Gül'ün veto kararına tepki yağıyor!

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün vetosundan sonra şike cezasına indirim teklifine imza koyan muhalefet ayağa kalktı: İmzamızın ve sözümüzün arkasındayız..

Şike yasasının Köşk'ten dönmesi, iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasileri ayağa kaldırdı. AK Parti'den sonra CHP ve MHP'de Cumhurbaşkanı Gül'ü eleştirdi, "Attığımız imzanın arkasındayız" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli'den "CHP ve MHP ile mutabakatımız devam etmekte. AK Parti grubu yasayı aynen Köşk'e göndereceğiz" açıklaması geldi.

 GÜL İYİ Mİ, KÖTÜ MÜ YAPTI?
Gül'ün "Şike yasası"nı iade etmesi medyada da geniş yankı buldu. Peki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül "Şike Yasası"nı geri çevirmekle iyi mi yaptı?
Ayrıntıları okumak için TIKLAYIN...

AK Parti Grup Başkanvekili Nevzat Tarhan dün eleştirilerilerde başı çekmiş ve Gül'e hata yaptığı uyarısında bulunmuştu. Elitaş, ‘Karara saygılıyıza ama Meclis iradesi öne çıkar’demiş ve muhalefet partilerine de "İmzanızın arkasında durun" çağrısı yapmıştı.

O çağrıya bugün ilk tepki CHP kanadından geldi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Meclis'te, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile birlikte basın toplantısı düzenledi.

Bir basın mensubunun Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Şike Yasası'nı veto ettiğini hatırlatması üzerine Tarhan, "Bu yasa metnini bir hukukçu olarak değerlendirdim, altındaki imzanın arkasındayım" diyerek, iktidarla aynı görüşü paylaştığını deklare etti.

-"CUMHURBAŞKANI'NIN ŞİKE YASASIYLA İLGİLİ ÖZEL DEĞERLENDİRMELER YAPMASINI GARİP BULUYORUM"-

Cumhurbaşkanı Gül'ün tavrını eleştiren Tarhan, şöyle dedi:

"Cumhurbaşkanı'nın veto etme gerekçelerinde geçen ölçülülük prensibinin burada aslında çok açık ve net olarak ortaya konulduğunu görüyorum. Çünkü 18 yıl hapis cezasına kadar varan bir özgürlüğü bağlayıcı ceza ile karşı karşıya kalınabiliyor. Bunun sportif bir suçta bu kadar yüksek tutulmasının asıl toplum vicdanıyla bağdaşmayacağını düşünüyorum. Çok dikkatli tetkik edilmiş özellikle Ceza Yargılama Yasasındaki karşılığı 231 ile dengelenmesi de tarafımdan olumlu bulunmuştur. Ben imzanın arkasındayım Şike Yasası itibarıyla. Ayrıca şunu sorgulamadan da geçemeyeceğim. Sayın Cumhurbaşkanı'nın daha önce Ceza Yöntem Yasasında en az 8-9, Ceza Yasası'nda onlarca yapılan değişiklikle doğrudan yargılamaları müdahale niteliğinde değişikliklerde neden toplum vicdanı ve ölçülülük orantısıyla ilgilenmediğini merak ediyorum. İkincisi somut olarak açıklamam gerekirse YİMPAŞ ile ilgili daha önce görevi kötüye kullanma, yürümekte olan görevi kötüye kullanma suçlarına ilişkin doğrudan örtülü af niteleğindeki düzenlemede ve buna benzer pek çok düzenleme var. Örneğin 231, iki yıla kadar hapis cezalarının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına uğratılması, yüzbinlerce davayı doğrudan etkilemiştir. Ve yargının tıkanmasına neden olmuştur. Bunu öngöremeyen bir Cumhurbaşkanı'nın Şike Yasasıyla ilgili böyle özel değerlendirmeler yapmasını da garip bulduğumu söylemeliyim."

BAHÇELİ: SÖZÜMÜZÜN ARKASINDAYIZ

Ve bugün.. MHP'nin yasanın veto edilişine vereceği tepki merak ediliyordu. Parti vetoya en üst perdeden ve en yetkili ağızdan tavır koydu. Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün şike cezasında indirim öngören yasayı veto etmesini hayret ve esefle karşıladığını belirterek, "Dört partinin ittifakıyla çıkartılan söz konusu kanun değişikliği, tekrar Meclis gündemine aynı haliyle gelirse, biz sözümüzün ve kararlılığımızın sonuna kadar arkasındayız" dedi.

