Güneydoğu'da oynanan büyük oyun
Abone olÜlkemizin doğu ve güneydoğu topraklarında bilim adına inanılmaz oyunlar oynanıyor. Türkiye, Batılılar'ın Ermenistan ve Kürdistan emellerinin altında mı kalıyor? İşte cevabı!
Yabancı bilim adamlarının Türkiye topraklarında yaptığı
çalışmalar hakkında ilginç bilgiler veren Emin Pazarcı,
Sinsi Oyun başlıklı yazısında gerçeklere dikkat
çekiyor. İşte Pazarcı'nın yazısı
Yıllar öncesinden yazmıştık...
Defalarca uyarmıştık...
Türkiye'de son derece sistemli ve sinsi bir oyun oynanıyor. "Bilim
adamı" adı altında bazı yabancılar ülkemize geliyorlar. Ellerini
kollarını sallaya sallaya Anadolu'yu dağ-taş geziyorlar. Yeni
hayvan ve bitki türlerini topluyorlar. Sonra da bunları ülke dışına
çıkarıyorlar.
"Bulduk" diyorlar...
Bu yeni türlerin isimlerini literatüre geçiriyorlar. Dünyadaki
uygulamaya göre, yeni bir tür bulan "bilim adamı" buna isim verme
hakkına da sahip. Bu isimler ise Latince oluyor.
İlginçtir...
İsimlendirmede hep aynı metod uygulanıyor. Bu türlerin başına ve
sonuna son derece kasıtlı kelimeler koyuyorlar. Mesela
"Kurdistanica", "Kürdistanicum", "Armeniana" ve "Armenius"
gibi...
Bunlara benzer, onlarca, belki de yüzlerce isim var.
Apaçık ortada. "Bilimsel çalışma" sadece bir kamuflaj. Amaç belli:
Türk topraklarına "Ermeni" ve "Kürt" damgasını vurmaya
çalışıyorlar.
Bu amaçla çok büyük paralar harcanıyor.
Ciddi, sayıları küçümsenmeyecek bir ekip, Türk topraklarını
karışlıyor. İleride atılması plânlanan adımlar için şimdiden zemin
hazırlanıyor.
"İşte" diyecekler:
- Deliller ortada. Burası Ermenilerin vatanı. Dağına ve taşına bile
Ermeni damgası vurulmuş.
Ülkedeki bölücüler de aynı metodu kullanacak. Onlar da zamanı
geldiğinde benzer gerekçeleri ileri sürecek:
- Baksanıza, "Kürdistan damgası" her yerde karşınıza çıkıyor!
Anadolu'da yaşayan kızıl tilkinin adı Vulpes Vulpes
Kurdistanica.
Anadolu yaban koyununa Ovis Armeniana adını vermişler.
Bir karaca türünü de Capreolus Capreolus Armenius adıyla literatüre
kaydettirmişler.
Bitki isimlerinde bu tür adlandırmalar çok daha fazla.
İşin en vahim yanı da, Türkiye'nin daha yeni uyanması! Çevre ve
Orman Bakanlığı bir çalışma yaptı. Kızıl tilki, yaban koyunu ve
karacanın adının değiştirildiğini açıkladı.
İsimler değişti, ama neye yarar?
Literatürde aynen duruyor.
Zaten bu hayvan türleri Türkiye'de Latince isimlerle anılmıyor
ki!.. Yapılan işin kendi kendimizi tatmin etmekten başka bir anlamı
yok.
Önemli olan, bu isim değişikliklerini literatüre de
kaydettirebilmek. O da olağanüstü zor.
Atı alan çoktan Üsküdar'ı geçti.
Türkiye uyurken, bizim bilim adamlarımız keyif yaparken, birileri
çok ciddi koşuşturdular. Gözümüzün önünde, bizim topraklarımızda,
bizim aleyhimize faaliyetler yaptılar.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın attığı bu adım, yine de önemli.
Hiç olmazsa, Türkiye üzerinde oynanan oyun fark edildi. Bakanlık,
sinsi oyuna teşhisi koydu:
"Ülkemizin üniter yapısını bozucu nitelikte kasıtlı
adlandırma."
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal
Yalınkılıç da çok daha net bir açıklama yaptı:
- Türkiye üzerinde çeşitli oyunlar oynanıyor. Değişik tür insanlar,
elini kolunu sallaya sallaya cirit atıyor. Bu isimleri, burada Kürt
vardı, Ermeni vardı, yargısı uyandırmak için özellikle
kullanıyorlar.
Teşhis doğru...
Doğru, ama yetmez.
Tedavi yönünde de adımlar atılmalı.
Önce meydanı boş bırakacaksınız. Bu boşluğu, binlerce kilometre
uzaktan gelen Ermeni ve bölücü destekçileri dolduracak.
Hem de kendi topraklarınızda.
Sonra da feryat edeceksiniz!
Peki nerede Türk bilim adamları?
Onlar ne yaparlar?
Onlar neden yönlendirilmez ve desteklenmez?
Biz, hep böyle yapıyoruz. Meydanı boş bırakıyoruz. Bu boşluğu
başkaları doldurduğunda da dövünmeye başlıyoruz. İşte, Türkiye'nin
en büyük problemi bu!
Kaynak: tercumangazete.com