Dumanlı köyü sınırlarında yer alan, geçmişi Orta Çağ’a kadar uzanan, ‘Gökyüzüne yakın saklı kent’ olarak da bilinen arkeolojik doğal sit alanı Santa Harabeleri, taştan inşa edilen tek katlı yapılar ve kiliselerden oluşuyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve bugüne kadar ayakta kalan yapılar, son yıllarda kaçak define kazıları ile tahrip edilirken, bakımsızlıktan kaplanan otlarla da görsel güzelliğini kaybediyor. Santa Harabeleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla ‘kesin korunacak hassas alan’ olarak tescillenerek korumaya alındı. Ekim ayında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla birlikte; bölgeyi turizme kazandırmak için restorasyon çalışmaları da başlatıldı.Rum sivil mimarisine özgü eserler, taştan inşa edilen tek katlı yapı, kilise gibi pek çok tarihi yapıyı barındıran ve kaçak definecilerin kazılarıyla tahribata uğrayan Santa Harabeleri’nin restore edilerek bölge turizme kazandırılması hedefleniyor.Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Dr. Coşkun Erüz, tescil kararıyla Santa Harabeleri’ndeki koruma alanının bin 300 hektara kavuştuğunu söyledi. Erüz, "Santa, ‘Karadeniz’ deyince aklınıza gelebilecek kültürel alt yapıya sahip, hırçın bir coğrafyayı gösteriyor. Karadeniz denince akla gelen her daim yeşil, içinden akarsu geçen, etrafı ormanlarla kaplı hem yayla hem köy hem de kültür merkezi olduğu için gidenleri cezbediyor. Santa’nın fotoğraflarına bakanlar bunu hissederler. Burası son dönemde ünlü olan Dipsiz Gölü de sınırları içerisinde barındırıyor. Hem arkeolojik hem de doğal sit alanı. " dedi. Konuşmasının devamın Erüz " Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla birlikte koruma alanı bin 300 hektarlık bir alana kavuştu. Bu alan içerisindeki kültürel alanların haricindeki alanın tamamı doğal sit alanı kapsamında. Bu doğal sit de kesin korunacak ve nitelikli korunacak doğal sit olarak ayrılıyor. İçerisindeki köy yerleşimlerinin olduğu yer ise sürdürülebilir kullanım alanı olarak tescillenmiş durumda. Santa aslında hem doğal hem de kültürel anlamda arkeolojik sit alanı pozisyonunda olan bir yer" diye konuştu. Santa’daki yaşam alanlarının yalnızca yaz aylarında kullanıldığı için bölgenin korunmasız kaldığını ve kaçak definecilerin hedefi olduğunu belirten Erüz, "Sadece yaz mevsiminde 3- 4 aylığına iskan ediliyor. Onun dışındaki dönemlerde hemen hemen boş. Maalesef bölgedeki köprüler, çeşmeler, kiliseler hatta insanların yaşadığı evleri dahi korumasız kalarak diğer mevsimlerde büyük tahribata uğruyor. Devletin bunu fark edip, gidip tedbir alması çok kolay değil. O yörede yaşayan, alanın esas sahibi olan yerleşimcilerin duyarlı olması gerekir. Gerekli ihbarı yaparak oranın kontrol altında tutulmasını sağlamalı" şeklinde konuştu.Santa bölgesinin turizme kazandırma çalışmaları yapıldığını da aktaran Erüz, "Koruma imar planı ile alan yönetim planı çalışmalarının yıllar içinde yapılacağı düşünülüyor. Yakın bir zamanda restorasyon kapsamına alınma durumu da var. O tarihi yapıların bir kısmının turizme kazandırılması durumunda Santa’da yılın 12 ayı turizm yapılabilecek hem tarihi hem doğal bir coğrafya. Ayder ve Uzungöl’ün başına gelen önce yapılaşma sonra planlama değil de önce planlama sonra yapılaşmayı başarırsak, Santa ve hemen arka vadide bulunan Kurum ve İmera gibi tarihi yerleşimler hem Trabzon hem Gümüşhane’ye büyük potansiyel oluşturacak" ifadelerinde bulundu.Doğu Karadeniz'deki Rum- Pontus Devleti'nin kültürel mirası olan Santa Harabeleri'nin, 17’nci yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Rumların bölgeden 1923 yılında göç etmesiyle kaderine terk edilen harabeler, Gümüşhane’ye 72, Trabzon’a ise 42 kilometre uzaklıkta; Gümüşhane’nin Dumanlı köyü sınırlarında yer alıyor. Rum sivil mimarisine özgü eserleri barındıran ve 1999'da arkeolojik doğal sit alanı ilan edilen Santa Harabeleri, 7 mahallede taştan inşa edilen tek katlı konutlardan ve her mahalledeki en az 1 kiliseden oluşuyor. 1700- 1900 yıllarında 5 bine yakın kişinin yaşadığı harabeler, ulaşım zorluğu nedeniyle az sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Çevresinde az sayıda nüfus ve yaban hayatından pek çok canlıyı barındıran tarihi harabeler, bölgenin önemli turistik noktaları arasında da yer alıyor.