Güneydoğu'da kız çocuğu olmak
Abone olGüneydoğu Anadolu Bölgesi'nde eğitim seviyesinin düşük olması, ve yaşam şartları küçük kızlar için kabusa dönüşüyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, eğitim seviyesinin düşüklüğü, kız
çocuklarının okula gönderilmemesi, resmi nikah yerine imam nikahı
gibi feodal yapı nedeniyle kadınlar istedikleri yaşam standardını
yakalayamıyorlar. Bölgenin sosyo-kültürel yapısı nedeniyle aileler
eğitimden bir beklentisinin olmamasından dolayı kız çocuklarını ya
okula göndermiyor ya da ilköğretime devam ederken okulu bırakıyor.
Şanlıurfa'nın ilçeleri ile kırsal bölgelerde lise ve dengi
okullarda eğitim gören kız öğrenci sayısının, erkeklere göre düşük
düzeyde kalmasının diğer nedeni ise ailelerin 11-12 yaşından sonra
kız çocuklarını ''namus kavramı'' çerçevesinde taşımalı eğitim
sistemiyle başka köy veya beldeye göndermemesi olarak dikkat
çekiyor. İl genelinde 290 bin okul çağındaki kız çocuğu ile kadının
yüzde 58'i okuma-yazma bilmiyor. Okula gidemeyip yeterli eğitim
alamayan ve okuma yazma bile bilmeyen bölgedeki kırsal yerleşim
birimlerinde yaşayan kadınların tamamına yakını, ilk gün ışığıyla
birlikte koyunların otlatılması, hayvanların sağılması gibi işleri
bitirdikten sonra sırtında çocuğu ile aileye yemek hazırlayıp evi
temizliyor. Kadının aile içindeki geleneksel rolünü başarıyla
uygulayan kadınların görevi daha sonra eşlerine tarım işlerinde
yardım etmekle devam ediyor. Kadınlar, ellerindeki oraklarla ot
biçiyor, küreklerle tarlaya su tutuyor, çuvallara toplanan
pamukları sırtlarında taşıyarak, kamyonlara yüklüyor ve evin tüm
ihtiyaçlarını karşılıyor. Bulundukları yerlerde iş bulamayan
aileler Ege'de pamuk, Karadeniz'de de fındık toplamaya gidip
yaklaşık 6 ay çadırlarda kalarak yaşam mücadelesi vermeye
çalışıyor.