Güneydoğu'da Kürt Yeşilçamı
Abone olKürt Yeşilçamı’nın temellerini atan amatör sinemacılar, Kürtçe önündeki engellerin birer birer kaldırılmasıyla iki günde klip, iki haftada film çekiliyor bu günlerde.
Kürt Yeşilçam'ı: Qaj a Kesk* Bir zabıta, bir müzik yapımcısı ve
amatör bir tiyatrocu. Çekilen sahnelerde kostüm, dekor ve makyaja
çok önem veriyor Diyarçam filmcileri Bu kombinasyon akla çok somut
bir şeyler getirmese de Kürt Yeşilçam’ının ilk temellerini atan
Diyarbakır’lı amatör sinemacılar Kürtçe’nin önündeki engellerin
birer birer kaldırılmasıyla İki Günde Klip, İki Haftada Film
çekiyorlar bu günlerde. Üstelik yapımları yurt dışında da büyük
ilgi görüyor. Düğün salonlarında hem müzik yapıp hem de mutlu
anları kamerası ile tespit eden Hekim Aydın iki video yardımı ile
başladığı “Cut” kurguyu bilgisayar ortamına taşımaya başlayınca
sinema düşleri de kendini göstermiş. Önce düğün salonunun
şarkıcısına, ardından amatör sanatçılara klipler yapıp yerel
televizyonlarda yayınlatmış. Müzik piyasasından tanıdığı Orhan
Çiftçi ile birlikte klip işinden para kazanılacağını anlayan Aydın,
Çiftçi’nin desteğiyle bir anda Doğu ve Güneydoğu da aranan bir klip
yönetmeni olmuş. Kürtçe şarkılara çekilen klipler yerel
televizyonların vazgeçilmez yayın malzemesi. Aralarına amatör
tiyatrocu Sait Alparslan’ın da katılmasıyla klipler küçük skeçlere,
sonra da filme dönüşmüş. Üçlü şimdi iddialı yapımların peşinde.
Üstelik sinema sanatının karşılarına çıkardığı teknik sorunları bir
bir aşarak. Diyarçam'ın bel kemiği olan ve Belediye'de zabıta
memuru olarak çalışan Hekim Aydın'ın elinden her türlü iş geliyor
Çekim teknikleri açısından farklı arayışlara giren Hekim Aydın
sinema filmi yapmak için değişik kamera hareketlerinin
gerekliliğini fark edince kolları sıvamış. Önce bildiğimiz tren
rayının bir benzeri, ancak kamerayı taşıyan bir arabanın üzerinde
yürüdüğü şaryo yapılmış. Büyük emek ve bir sürü denemenin ardından
bu gün kullandıkları şaryo sahicisinin yaptığı her işi yapabiliyor.
Mucitliği dillere destan Hekim Aydın’ı şaryo çok zorlamamış ama
ucuna kamera takılan ve yukarıdan aşağıya “Tilt” ve yatay hareket
“Pan” yapan Jimmy Jeep’i tasarlarken epeyce ter dökmüş. Üzerinde
kamerayı hareket ettiren pek çok motor ve kumandaları ile komplike
bir alet olan Jimmy Jeep için İstanbul’un yolu tutulmuş. Sinema
emekçileri sınırlı imkanlarla Diyarçam'ı ayakta tutuyor
Sinemacılardan pek fazla destek alamadıkları için televizyoncu
arkadaşlarının yardımlarıyla bir televizyonun stüdyosundaki Jimmy
Jeep fotoğraflanmış ve görüntüsü çekilmiş. Diyarbakır sanayi
sitesinde bir tornacıda başlayan çalışmalar yaklaşık üç ay sürmüş.
Pek çok uykusuz gecenin ardından bu gün kullandıkları Jimmy Jeep
gerçeği kadar mükemmel olmasa da aradaki farkı Hekim Aydın’ın
maharetli elleri kapatıyor. Hekim Aydın yaptığı aletin görünüşünün
iyi olmadığını ancak çok iyi sonuç verdiğini söylüyor. "Diyarçam"
sinemacılarının yeni projeleri recm. 21 Kasım 2002'de Mardin’de
Şemsiye Alak ve Halil Açıl'ın recmedilerek öldürülmesi Jana Zırav
“İnce Sızı”nın konusunu oluşturuyor. Halil Açıl olay yerinde ölmüş,
öldü zannedilen Şemsiye Alak ise boş bir araziye bırakılmış ancak
yedi ay direndikten sonra Alak 7 Haziran 2003'te yaşamını
yitirmişti. Senaryo Sait Alparslan’a ait. Alparslan senaryoyu
Şemsiye Alak’ın ölümünden sonra tiyatro oyunu olarak yazdığını,
tiyatronun daha dar bir alana hitap ettiğinden sonrasında filme
uyarladıklarını anlatıyor. Şemsiye Alak’ın yaşadıklarından çok
etkilendiğini de belirten Alparslan bölgede bu tür vakaların sıkça
yaşandığını ancak büyük bölümünün gizli kaldığını belirtiyor. İlk
film setleri Diyarbakır’ın Bismil ilçesinin bir köyü olmuş. Ancak
filmin hikayesini öğrenen köylüler kendi köylerinde böyle bir
filmin çekilmesine izin vermemişler. Film, sonrasında Hani
ilçesinin Gömeç köyünde ve önceki köyde yaşananlardan ders
çıkartılarak aceleyle altı günde tamamlanmış. CD Halinde basılan
film ve kliplerin geniş bir alıcı kitlesi bulunuyor VCD
formatındaki Kürtçe filmlere bu günlerde nur yağıyor. Düşük
bütçeyle çekilen ve henüz yerel olmaktan öteye gidemeyen filmler
Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere tüm Türkiye’de hatta yurt
dışında yok satıyor. Yapımcı Orhan Çiftçi bu güne kadar ürettikleri
otuzdan fazla müzik albümünden sonra filmin kendileri için çok yeni
bir alan olduğunu söylüyor. Kürtçe müzik albümlerinin patlama
yaptıktan sonra şimdilerde yerini Kürtçe filmlere bıraktığını da
sözlerine ekliyor. Yapımcılığını üstlendiği filmlerin 20-30 bin
civarında kopyasının basıldığını ancak çok daha fazlasının korsan
olarak piyasaya çıktığından şikayet eden Çiftçi telif yasasından
çok umutlu olduklarını, korsanın sona ermesinden sonra çalışmaların
ivme kazanacağını belirtiyor. Orhan Çiftçi Diyarçam yada Kürt
Yeşilçam’ı Qaj a Kesk adı altında çok daha kaliteli işlere imza
atarak yurt dışındaki Kürtlere ve Kuzey Irak pazarına daha çok
yöneleceklerini ifade ediyor. Kürt Yeşilçam sinemacılarının en
büyük düşüyse bir gün bir sinema filmi çekmek. *Kürtçe "yeşilçam"
Kaynak: BBC Turkish Haber:Kadir Konuksever/Diyarbakır