Gündeme dair önemli değerlendirmeler yaptı
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.<br/>Davutoğlu IŞİD’e karşı mücadele planıyla ilgili, “Biz herhangi b...
Başbakan Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda
bulundu.
Davutoğlu IŞİD’e karşı mücadele planıyla ilgili, “Biz herhangi bir
radikalleşme eğilimine karşı tavır göstermeyi doğru görürüz.
Yapılması gereken daha kapsamlı ve bütüncül bir politika yürütmek.
Ortadoğu halkları artık iki kötüden birini tercih etmek gibi
kaderle karşı karşıya bırakılmamalı” dedi,
Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nden Kanal 24’dün canlı
yayın programa katılan Başbakan Davutoğlu, gazeteci Akif Beki ile
Mustafa Karaalioğlu’nun gündeme ilişkin sorularını değerlendirdi.
Davutoğlu, IŞİD ile ilgili gelinen son durumu değerlendirerek,
“Hareketli günler yaşıyoruz. Suriye krizinin bir an önce çözülmesi
lazım. Aslında hareketli günler yaşıyoruz. Çünkü tarih çok
hareketli akıyor. Aynen geciken adaletin gerçek niteliğini
kaybetmesi gibi uluslararası toplumda geciken tedbirler daha büyük
devasa problemleri beraberinde getirebiliyor. Biz 4 senedir Suriye
bağlamlı ortaya çıkan gelişmeler çerçevesinde bütün müttefikleri
hep bir konuda harekete geçirmeye çalıştık. Bu bölgedeki yapılar
çok kırılgan, bir kere sarsılmaya başlarsa diğer yerlere de süratle
yayılır. Bunu kontrol altında tutmak icap ediyorsa ki tutmak
gerekiyor. Suriye krizinin bir an önce çözülmesi lazım. Çünkü
Suriye çok stratejik bakımdan bölgenin en önemli ülkesidir. Suriye
krizi kontrol altına alınmazsa buralarda çok ciddi depremler
yaşanır diye hep anlatmaya çalıştık. Başta önce Esad’a anlatmaya
çalıştık. Dinlemedi anlamadı. Neredeyse yalvardık, bu gidişat kötü,
ülkenizle ilgili çok ciddi sıkıntılar doğar, hepimiz etkileniriz şu
reformları yapın. Dinlemedi bizi ve çok ciddi zulümler ortaya
çıktı. Bu sefer diğer ülkelere anlatmaya çalıştık. Eğer bu rejim
durdurulmazsa radikalleşme artacak. Ama hep İran ve Rusya kanadı
Esad rejimi kontrol altına alır durumu bizde müttefik kaybetmeyiz
diye düşündüler. Diğer ülkeler ise bir müddet görelim dediler.
Türkiye tek başına feryat etti. Kendilerini dışlandığını
hissedenler radikaleşmeye yönelik ve nitekim maalesef Suriye’de
yüzde 12’lik bir azınlık geri kalanlara hükmetmeye çalışınca bir
mezhep çatışmasına dönüştü. Ama şimdi ABD’nin Irak’a bıraktığı
silahlar külliyen IŞİD’in eline geçti. Burada alternatif
üretmediğiniz zaman bir sonraki döneme alacağınız tedbirin çıtası
yükselmiyor. Maalesef bugün böyle bir olayla karşı karşıyayız.
Radikalleşme büyük bir tehdit. Bir sınırlarımızda herhangi bir
terör yapısı istemeyiz. Ama bunun sebepleri ortadan kaldırılmadıkça
bir grubu tasfiye edersiniz bir diğeri çıkar. Sünni kesimler
kendileri sahipsiz hissediyorlar. Yapılması gereken derhal bu
tehditlere karşı ortak tutum sergilemek lazım” dedi.
“ABD Başkanı Bacak Obama’nın buna benzer bir söylemle ortaya
çıktığını görüyoruz. Irak’ta Sünni aşiretleri kazanmazsak IŞİD’i
yenemeyiz noktasındalar. Dediğinize geldiklerini mi düşünüyorsunuz”
şeklindeki soru üzerine Davutoğlu, çeşitli örnekler vererek,
“Kesinlikle. Yani şimdi daha farklı bir şey söylemek istemiyorum”
diye yanıtladı.
