Günay muhalefetten yaka silkti!
Abone olCandaş Tolga Işık'a konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a muhalefet illallah ettirdi...
İNTERNETHABER.COM - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay, referandum boyunca muhalefetin tavrının yalan üzerinden
kurgulandığını öne sürdü...
Gazeteci yazar Candaş Tolga Işık'ın Topkapı Sarayı'ndan
hazırlayıp sunduğu canlı yayınla ekranlara gelen Bunu Konuşalım
Referandum Özel programının konuğu Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günay oldu… Programda çarpıcı açıklamalarda bulundu…
Bakan Günay muhalefete şu sert sözlerle yüklendi:
Ben bu kampanyada gördüğüm demogojiyi hayatım boyunca
görmedim anayasa tartışmaları seçim tartışmaları oldu ülkede bu
kadar yalan üzerine muhalefet yapıldığını ilk defa
görüyorum.
İşte Candaş Tolga Işık'ın soruları ve Bakan Ertuğrul Günay'ın
yanıtları:
Candaş Tolga Işık: Seçim gezilerinde siz “Evet” yada
“Hayır” deyin demiyorsunuz. Niye böyle
diyorsunuz?
Ertuğrul Günay: Bu bir anaya oylaması bir
siyasi oylama değil siyasi oylama olsa bende bizim partiye oy verin
derim. Türkiye’de olumsuzluk sürecini kötü hukuk işleyişinin
bedellerini yaşamış bir insanın o nedenle hukukun çok önemli
olduğunu bir özgürlükçü anayasa yapısının olması gerektiğini
biliyorum. Okuyun ve bilgilenin diyorum parti sitelerinde ufak
tefek sapmalarda olabilir. Resmi sitelerden girin okuyun diyorum ve
bilerek oy kullanın diyorum. Metni okumuş olanların “Hayır”
demesini imkansız buluyorum.
Ben bu kampanyada gördüğüm demogojiyi hayatım boyunca görmedim
anayasa tartışmaları seçim tartışmaları oldu ülkede bu kadar yalan
üzerine muhalefet yapıldığını ilk defa görüyorum.
Başbakanda bu demogoji içinde bulunmuyor mu?
Ben bu konuyu Başbakan’la bir kaç kez tartıştım ama öyle ağır ve
haksız itamlarda bulunuyorlar ki Başbakan cevap vermek zorunda
kalıyor. Ülkenin Başbakanı kendisine bölücü veya sahteci diyen
birine cevap vermek zorundadır.
Biz neye evet dediğimizi madde madde açıklıyoruz. Muhalefet neye
hayır dediğini söylemiyor demogoji yapıyor.
MHP soğuk savaş dönemi politikası
uyguluyor…
Bu anayasa değişikliği ile iktidarın yargıyı ele geçirip
iktidarın tekeline sunan bir değişiklik olduğu
söyleniyor…
Biz bu paketi ilk önerdiğimizde ana muhalefet partisi biz bunun
kapağını bile açamayız dedi. Kapağını da açamayız demekle birlikte
okuyup gördüklerinde çok da itiraz edecek bir şey olmadığını
anladılar. İki madde hariç diğerlerini konuşabiliriz dediler
dediklerinde birisi bu Anayasa Mahkemesi ve biriside HSYK
sisteminin değiştirilmesi. Bizim bugünkü anayasamızda Anayasa
Mahkemesi tamamen Cumhurbaşkanı seçiyor.
Hatırlayalım bugünkü 82 Anayasasında birçok organı zaten
Cumhurbaşkanı seçiyor. Orada Cumhurbaşkanı genel isim ama özel
sayın Kenan Evren bu anayasa 82’de baskıyla kabul edilirken Kenan
Evren’de 7 yıl içinde Cumhurbaşkanı oldu otomatik olarak bütün
mekanizmalar onun 7 yıllık döneminde devletin tepesini
şekillendirmesiyle kuruldu. O gün bugündür sürüyor. Kimse yetkisini
başkasıyla paylaşmak istemediği için. İlk defa bu yetkiyi
paylaştıran ve bu yetkiyi Cumhurbaşkanı elinden kısmen alan bir
yeni modele gidiyoruz.Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 11’den 17’ye
çıkarıyor. Neden çıkarılıyor.Anayasa Mahkemesine yeni bir görev
daha veriyoruz.Vatandaşa bireysel başvuru hakkı getiriyoruz.
Hukuktan şikayeti olan İnsan Hakları Mahkemesine gitmeden önce
kendi Anayasa Mahkemesine başvurabilir diyoruz. O nedenle Anayasa
Mahkemesininde yükü bir hayli artıyor ve üye sayısını
arttırıyoruz.Burada getirilen köklü değişiklik şu Anayasa
Mahkemesini yine eskiden olduğu gibi çeşitli kurumlar öneriyor yine
Cumhurbaşkanı belirliyor ama 3 üyeyi de meclis seçiyor buna çok
itiraz ediyorlar.
Çünkü mecliste bugün çoğunluk AK Partide o zaman bunu siz
seçeceksiniz diyorlar.
Dünyanın bütün demokratik ülkelerinde yüksek mahkeme varsa
kararları üzerinde karar veren bir mahkeme varsa ki bu bizim
sistemimizde Cumhuriyet Anayasasında yoktu Atatürk’ün ilk
anayasasında yoktu. 27 Mayıs darbesinden sonra girmişti Anayasa
Mahkemesine . Anayasa Mahkemelerinde meclisler hep üye seçer bizim
61 Anayasamızda o zaman meclis 5 üye seçiyordu 2 üyeyi senato 3
üyeyi meclis seçiyordu çok önemli bazı hukuk adamları meclis
tarafından seçilmiştir.