Bahçeli, Meclis iradesinin sulandırılmasına ve millet nezdinde değersizleşmesine tahammülleri olmadığını belirterek, AKP'nin de ana muhalefetin de tercihine, sözüne ve kararına bağlı kalarak sahip çıkmaları gerektiğini kaydetti.

Parti olarak köklü kulüplerin ve onlara gönül verenlerin incitilmesini ve hırpalanmasını kabul etmediklerini, kulüpleri zan ve töhmet altında bırakarak itibarlarının, saygınlıklarının ve güvenilirliklerinin zedelenmesini insaflı ve doğru bulmadıklarını dile getiren Bahçeli, bu yaklaşımlarının şike ve teşvik primi batağına saplananları kapsamadığını söyledi. Operasyon kapsamında gizli bilgilerin basında geniş yer alarak mahkeme aşamasına gelmeden pek çok kişinin peşinen suçlu gösterilmesine neden olduğunu savunan Bahçeli şunları söyledi:

"Ne acı bir durumdur ki, yaklaşık 5 aydır tutuklu bulunan ve Türkiye'de milyonlarca insanın sevgisini ve haklı ilgisini kazanmış spor kulüplerimizin başkan ya da oyuncuları, hukuken bir netice ortaya çıkmadan dört duvar arasında tutulmaktadır. Biz bu garabetin adalet olmadığına, hakkaniyete hizmet etmediğine, vicdanları kanattığına inanıyoruz. Sanırsınız ki hali hazırda şike ve teşvik primi sorunuyla ilgili tüm kötülükler 31'i tutuklu 93 şüpheli şahsın üzerinde toplanmıştır. Bunlar cezalara çaptırılırsa her şey düzelecek, Türk sporu zincirlerinden, kelepçelerinden kurtulacaktır. Kangren olan, iflas ettiği söylenen Türk futbolunun sorumlusu bey aydır tutuklu veya şüpheli kişiler midir?"

-"VETO VE İDDİANAMENİN ZAMANLAMASI MANİDAR"-

Meclis'te ittifakla kabul edilen şike cezalarında indirimi öngören yasayla ilgili düzenlemenin Cumhurbaşkanı Gül tarafından TBMM'de tekrar görüşülmek üzere geri göndermesini hatırlatan Bahçeli, "Veto kararıyla iddianamenin kamuoyuna açıklanması arasındaki yakınlık bize göre manidardır ve başka hesapların devrede olduğuyla ilgili kuşkularımızı da kuvvetlendirmektedir" dedi.

Veto kararının Cumhurbaşkanı Gül'ün şahsi görüşü ve takdiri olduğunu söyleyen Bahçeli, partisinin bu kanun değişikliğine destek verirken ne adalet duygusunun zedelenmesini ne de kişiye özel bir düzenleme olmasını asla istemediğini aklından dahi geçirmediğini kaydetti. Bahçeli şunları söyledi:

"Bizim anlamadığımız taraf; Sayın Cumhurbaşkanı'nın adalet duygusunun kimler tarafından saldırıya uğradığını ve kimler için özel yasalar çıkartıldığını unutmuş ya da unutmaya tevessül etmesidir. Biz çıkması için katkı verdiğimiz bir kanun değişikliğinde Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu şekilde veto yetkisini kullanmasını hayret ve esefle karşılıyoruz. Çankaya noteri suçlamalarını bertaraf etmek için fırsattan yararlanarak meseleyi farklı noktalara çekmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı bilmelidir ki, Milliyetçi Hareket Partisi ceza-yaptırım dengesini bozacak, adalet duygusunu zaafa uğratacak ve adrese teslim düzenlemeler yapacak hiçbir ilişki ağının içinde olmamıştır ve olmayacaktır. Hele hele partimiz; şike ya da teşvik primi konusunda herkesten fazla hassas ve duyarlıdır ve bu alanda kimseden duyacağı veya öğreneceği bir şey yoktur."