“TÜRKİYE DOĞRU ZAMANDA DOĞRU KARARLAR ALDI”
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin bugünkü Türkiye ziyaretine
ilişkin yaptığı özel görüşmede itiraf veya özür beyanında bulunup
bulunmadığına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, “Yani tabi bu tür
görüşmelerde muhatabınıza dönük olarak bakın haklı çıktım veya siz
haksız çıktınız veya geciktiniz demek doğru olmak. Ama şunu
söyledim açıkça sıkıntı burada tutumlarımızın senkronize olamaması.
Biz Beşar Esad’la görüşürken ABD yönetimi bu görüşmeleri kesin
adamı cesaretlendiriyor bu görüşmeler diye ısrar etti. Ve ben Şam’a
gittiğimde Esad’ı ikna etmeye çalıştığımda yalvar yakar diye
durdurun bu zulmü dediğimde ABD yönetimi bir hafta iki hafta bile
beklemeyi çok görmüşlerdi. Sonra biz artık ümidi kesip burada
istikrar ancak rejimin değişmesi ve dönüşmesi ile sağlanabilir
dediğimizde müttefiklerimiz bu sefer daha alttan almaya başladılar.
Bunu şunun için zikrediyorum. Türkiye doğru zamanda doğru kararlar
aldı. Beşar Esad ile o zaman konuşulması gerekiyordu. Belki ikna
ederiz diye düşündük. Sonra zulüm ettiğinde sert tutum takınmak
gerekiyordu. Çünkü esnek tutum takındığınızda karşı taraf bunu zaaf
olarak algılıyor. O zaman tutarlı bir politika eksikliği yaşandı
uluslararası toplumda” dedi.
“IŞİD’e karşı mücadele konusu zamana yayılırsa daha büyük sorun
yaratmaz mı” sorusu üzerine Davutoğlu, “Biz herhangi bir
radikalleşme eğilimine karşı tavır göstermeyi doğru görürüz.
Yapılması gereken daha kapsamlı ve bütüncül bir politika yürütmek.
Ortadoğu halkları artık iki kötüden birini tercih etmek gibi
kaderle karşı karşıya bırakılmamalı” dedi.
“ARİF’E TARİF GEREKMEZ”
“Suudi Arabistan’daki toplantıdaki bildiriye Türkiye imza atmadı.
ABD’nin ne istediği aşağı yukarı belli. Kerry Türkiye’den
istediklerini duyarak mı ayrılıyor” sorusunu Davutoğlu, “ABD’nin ne
istediği ne kadar belli ise bizim niçin imza atmadığımız da o kadar
açık ve bellidir. Bunun için Arif’e tarif gerekmez. Bunu da
kamuoyunun bildiğini ümit ediyorum. Bunun için çok detaylı analize
girmek neden imza atmadığımızın gerekçesine de zarar verir” diye
yanıtladı.
Başbakan Davutoğlu, Irak’ta alıkonulan Türkler ile ilgili soru ve
eleştirilerin hatırlatılması üzerine, Amerikalı rehineler ile
ilgili ABD basını ve politikalarını örnek gösterdi. Davutoğlu,
“İsteniyor ki biz bir takım şeyler söyleyelim ve karşılığında
rehinelerimiz zarar görsün. Bundan memnun mu olunacak. Şimdi bu
sorumsuzluk ve muhalefetin ve basının bu tavrı beni üzüyor. Aileler
ile bir araya geldiğimizde bunu ne için yaptığımızı anlıyorlar.
Öncelikler var. Birinci öncelik o kardeşlerimizin ailelerine en
kısa zamanda kavuşması. Yapabileceğimiz ne ise onu yapacağız.
Sorumluluk içinde davranıyoruz” dedi.
“ABD eğer Esad rejimini de sürecin sonunda gönderecek bir
perspektif ortaya koyarsa bu sizi motive eder mi?” şeklindeki soru
üzerine Davutoğlu, “Zaten bizim arzu ettiğimiz de bu. Mesele
diğerlerinin motive olmasıdır. Ama ne yönde motive olacaklar.
Mısır’da olduğu gibi Suriye’de de otoriter bir rejim gelse de olur
derlerse o zaman yine yol ayırımı olur. Ama eğer şu söylenirse
Suriye’deki her kardeşimiz eşit vatandaşlar olarak siyasal sisteme
katılacaklar ve Suriye’de demokratik bir istikrar sağlanacak
denirse biz elimizdeki tüm kaynaklarla seferber oluruz ve
destekleriz” diye konuştu.
(İHA)