Sonra 12 Eylül aldı bu yetkiyi halkın bir çok yetkisini aldığı için
bunu da meclisten aldı ve tamamen Cumhurbaşkanına verdi. Biz 12
Eylül’ün biraz gerisinde 3 üyeli bir seçim yapıyoruz o zaman 15’in
5’ini meclis seçiyordu şimdi 17’nin 3’ünü meclis seçiyor.
Meclis 17 üyenin üçünü seçince nasıl yargı siyasallaşmış olur
anlamıyorum.
Eskimiş hukuk zihniyeti HSYK ve buna benzer kurumları ele geçirmiş
durumda.
Neden bu durum kısmen kırılıyor neden bu anlamda daha iyi
bir adım atılmadı: neden daha çok parlamentoya hak
verilmedi.
Parlamentoya daha çok hak verilse kıyamet kopar 3 değil de 5, 3
değil de 7 deseniz kıyamet kopar. Türkiye’de artık milli iradesini
de yargı içine katsın başka ülkelerde olduğu gibi bi adım attık
benim önerim daha fazlaydı örneğin ama arkadaşlar daha temkinli bir
düzenleme yapalım bunu çok kullanılacaklar diye temkinli bir adım
attılar şimdi nitekim bunu kullanıyorlar.
Meclis çoğunluğu bugün birindedir yarın başkasında olur. Diyorlar
ki bazıları meclis kimde olursa olsun bunu seçmemelidir. Milli
iradeyi milli iradenin esas gücünün demokrasiyi belirlediğini kabul
etmeyen milli iradeye karşı temkinli soğuk bir bakış açısıdır.
Meclis 17 üyenin üçünü seçince nasıl yargı siyasallaşmış olur
anlamıyorum.
Bundan daha vahimi de HSYK ile ilgili yapıyorlar. Ondada HSYK
7üyeden oluşuyor. Adalet Bakanı, Adalet Bakanı Müsteşarı 5 üyenin
üçünü Yargıtay seçiyor 2’sini Danıştay seçiyor. 7 kişilik bir
kurulda Adalet Bakanı ve müsteşar kendisi gibi düşünen 2 hakim daha
bulmuşsa çoğunluğu ele geçiriyor. Şimdi diyorlar ya ele geçirilecek
diye zaten ele geçirilmiş o beş kişi tarafından Bakan ve Müsteşar
dışlanmış zaten şu anda fiili durum bu, orada ideolojik bir kapalı
durum var bunları kim seçiyor Yargıtay ve danıştayın belirli
sayıdaki üst düzey hakimi burada yapılan temel değişiklik şu; biz
bu sayıyı 22’ye çıkarıyoruz. Çünkü HSYK’nın yapacağı çok iş var. 3
daire halinde çalışsınlar daha çok yargının kendi sorunlarıyla
meşgul olsunlar diye uğraşıyoruz. Bağımsız bir çalışma organı
kuruyoruz.Onlara imkan veriyoruz onlara bağlı bir müfettişlik
sistemi veriyoruz yani yargının denetimini doğrudan doğruya Adalet
Bakanlığı’nın dışına veriyoruz. Tamamen HSYK statüsünü iyileştirmiş
oluyoruz. 22 kişilik bir kurulda mı Adalet Bakanı ve Müsteşar
çoğunluğu ele geçirebilir, 7 kişilik kurulda mı. Adalet Bakanı ve
Müsteşar’ın etkinliği azaltılıyor. Bunu ben söylemiyorum bunu
Anayasa Mahkemesi söylüyor bu konu Anayasa Mahkemesine gönderildi
ve bu pakete itiraz edildi.
Türkiye’de bazı kurumlar zor değişir. Zor değişenlerden birisi
ordudur birisi yargıdır doğasından çünkü bunlar zapturapt altında
disiplinli kurala bağlı yazılı kurala bağlı kurumlardır. Ben
hukukçuyum yargı ve ordu bazı konularda birbirine benzer
mantalitelerini değiştirmek bakış açılarını değiştirmek uzun emek
ister. Eskimiş hukuk zihniyeti HSYK ve buna benzer kurumları ele
geçirmiş durumda.
Meclise göre darbeciler açısından zaman aşımı dolmamıştır.
Biz Anayasadaki engeli kaldırıyoruz.
Eğer evet çıkarsa bahsettiğiniz manada 82’deki süreç bir kesinti
olarak görülürse 12 Eylül’ü yapanların yargılanma ihtimali var ve
bu kuvvetli bir ihtimal mi diyorsunuz?
Evet vardır ama yargılanma konusunda bir cezaya uğrarlar mı bir
tazminata mahkum edilirler mi yaptırım uygulanır mı ona biz
karışamayız bu yargının kararı. Ama şimdiye kadar yargının bir
mazereti vardı yargıya bu konular defaatle götürüldü fakat yargıda
hüküm var ben bu konuda işlem yapamam Anayasa engel diyordu. Biz
Anayasadaki engeli kaldırıyoruz.
Başka bir yorum yapmamız gerekmez. Bundan sonrası yargı eğer siyasi
irade kadar kararlı siyasi irade kadar insan hakları konusunda
duyarlı siyasi irade kadar demokrat olursa yargı bunları bal gibi
sanık sandalyesine oturtur hesabını sorar. Ben böyle bir
hesaplaşmayı arayan insanlardan değilim ben davamı Allah’a havale
ettim. 12 Eylül’ün o tuzakları Türkiye’nin geldiği o tuzağın millet
tarafından görüldüğünü millet tarafından o prangaların yıkıldığını
görsünler o kafi bir cezadır.