Güneydoğuda PKK kazandı

Abone ol

Bunları söyleyen biz değiliz. 5n1k programını sunan Cüneyt Özdemir... Seçimle ilgili öyle izlenimleri var ki... Bu sözler çok tartışılır!

5N1K'yı hazırlayan ve sunan Cüneyt Özdemir'in kişisel web sayfası dipnot.tv'de kaleme aldığı köşesi çok konuşulacak gibi gözüküyor.

Çünkü Cüneyt Özdemir çok iddialı bir laf ediyor ve "Güneydoğuda yerel seçimin galibi PKK'dır" diyor. Özdemir'in bu tespite dayandırdığı kaynak, çok yakın dostum diye nitelendirdiği PKK'yı çok iyi bilen bir isim.

Güneydoğu'da gördüğü manzaralara da şaşıran Özdemir, "Kürdistan kelimesini bu yıl ilk kez bu kadar yüksek sesle duydum" diyerek DTP'nin aldığı oy oranına da şaşırmadığını anlatıyor...

İşte Cüneyt Özdemir'in köşe yazısı;

PKK SEÇİMLERE PERDENİN ARKASINDAN YÜKLENDİ

DTP ile PKK arasındaki bağlantıyı sorgulamak değil niyetim tam tersi silah bırakma sürecinde PKK açısından bu seçimin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmak. PKK bu seçimlere perdenin arkasından çok yüklendi. Yalnızca adayları bizzat belirlemekle kalmadı eylemsiz kalarak ilk kez kendi siyasi gücünü test etti. Meseleyi yakından bilen bir dostumun tabiri ile ‘zurnanın son deliği’ olan DTP bu sayede kazandı.

GÜNEYDOĞU'DAKİ MANZARA BENİ ŞAŞIRTTI

Seçim döneminde Güneydoğuya gittiğimde gördüğüm manzara karşısında şaşırıp kalmıştım. Meydanlarda son 18 yıldır hakim olmayan bir hava vardı. Kürdistan kelimesini bunca yıl gittiğim Güneydoğuda ilk kez bu kadar yüksek sesle duymuştum.Seçim sonrasında bu yüzden DTP’nin oy oranı beni hiç şaşırtmadı. Hatta DTP’nin bu kadar büyük oy oranı yakalamasının PKK’nın silah bırakma sürecine katkıda bulunacağını düşündüm. Ben bir yandan PKK’nın silahla değil oyla gücünün tescilinin silah bırakması için de vesile olacağına inanıyor diğer yandan da Türkiye’nin Barzani gibi bir dış Kürt yerine Öcalan gibi bir iç Kürt ile daha kolay anlaşabileceğini aklımdan geçiriyordum. Oysa Washington, Ankara ve İstanbul’da meseleyi yakından bilen isimlerle konuştuğumda içimdeki iyimser hava yerini karanlık bulutlara bıraktı.

Aslında iyiniyetli bir açıdan bakarsanız ben haklı gözüküyordum. Oysa bir de işin öbür tarafı ve Türkiye gerçekleri vardı.

DTP'NİN ADAYLARINI PKK BELİRLEDİ

Bugün PKK bölgede hiç olmadığı kadar güçlü. Bugün pek çok kimse farkında değil ama DTP’nin yerel seçim adaylarını bizzat PKK tek tek belirledi. Üstelik adayların belirlenme sürecinde devletin en üst makamlarının tüylerini diken diken edebilecek bir yöntem uygulandı. Sandığa gönderdi ve büyük bir başarı kazandı. Hakkari başta olmak üzere pek çok yerel lider aslında yerel değildi ama hepsi PKK’nın dediğiydi. Yani güneydoğuda sahnede belki DTP vardı ama perdenin arkasında PKK ipleri elinde çok sıkı tuttu.

Sandıktan çıkan sonuç PKK için bu yüzden ayrı bir ‘zafer’ niteliğini taşıyor.

