Güneydoğu’da arazi kavgalarının nedeni araştırılıyor

Abone ol

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde son dönemlerde arazi anlaşmasızlığından kaynaklı çok sayıda ölümün nedenleri tartışılıyor. <br/>28 Temmuz günü...

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde son dönemlerde arazi anlaşmasızlığından kaynaklı çok sayıda ölümün nedenleri tartışılıyor.
28 Temmuz günü Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde arazi anlaşmazlığından dolayı 8 yakınını kaybeden Hasan Üstün, "Arazi sorunundan dolayı ben, 8 can verdim. Son bir ay içerisinde bölgemizde 35 insan bu yüzünden öldürüldü. Bu sorun gittikçe büyüyüp ölümleri arttırmaktadır. Toplum içinde infiale yol açacaktır” dedi.
Son 2 ayda bölgede arazi anlaşmazlığından kaynaklı 35 kişinin ölümü ve 50’e yakın kişinin de yaralanmasına neden olan kavgaların nedenlerinin arazilerin toplulaştırma sorunundan kaynaklandığı ortaya çıktı. Arazi toplulaştırmada, çeşitli nedenlerle ekonomik olarak tarımsal faaliyetleri yapmaya imkan vermeyecek biçimde parçalanmış, dağılmış, bozuk şekilli parsellerin modern tarım işletmeciliği esaslarına göre ve sulama hizmetlerinin geliştirilmesi için en uygun biçimde birleştirilmesi, şekillendirilmesi ve yeniden düzenlenmesi işlemesi amaçlanıyor. Arazi anlaşmasızlığından ötürü 28 Temmuz günü Diyarbakır’ın Bismil ilçesi Karatepe köyünde Üstün ve Er aileleri arasında yaşanan silahlı kavgada 8 kişi hayatını kaybetmişti. Yaşanan kavgada 2’si kardeşi 8 yakınını kaybeden Hasan Üstün, arazi toplulaştırmanın bölgede her geçen büyük bir sorun haline geldiğini ifade ederek, yaşanan ölümlerin nedeninin toplulaştırmadan kaynaklandığını söyledi. Arazi toplulaştırma çalışmaların eksik bir şekilde yapıldığını anlatan Üstün, bunun önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, sorunun devam ettiği takdirde bölgede yeni ölümlerin yaşanacağının uyarısında bulundu.

“BEN 8 CAN VERDİM, İNSANLARIMIZ BU SORUNDAN DOLAYI ARTIK ÖLMESİN”
Bölgede yaşanan bütün sıkıntıların, arazilerin toplulaştırmasından kaynaklandığını, arazilerinin toplulaşmasıyla yeni mal sahipleri ortaya çıkarttığını anlatan Üstün, hak sahibi olanların ise yeterli anlamda haklarına sahip olamadığını dile getirdi. Bu sorundan ötürü insanların ölmemesi gerektiğini söyleyen Üstün, “Arazi toplulaştırma çalışmaları eksik bir şekilde yapılıyor. Çünkü bu çalışma özel firmalar tarafından yapılıyor. Köylere giden personel ilkin köylüler arasında uzlaşma yoluna gidiyor. Zaten en büyük sorun da buradan kaynaklanıyor. Arazi toplulaştırma çalışmalarının sağlıklı bir şekilde yapılmasını istiyorsak, yaptırım gücü olanların yapması gerekiyor. Örneğin bir ilçenin kaymakam ve jandarma komutanı bu çalışmada yer almalı. Bunu yaparken de hak ve hukuk çerçevesinde yapılması lazım. Kimin arazisi varsa zaten bellidir. Şu an uydu sisteminde Türkiye’de kaç milyon arazi tarım alanda ekiliyor bilinmektedir. Biz destekleme için başvuru yaptığımızda bakanlık tarafından belirleniyor kimin arazisi ne kadar var. Tüm bunlar bilinmesine rağmen, arazilerin hisse sahiplerinin olduğunu da biliyorlar. Neden bu hisseler ayrılmıyor, bunun nedeni nedir? Bunu yapmayarak ne amaçlanıyor, bilmiyorum. Bunun bir an önce yapılması gerekiyor. Bu yapıldığı takdirde kan davaları da biter. Bölgemizde insanlar artık bu sorunlardan dolayı ölmesin. Ben, 8 can verdim. Son bir ay içerisinde bölgemizde 35 insan arazi anlaşmasızlığı yüzünden öldürüldü. Bu sorun gittikçe büyür ve ölümlere yol açacaktır. Toplum içinde infiale yol açacaktır. Çok büyük sıkıntılar yaşanacak ve hatta bunun önüne bile geçilmeyecek bir hal oluşur” dedi.

“ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMASINDA YAPTIRIM GÜCÜ OLANLAR YER ALMALI”
Arazi toplulaştırma çalışmaları için bölgeye yaptırım gücü olan kişilerin olması gerektiğini ifade eden Üstün, bu sayede kimin haklı ve haksız olduğunun daha rahat ortaya çıkabileceğini söyledi. Üstün, “Arazi toplulaştırması yapanlar, haklının yanında duracaklar. Şu an bu yapılmadığından ötürü her şey karmakarışık bir halde. Bu sorunun hemen çözülmesi gerekiyor. Gittikçe kaosa sürükleniyor. Yeter artık demek istiyoruz. Nereye kadar bu sorun böyle devam edecek. Bu toprak üzerinde yaşama hakkımız var. Devletin kanunlarıyla yaşıyorsak, devlet bizim canımızı, malımızı korumak zorunda. Benim, malım ve canım gitti. Ailem o gün çaresizlikten dolayı araziye gitti. Arazisine sahip olmak için gittiler, kimseyi öldürmek için gitmediler. Ben 32 yıldır köyde yaşıyorum. Köylerde yaşanan sorunları iyi biliyorum. İnsanlar her yıl benim arazime tecavüz ediyor. İnsanlarla karşı karşıya geliyorum, devlete başvuruyorum, bir çok sorun yaşıyorum. Benim de yaşama, malımı yemeye hakkım var. Toplulaştırma çalışmalarında güvenlik gücü mutlaka yer almalı" diye konuştu.
Bölgede yaşanan huzur ortamı boşluğundan yararlanan insanların olduğuna da dikkat çeken Üstün, “Bölgemizde yaşanan barış ortamı var. 7 aydır çatışmalarda tek bir insan ölmedi. Bu bir boşluk olarak görülmekte ve bundan yararlanan insanlar var. Bu daha da yapılacaktır. Bunun önünü geçilmesi gerekiyor” ifadeleri kullandı.
(İHA)

Günün Önemli Haberleri