-"MECLİS İRADESİNİN SULANDIRILMASINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOKTUR"-

Sorunun tümüyle çözülmesi ve hukuki sorunların giderilmesi için duruş gösterip onay verdiklerini kaydeden Bahçeli, "Dört partinin katılımı ve işbirliğiyle çıkartılan söz konusu Kanun değişikliği, tekrar Meclis gündemine aynı haliyle gelirse, biz sözümüzün ve kararlılığımızın sonuna kadar arkasında duracağız. Meclis iradesinin sulandırılmasına ve milletimiz nezdinde değersizleşmesine tahammülümüz yoktur ve muhataplarımızı da aynı yaklaşım ve kararlılık içinde görmeyi istememiz en tabii hakkımızdır" dedi.

-"BİAT ETMEYEN BÜLENT ARINÇ NE YAPACAK?"-

MHP'nin tavrını net olarak ortaya koyan Bahçeli, AKP'nin de ana muhalefetin de tercihine, sözüne ve kararına bağlı kalarak sahip çıkmaları gerektiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın veto kararı sonrası yaptığı açıklamayı hatırlatan Bahçeli şunları söyledi:

"Ne var ki AKP Hükümeti'nin ağlayan siması, vetoyu hayırlı bir gelişme olarak değerlendirerek kendi partisinin alacağı pozisyon hakkında da hepimize bir fikir vermiştir. Sorguladığımız husus burada şudur: Kimseye biat etmeye niyeti olmadığını söyleyen ilgili Başbakan Yardımcısının, Kanun değişikliği tekrar Meclis Genel Kuruluna geldiği takdirde ne yapacağı ve nasıl bir yol izleyeceğidir. Bazı grup başkanvekillerinin düşüncelerinin hilafına, eğer AKP vetoyu doğru buluyorsa, daha önceki tutumunu ve kararını nasıl izah edecektir? U dönüşü yapan, sürekli çark eden ve geriye adımlarla bizim fazlasıyla dikkatimizi çeken AKP'nin ve CHP'nin; bu mesele karşısında alacakları tutum onların inandırıcılığı ve siyasi kaliteleri bakımından da test olacaktır."

GÜL'E 301 HATIRLATMASI

Kanun değişikliği hakkında Cumhurbaşkanı Gül'ün yaklaşımını ikircikli ve çifte standartlı bulduğunu açıklayan Bahçeli, "Madem ki, Sayın Cumhurbaşkanı, adil ve hakkaniyete uygun cezalar belirlenmesi konusunda dikkatlidir, suç ve ceza arasında adalete uygun bir oranının bulunması gerektiğine atıf yapmaktadır; o halde Türklüğe hakareti düzenleyen 301. Maddenin değiştirilmesinde neden aynı feraseti ve hassasiyeti göstermemiştir" diye sordu.

"SUÇLULUĞU KESİNLEŞMEDEN KİMSE SUÇLU İLAN EDİLMESİN"

Türk sporunun, özelde Türk futbolunun aklanması ve tüm şaibelerden arınmasını istediklerini ifade eden Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

"Bunun için mutlaka ve acilen sürdürülen adli ve idari kovuşturma süreci tamamlanmalı ve kim ne suç işlemişse karşılığını ve cezasını görmelidir. Spor ahlakına ve hoşgörüsüne sığmayan temasların, ilişkilerin ve gizli niyetlerin açığa çıkarılarak şikeyi yapanların, teşvik edenlerin ve bunlara alet olanların yaptıklarının yanlarına kar bırakılmaması sağlanmalıdır. Ancak suçluluğu kesinleşmeden kimseye de suçlu muamelesi yapılmamalıdır. Türk futbolu artık soluk almalıdır. Üzerinde dolaşan kara bulutlardan kurtulmalıdır. Kulüplerimizin, iyi niyetli sporcularımız ve fedakâr kulüp taraftarlarımızın daha fazla rencide olmaması ve üzülmemeleri için AKP Hükümeti sporu art niyetsiz ve gizli gündemine takılmadan sahiplenmeli ve sorunları gidermelidir. İlave olarak Türkiye Futbol Federasyonu tarafsız bir şekilde ve siyasi etkiden uzaklaşarak Türk futbolunun meselelerine acilen odaklanmalıdır. Federasyon kongrelerini siyasi kongre ve şov sahnelerine çevirenler bugünkü karanlık sürecin mesuliyetinden muaf olmadıklarını asla unutmamalıdırlar. Ve hiç kimse güzide kulüplerimizin ve diğerlerinin şerefiyle ve haysiyetiyle oynamamalıdır."

Günün Önemli Haberleri