı... Şehzade Mustafa ile nasıl bir empati kurdun? Empati kurmak, bir karakteri oluşturduğun o uzun yolun başlangıç noktası. Dönemi, saray hayatını, hanedanı anlamak, anlamaya çalışmak zordu... ama yılmadım. Yine de dönemin koşullarına göre iyi adamlardan biri olduğu için empati kurmak zor değil... Bu dizide rol almadan önce Osmanlı ve Kanuni dönemiyle ilgili neler düşünüyordun, diziden sonra düşüncelerinde değişiklik oldu mu? Osmanlı’yla ilgili bilgim kötü değildi zaten. Ama asla şu son üç yıldır olduğu kadar inceleyip, okuyup, düşünmemiştim... Artık içimde Osmanlı hanedanından bir parça var... Bugün yaşasalardı Şehzade Mustafa ve Kanuni Sultan Süleyman hangi liderlere benzerdi? İki karakterle de çok empati kurdum. Ancak empati kurduğum hiçbir politikacı yok... O yüzden kimseye benzetemiyorum.