PKK ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK İSTEYECEK

Şimdi önümüzdeki günlerde Erbil’de yapılması beklenen Kürt konferansında çok güçlü bir PKK masaya mecburen oturtulacak. Masaya oturur oturmaz da çözüm ya da silah bırakma için kafasındaki tek adresi gösterecek; İMRALI.

Bugün PKK için çözümün olmazsa olmaz tek koşulu var o da aşamalı da olsa Öcalan’a özgürlük.

Eğer bu konuyu Öcalan’ın cezaevi koşullarının  iyileştirmesinden başlayarak konuşmazsak geride kalan bütün konular PKK için birer teferruat.

O teferruatlardan en önemlisi de kuşkusuz lider kadronun yani yaklaşık 200 kişinin durumunun ne olacağı. Ankara’daki bürokrasi bu konuda iyimser. Onları Avusturalya dahil dünyanın öbür ucuna postalamayı ve kırmızı bülten sınırından çıkartıp gözden kaybetmeyi düşünüyor. Oysa Kürt cephesinde hava pek öyle değil. Onlara bakarsanız bu lider kadroyu tatmin etmek kolay değil. Dünyaya yayılmış, milyarlarca dolarlık bir bütçeyi ve teşkilatı kontrol eden ve üstüne üstlük son seçimlerde siyaseten  önemli bir onay almış ‘liderlik kadrosunun’ gönüllü olarak emekli olup Avusturalya’da Sidney’in varoşlarında dilini ve kültürünü bilmedikleri  bir kenar mahallede sıfırdan bir yaşama başlama ihtimali hayal bile olamayacak bir rüya!

Madem önümüzdeki tablo böyle isterseniz  can yakacak olsa da gerçekleri konuşmaya başlayalım.

İŞ AK PARTİ'YE DÜŞÜYOR

AKP’nin son oluşan siyasi tabloda böylesine ateşten bir gömleği tek başına giyemeyeceği belli oldu. Bir AKP açılımı olan kürtçe televizyon yayını TRT şeş’in bile MHP’nin oy oranını yükseltebildiğini düşünürsek PKK’yı konuşmaya Öcalan ve Karayılan gibi isimlere affı konuşarak başlaması çok zor.

Zor bile değil imkansız. O zaman geriye iki seçenek kalıyor. Eğer AKP hükümeti Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzeere askerleri, siyasi partileri ve Sivil Toplum kuruluşlarını aynı masada buluşturmayı ve bir konsensus oluşturmayı başarabilirse ne ala...

Yoksa iş yine ABD’ye düşecek. Ama orada da işler pek yoluunda değil. Türkiye gibi anti-Amerikanizmin dünyanın ilk saralarında yer aldığı bir ülkeye bir ABD planı dikte ettirmek hiç kolay değil.

ASIL PERDE ŞİMDİ AÇILIYOR

O zaman sıra silahlı güç kullanımına gelecektir. “ABD uçakları birgün kandil dağındaki Pkk kamplarını vurur mu? ” sorusu ise ilk bakışta akla iyi gibi gelse de doğru bir soru değil. Asıl soru “Bu bir işe yarar mı?” olmalıdır.

Ben Türkiye’nin 23 sınır ötesi operasyonunun pek çoğunu sınırdan takip ettim ve sonuç ortada...

Seçim öncesi Sırrı Sakık’ı CNNTURK’de yayınlanan 5n1k programına çağırıp askerlere taş attıkları için 23 yılla yargılanan çocukları gündeme getirip ‘taş atan çocukları neden durdurmuyorsunuz?’ diye sormuştum. Cevap önümüzdeki süreci özetleyecek kadar net ve önemliydi;‘Filistin’de taş atan çocuklara bir şey demiyorsunuz da buradakilere mi diyorsunuz?’

Geldik mi Filistin’e!

2009 yerel seçimlerinde Güneydoğuda sandıktan PKK galip çıktı tüm partilerin içinde olduğu Türkiye kaybetti.

Ve perde şimdi açılıyor...

Günün Önemli Haberleri